Hızlıca yemeklerimizi yedik. Kuzenlerim giyinmek için odalarına gittiler. Eniştem ile sofrayı topladıktan sonra birileriyle telefonla görüşeceğini söyleyip balkona çıktı. Ben de salona geçip onlar hazırlanana kadar televizyona bakmaya karar verdim. Kuzenlerim on dakika sonra üzerlerini giyinip yanıma geldiler. Eniştem de onların geldiğini görünce telefondaki görüşmesini kapatıp kızarmış gözleriyle yanımıza geldi."Enişte neden ağladın gözlerin kıpkırmızı?" Bir yandan gözlerini sanki kırmızılıklarını geçirmeye çalışırcasına ovalayarak,"Arkadaşım komik bir şaka yaptı da çok gülmekten gözümden yaş geldi ondan böyle olmuştur. Hazırsanız ayakkabılarınızı giyin de çıkalım artık."dedi.
Kuzenlerim ile kapıdan çıkıp ayakkabılarımızı giydik arkadan da eniştem geldi kapıyı kitleyip ayakkabılarını giydi. Önden arabaya doğru ilerledik eniştem gelince arabayı açtı kuzenlerimle arka koltuğa geçtik,eniştem arabayı çalıştırdı. Yaklaşık yirmi dakika sonra varmıştık. Plaj eşyaları satan bir yere gidip benim için mayo aldık. Üstünde flamingo olan bir mayo seçmiştim. Çabucak arabaya gidip üzerimi değiştirip arabadan çıktım. Hep beraber denize gittik saatlerce denizde kuzenlerimle oynadım,bazen su savaşı yaptık bazen kim daha hızlı yüzecek diye saniye tuttuk.
Eniştem saatin 14.00 olduğunu artık eve gidip banyo yapıp bizim eve gitmemiz gerektiğini söyledi. Kuzenlerim ile denizden çıkıp kurulanarak üstümüze denizden sonra giymek için yanımızda getirdiklerimizi giydik.-Eniştem plaj dükkanından bana elbise almıştı onu giydim.-
Eve doğru yola çıktıktan 25 dakika sonra eve vardık.İlk önce büyük kuzenim banyoya girdi."İlkim kuzum abin çıktıktan sonra sen gir baban sana kıyafet getirmiş havluyu da buraya koyuyorum." Onlaylarcasına kafamı salladım. "Enişte peki eve ne zaman gideceğiz?"diye sordum."Kuzum sen de banyo yap çık küçük kuzenini de yıkıyayım çıkacağız ama bana söz ver evde uslu duracaksın." Elim ile tamamdır işareti yapıp abimin banyodan çıkmasını bekledim. Yaklaşık yirmi dakika sonra banyodan çıktığında eniştemin benim için bıraktıklarını alıp hızlıca banyoya girdim. Yirmi dakika sonra işlerimi bitirip iyice kurulanarak giyindim ve banyodan çıktım. Benden hemen sonra eniştem ve küçük kuzenim de banyoya girip işlerini bitirip çıktılar.
"Çocuklar oraya gittiğimizde yaramazlık yapmak kesinlikle yok. Şimdi hepiniz ayakkabılarınızı giyin bakalım." Eniştemin dediklerini onaylayıp evden çıkarak ayakkabılarımızı giyip arabaya yöneldik. Eniştem de geldiğinde arabaya binip eve yola çıktık aklımda bir sürü düşünce geziyordu. Acaba eve gidince kimler olucaktı? Kim ne hediye almıştı? Annemler hastaneden sonra pastamı almaya gitmişler miydi? Annem neden sabah uyanmamıştı?
Ben düşüncelerime dalmışken çoktan eve gelmiştik hızlıca eve doğru koştum. Kapıya birkaç kez vurup kapıyı açmalarını bekledim. Tanımadığım bir teyze kapıyı açmıştı. Beni gördüğü gibi acıyormuş gibi gözlerle bakmaya başlamıştı. Neden bana öyle bakıyordu ki doğum günüm için eve gelmemiş miydi? Ayakkabılarımı çıkarıp eve girdim. İçeriden dua ve ağlama sesleri geliyordu. Salona gitmeye karar verip oraya doğru adımladım. Salon kapısına geldiğimde annemin kurduğu masayı kaldırdıklarını gördüm. Balonlar da koyduğumuz yerde yoklardı. Koltukta oturanlara baktığımda teyzelerim halalarım komşularımız ve tanımadığımız birkaç kadının hem ağlıyor hem ağıt yakıyor olduklarını gördüm. Peki annem nerdeydi? Teyzeme doğru gidip,"Teyze annem nerede? Siz neden ağlıyorsunuz? Neden annemin kurduğu sofrayı ve balonlarımızı kaldırdınız?" Teyzem sorularımı duyunca ağlaması daha da çoğaldı. Salondan çıkıp mutfağa gitmeye karar verdiğim sırada koridordaki birkaç teyzenin aralarında konuştukları şeye kulak misafiri oldum. "Çok yazık çok. Daha gençti. Kızı daha küçücük İlkim ne yapacak?" Yanındaki teyze, "Ölüm bu ne zaman geliceği belli olmuyor. Şu an çok daha güzel bir yerde."dedi.
Çok daha güzel yer dedikleri yer neresi? Anneme bir şey mi olmuş ne ölmesinden bahsediyorlar? Babam nerede? Eğer annemden bahsediyorlarsa ve çok güzel bir yerde ise neden beni de yanına almadı?Gözyaşlarım benden habersiz akmaya başladı. Nefes alamadığımı hissettim sadece annemi istiyordum. Bana sarılsın ve 'Her şey geçecek bir şey yok birtanem' desin. Teyzelere dönüp,"Teyze annem nerede?" diye sordum. "Vah vah kuzum kıyamam sana!" dedi sarı kısa saçlı teyze. İyi de neden öyle bir şey söyledi ki? Neden vah vah? "ANNEM NEREDE TEYZE NEDEN VAH VAH DİYORSUN?" bir yandan ağlayıp bir yandan teyzelere hesap sormaya çalışıyordum. Sesimi duyup teyzem içeriden koşarak yanıma gelmişti. "Canım sakin ol anlatacağım sana her şeyi şimdi sil gözyaşlarını." Ellerimle yaşlarımı silmeye çalışarak,"Teyze annem nerede?"diye sordum. "Annen Cennete gitti, melek oldu..."
Teyzemin o sözlerinden sonra sanki Dünya dönmeyi bıraktı. Gittikçe hissizleşmeye başladım. Ne demek annen melek oldu? Neden annemin öldüğünü söylüyorlar? Yalancılar. Hepsi yalan atıyor. "BABA! BABA NERDESİN BABA ANNEMİN MELEK OLDUĞUNU SÖYLÜYORLAR BABA ŞAKA YAPTIĞINIZI SÖYLEYİN YETER!" gözlerim kararmaya başladı. Ne olduğunu anlayamadan kendimi karanlıkta buldum."Anne?" Pembeler içindeki annemi gördüm. Pespembe kabarık bir elbise giymişti. İzlediğim çizgi filmlerdeki prenseslere benziyordu. "Canım, biricik kızım." Koşarak anneme sarıldım. "Anne çok seviyorum seni, nolur gitme bırakma beni sen gidersen ben ne yaparım,çok özlerim seni kalbim çok acır nolur gitme!" Sanki daha da sıkı sarılsam gitmekten vazgeçecekmiş gibi daha da sıkı sardım kollarımla. "Her şeyim maalesef gitmek zorundayım. Ben de istemiyorum gitmeyi fakat böyle olmak zorunda. Beni ne zaman özlersen Ay'a dön bak, anlat tüm düşüncelerini. Ben seni oradan izleyeceğim. Sen çok güçlü birisin sen benim biricik güçlü kızımsın her şeyin üstesinden gelebilirsin. Çok seviyorum seni. Şimdi gitmem gerekiyor. Seni çok çok sevdiğimi unutma sakın birtanem." Annem kollarımdan çıkıp arkasını dönerek yürümeye başladı ne kadar gitmek istesem de gidemedim sanki ayaklarımı yere monte etmişlerdi.
Gözlerimi aralamaya çalıştım. Yoğun bir ışık yüzüme doğru vuruyordu. Işığa alışıp tamamen gözümü açtığımda hastanede olduğumuzu fark ettim. Sol kolumdaki ağrıyla koluma baktığımda serum takılı olduğunu gördüm."Baba." koltukta oturan babama seslendiğimde kocaman bir balonu patlatmışım gibi irkilerek bana baktı. Koltuktan kalktı yanıma gelip yatağa oturdu, "Kızım,iyi misin?"diye sordu. "Baba annemi gördüm. Prensesler gibi olmuştu çok güzeldi. Bana veda etti gitti baba,neden bıraktı bizi?" Gözyaşlarım benden izinsiz tekrar akmaya başladı. "İlkim babacığım söz veriyorum birlikte çok güzel günler geçireceğiz şimdi lütfen arkana yaslan dinlemeye çalış serumun bitip eve gittiğimizde her şeyi konuşacağız." dedi. Mecburen kafamı sallayıp serumumun bitmesini beklemeye başladım. Bugünden sonra başıma gelecek şeyleri bilemeden...
**Ben İlkim. Demiştim ya size içinizden birisi diye evet en içinizden birisiyim. Doğum günlerimden soğudum. Denize gitmeye korkar oldum. Daha küçücük yaşımda annesiz kaldım. Milletin gözünde hep acıyacakları biri oldum. Bir hatam olduğunda annesi yok ki nerden bilsin diye yargıladıkları o kişi oldum. Yıllar geçtikçe toplumdan soyutlandım ve şu anki benliğim oluştu. O gün anneme vedamı edip büyüdüm. Büyümek zorunda kaldım. Daha küçücük yaşımda bir sürü görev üstlenmek zorunda kaldım. Kendi gözyaşlarımı kendim silmeye başladım. Ben İlkim. İyi kilerimle,keşkelerimle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21 Aralık
ChickLitİlkim gün geçtikçe kendini yolun sonuna bir adım daha yaklaşmış şekilde bulur.Listesini tamamlayıp ölmek isteyen İlkim ve onun umutsuz fakat bir o kadar umut dolu hikayesi. Özür dilerim her şey için. Teşekkür ederim her şey için. ** @bal_dream kurgu...