5.Bölüm.

206 26 10
                                    

⋆ ˚。 ⋆୨♡୧⋆ ˚。 ⋆

...

Hyunjin hazır olduktan sonra birlikte evden çıkmışlardı. Mira hala nasıl o çocuğa yardım edeceğini düşünüyordu, bunun mümkün olmadığını bilmeden.

Tabii ki Felix buna izin vermezdi. Kaç yıl sonra ona sahip olmuştu. Şimdi onu bırakacak değildi herhalde. 

Şoförünün gelmemesini söyleyip arabaya bindiler. Felix arabayı sürerken arada bir Hyunjine bakıyor ve onu şirkete götürmenin iyi bir fikir olup olmadığını düşünüyordu. 

Yani en fazla ne olabilirdi ki?

Nihayet arabasını otoparka park edip indi. Hyunjinin kapısını açtığında aynı şirketi yeniden gören Hyunjin arabadan indi. Şirkete giriş yapıp asansörü beklediler.

Yine birkaç yıl önceki gibi çalışanlar Felixin yanındaki çocuğa bakıyorlardı. 

"Yine burası.. Yine onlar.."

Sesi çok kısık çıksa da Felix onu duymuştu. 

"Fakat şimdi istesen de kaçamazsın."

Asansörün kapısı açılınca Felix onu ittirerek içeri soktu. Sadece ikisinin olduğu asansörde 29.kata çıkıyordular. Yükseklik korkusu olmamasına rağmen bu onun için oldukça yüksek geliyordu ve aynı zamanda korkutuyordu.

Felixin kolunu dürterek sorgulayıcı bir ifadeyle sordu. 

"Bu şirket neden bu kadar yüksek?" 

"Benim olduğu için."

Asansör 29.katta durduğunda Hyunjin hemen çıkıp, etrafı inceledi. Her yer boğucu derecede renksizdi Hyunjine göre. Açık kahverengi, gri ve siyahın yoğunluk verdiği bu mekan hiç onluk değildi.

Felixte hemen ardından çıkıp odasına yöneldi. Fakat arkasında minik adım seslerini duymayınca Hyunjini kontrol etmek için arkasını döndü. Etrafı inceleyen çocuk bir anlık gözüne tatlı gelirken, kendisi fark etmeden yüzünde beliren gülümsemeyi silip ona seslendi.

"Oyalanmadan düş önüme. Çok işim var."

Çocuk kafasını sallayıp Felixle birlikte onun odasına ilerlerken bir kızın kendilerine yaklaşmasıyla durdu. Kız önlerinde saygı ile eğilip Felixe bir kaç dosya verip konuşmaya başladılar.

"Quand dois-je leur dire de venir, monsieur ?"                                                        "Onlara ne zaman gelmelerini söylemeliyim, efendim?"

Kızın zarif sesi kulaklarına dolduğunda Fransız olduğunu anladı. Zarifliği ve güzelliği de Fransızları anımsatıyordu.

 "Vérifiez mon emploi du temps et ajustez-le lorsque je suis disponible."    "Programımı kontrol et ve müsait olduğum zamana ayarla"

Felixin kalın sesi Hyunjini etkilemedi desek yalan olur. Fransızca ve kalın ses ikilisi tapılasıydı. Hele ki Felixdeyse..

Kız birkaç şey daha dedikten sonra yanlarından uzaklaştı. Felix ilerlemeye devam ederken Hyunjin hala az önceki unutamadığı sesi düşünerek arkasınca onu takip ediyordu.

Nihayet odaya vardılar. Kapıyı açıp önce geçerken arkasındaki çocuğun da geçmesi için açık bırakarak masasına ilerledi. Hyunjin de evdeki gibi deri olan koltuğa oturdu. Ah, bu adamın deri sevgisi.. Yatak başlığı bile deriydi!

"Bir dakika! Benim telefonum nerede?" Yeni yeni aklına gelen telefonuyla masasında ciddiyetle işine odaklanmaya başlayan adama döndü. Bakışlarını bilgisayardan çekmeden konuştu. "Telefon falan yok."

"O nedenmiş?" 

"Canım istedi."

"Senin canın istedi diye ben telefonumdan ayrı kalacağım, bilmediğim tanımadığım hakkında bir sikim bile bilmediğim biriyle aynı evde yaşayacağım, arkadaşlarımla iletişimde olamayacağım, demek. Ha?" 

"Hahahaha!" Büyük bir kahkaha attı. "Aynen öyle. Birde ne demiştin, arkadaşlarımla mı? Seninle iletişime geçmeyi bırak, var olan bir arkadaşının olduğunu bile düşünmüyorum." Yüzündeki alay dolu gülümsemeyi silmeden konuştu.

İşte onun en sikik özelliklerinden biri; düşünmeden konuşmak.

...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

˗ˏˋ ★ ˎˊ˗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

˗ˏˋ ★ ˎˊ˗

İneffable |HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin