Bölüm 4: Yüzleşme

22 2 15
                                    

Hoşgeldiniz!

İyi okumalar dilerim:))

Bazen geçmiş acı verici olabilir,bazen geçmiş seni öldürebilir.
Bazense o geçmiş tüm o acıların içinde sana umut olabilir.
Yıllar boyunca içime gömdüğüm o hissi bugün en derinlerimde  hissettim.
Karmaşıktı çünkü o zamanlara dair elimde kalan tek şey nefretti.
Bu yalnızca bir kabuktu çünkü aşk ve nefret arasında ince bir çizgi vardır ve bizim yaşadıklarımızı göz önünde bulundurunca, asıl hissetmem gereken şey o zamanın saf sevgisinin aksine ,ondan daha kuvvetli bir nefret.
Tabii olması gereken buydu, ancak hissettiklerim nedense bu hissin yanından bile geçmiyordu.

O korkuyu hissettim, acı gözlerime doldu ancak ben onları geri gönderdim. Canım yanıyordu bugün hiç olmadığı kadar canım yanıyordu.

Bugün içimde gömülü olup o toprağın altına hapsettiğim genç kız uyanıyor ve kurtulmak için çırpınıyordu.

Bugün o çocuk halim benim aksime ağlıyor, içinden geçen tüm o korkuyu yansıtıyordu.
O küçük kız arkama saklanıyor, çünkü ona verdiğim o küçük yere alışmıştı. Şimdi ona vaat edilen o umut onu korkutuyordu çünkü o iyi şeyleri alışık değildi ve karşısındaki o adam onda yalnızca kötü şeyleri aramasını sağlıyordu, kızsa güvensiz bakışlarını ona yöneltiyordu.

Kendisine uzatılan o eli görüyordu simsiyah gözlerindeki " bana güven" sözlerini okuyordu.

Ancak o küçük kız en son bir eli tuttuğunda içinde yıllarca yaşayacak o pişmanlık hissini ona vermişti.

Şimdi ise aynı şeyi yaşayıp yaşamayacağını bilmiyordu.

Ve o adam yıllar önce onu   bir kez terk etmişti şu an onu  arkasından  vurmayacağı ne belliydi?

Ama bana zarar verir miydi ? yıllar önce bana aşkı vaat eden adam bugün bana kıyıp canımı yakabilir miydi?

Bilemiyordum sonuçta çoğu insan geçmişine ihanet ederdi ve bizim onunla bir geleceğimiz yoktu bunu yıllar önce kesin bir dille belirtmiştim.

Sessizliği bozarak konuştu "biliyorum kafanda oldukça soru var ve bunlara cevap vermeyeceğim, şu an berbat bir halde olduğunu söylememe gerek yok sanırım."
Hep böyleydi hala sorulardan sorunlardan kaçıyordu.

"Yıllar senden hiçbir şey götürmemiş."dedim alaycı bir tavırla.

"Yıllar benden fazlaca şey götürdü şimdi ise bunu tartışacak değilim ve şu an bana güvensen de güvenmesen de benden başka seçeneğinin olmadığını biliyorsun."

Gözlerimi kıstım kaşımdaki yara bununla beraber sızladı ama bozuntuya vermedim, gözleri suratımda gezindi,
Arkasındaki adamlara beni işaret etti onlar da oldukça dikkatli bir şekilde kalkmama yardımcı oldular destek alarak yavaşça ilerledik.

#

Arabaya yerleştiğimizde yanıma oturdu beni dizlerinin üzerine yatırarak rahat bir pozisyon almamızı sağladı.
Bana bakıyordu ve göz göze gelmekten, beni izlemesinden rahatsız oluyordum.

Yana dönmek istesem de yaralarım müsaade etmiyordu.

"Fazla inatçısın inatın sana zarar veriyor"dedi kaşımı işaret ederek. En ufak detayı fark ediyordu, oysa belli bile etmemiştim, yoksa etmiş miydim?

Sözünü görmezden gelerek sürekli ertelediği soruyu sordum
" Burada işin ne, kime çalışıyorsun nereye gidiyoruz?"
"Olman gereken yere, babana."
"Nasıl yani babam seni nereden tanıyor?" "Bizzat tanışmıyoruz aslında sen benim işim bile değilsin, şans diyelim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Varoluşun Senfonisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin