~Sude'nin anlatımından~
"SEN BENİM SEVGİLİ Mİ AYARTMAYI NASIL AKLINDAN GEÇİRİRSİN PAÇOZ!"
Gözlerim faltaşı gibi kocaman olurken bu saniyelik zaman diliminde "İşte şimdi her şey daha heyecanlı oluyor." demeden edemedim. Kızlar başlarını bana çevirmeden heyecanla salladılar.
Evet. Tam olarak bu kükremeler esnasında bizim dişi kurdumuz yani asıl ismiyle Nazlıcan çok atik hareketlerle Selma'nın etrafında ki kalabalığı aştı ve Selma'nın üstüne atladı. Selma üzerine gelen dişi kurdu fark ettiğinde büyük bir çığlık attı ve iki elini nafile kendini korumak ister gibi üzerine tuttu. O an nasıl olduysa kalabalık alev almış gibi birbirine karıştı ve çığlıklar tüm yurtta yankılanmaya başladı. Tabii bu çığlıkların yüzde seksenini Selma oluşturuyordu. Mübarek canlı orkestra sanki.
Biz ise n'apalım, bu ani gelişmeler karşısında hayrete düşmüş ama bir o kadar da heyecanlanmıştık kendi köşemizde. Bakışlarım kızlara kaydı. Muhtemelen benimde tipim şu an onlar gibi şaşkın ama heyecan doluydu.
"SENİ GEBERTİRİM KIZIM! SEN KİM KÖPEKSİN DE BENİM SEVGİLİME GÖZ KOYUYORSUN?!"
"AAAAAĞĞĞĞ! BIRAK BENİİİĞĞ!"
Nazlıcan Selma'nın saçına iki eliyle yapışmış onu kolundan tutup çekmeye çalışan kalabalığa rağmen Selma'yı yerden yere vuruyordu. Yüzü ise sinirden kıpkırmızı kesilmiş dişlerini ise kıracak kadar sıkıyordu. Hele o gözler. Resmen gözlerinden ateş fırlatıyordu.
"BEN ANLAMIŞTIM ZATEN! ŞİMDİ EMİN OLDUM YA YEMİM EDERİM GEBERTECEĞİM SENİ! KİM KİMİ GEBERTİYOR ASIL ŞİMDİ GÖRÜRSÜN SEN!"
Selma Cadısı resmen kızın elinde can çekişiyordu. Şimdi bir bakıyorum da... Ohhhh Beeeeğğ! Yemin ediyordum nasıl rahatlıyorum var ya. Aferin kız Nazlıcan!
"NAZLICAN BIRAK KIZI! ÖLDÜRECEK MİSİN KIZI?! BIRAK ARTIK. YETER!"
Aynen bu sözcükleri sarf eden kişiye baktım kalabalığın içinden. Sezgi yanında ki kızlarla beraber Nazlıcan'ı kollarından tutup çekiştirmeye çalışıyordu. Sezgi Hanım'a bak sen. Sebebi olduğu kızı korurmuş birde. Lakin sarf edilen bu çabalar boşunaydı. Çok yazık...
"LAN ÇEKİLİN! KARIŞMAYIN SİZ!" diyen Nazlıcan bir eliyle, Allah'u Ekber deyip secdeye eğilmiş gibi başı yerde olan Selma'nın saçlarından tutup diğer eliyle etrafında ki kızları iteledi.
Fakat iteleyeyim derken elinin tersi Osmanlı tokadı gibi şap diye Sezgi'nin yanağına yapışmasın mı. O kadar bağırışmaların arasından tokat sesi ben burdayım der gibi büyük bir gürültü çıkarmasın mı. Sezgi ise elini ayağını onlardan çekmiş, kalabalığın arasında bir o yana bir bu yana savrulurken ne oldu lan bana der gibi şaşkınca bakmasın mı.
Ağzım kızlarla hatta diğer bütün seyircilerle beraber hayretle on karış açıldığında Nazlıcan Selma'nın saçlarından çekiştirmeye devam ediyor, Selma karşılık vermeye çalışsa da sürünmeye devam ediyor ve kalabalık Sezgi'nin yediği tokattan bir haber olup aynı tempoyla kavgayı ayırmaya çalışıyordu. Diyorum ama kimse dinlemiyor ki beni. Bırakın kızlar yormayın kendinizi. Siz Nazlıcan'ın elinden ancak Selma'nın ölüsünü alırsınız.
O sırada olaylar tüm hızıyla devam ederken Sezgi oldukça sesli bir şekilde ciyakladı ve "SEN NASIL BANA TOKAT ATARSIN GERİZELIĞĞ?!" derken Nazlıcan'ın saçına yaptıştı. Hah işte şimdi oldu. Neyse ki biri Nazlıcan'la Selma'yı nasıl ayırması gerektiğini anladı. Bravooğğ sana Sezgi. Gözüme girdin şimdi.
Selma Cadısının püskül saçları Nazlıcan'ın elindeyken, Nazlıcan'ın ise kahve, kısa saçları Sezgi'nin elindeyken kalabalık daha bir şahlanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ GÜNAHSIZ CAN
AventuraOnlar üç arkadaştı. Üç günahsız can... Sarı Sude. En asileriydi... Sude: Bomba olup patlayasım geldi hağ. Iska Ebru. En delikanlılarıydı... Ebru: Nasıl koşuyorum ben ayoğl. Yanık Gökçe. En sakinleriydi... Gökçe: Eeğ ben sakinim.