11.Bölüm

981 142 112
                                    


Selam, nasılsınız?

Jealous bir bölüm olacak bu bölüm yani biraz da ficin adının hakkını verelim diyorum.

Belki şey diyebilirsiniz; Bunlar en son boşanacak dereceye gelmişti ne ara bu kadar yakın oldular da sevgilerini bir birlerine karşı doğru düzgün bir şekilde belli ediyorlar?
Buna biraz açıklık kavuşturacağım şimdi.

1 yıldır aynı evde kalıyorlar, bir birlerini en başından beri olmasa bile seviyorlar ne kadar bir birlerine karşı en başlarda tereddütleri olsa bile ficin bir önce ki bölümlerinde çokta fazla açıklamasam da artık ikisi de bir birlerine olan duygularını kabullendi, anlamışsınızdır diye umuyorum zaten.

Eğer başka tam olarak açıklayamadığım veya unuttuğum bir şey varsa sorabilirsiniz

(l3nxpw ficin konusunun asıl sahibi bu hesap.
Hesabına bol bol destek olun lütfen ★)

Yorum ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen ☆

İyi okumalarr ★

Yazardan

Jisung kapıyı sessizce açarak içeri girdiğinde aynı yavaşlıkta da kapıyı geri kapatmıştı. Cidden karın yağması kötü olmuştu bu akşam. Gece karanlığında göz gözü görmüyordu resmen.

Yoldayken Minho'ya mesaj atmış ama Minho mesajını bile görmemişti. Kısa süre sonra ise şarjı bittiği için mesajına geri dönüp dönmediğinden haberi yoktu.

İçeriye girdiğinde montunu asmış ardından ilk önce mutfağa girerek elinde ki Minho için aldığı içeceği buz dolabına koyduğu sırada üst kattan Minho'nun hızlı adımlarla alt kata indiğini duymuştu.

"Jisung"

Minho'nun inerken kendisine doğru seslenmesiyle Jisung'ta Minho'ya karşılık vermişti.

"Mutfaktayım"

Kollarını esnetirken içeriye giren Minho'yla beraber ise hafifçe gülümsemişti.

"Jisung nerede kaldın cidden. Kar yağmaya başladı."

"Jin hyungları da bıraktım evlerine o yüzden biraz uzadı yol. İçecek bir şeyler de aldım sana, dolapta."

"Sence şuan sorun içecek mi? mesajına geç cevap verdim tamam da aradığımda da açmadın. Senin için endişelendim."

"Şarjım bitti. Hem endişelenecek bir şey de yoktu zaten."

Bunu söylerken gözlerini elleriyle ovuşturmasıyla Minho daha da yaklaşmıştı Jisung'a. Yüzünü yavaşça ellerinin arasına alarak yanaklarını ve göz altlarını okşayarak Jisung'un gözlerinin kapanmasına sebebiyet vermişti bu hareketiyle.

Jisung'un yumuşak yanakları ellerinin arasına dağılıp daha da yumuşuyordu resmen.

"Çok yoruldun bu gün değil mi?"

Minho'nun ilgili bir ses tonuyla sorduğuyla Jisung Minho'nun ellerine yasladığı kafasını sallamıştı.

"Çok."

Karşısında ki tatlı surata gülerek karşılık vermişti Minho.
Jisung'un yüzünden ise yorgunluğunu anlayabiliyordu açıkça.

Bir kaç aydan beri Jisung'a söylemek istediği şey aklına geldiğinde Jisung'u kendisine çekerek kafasını omzuna yaslamasını sağlamıştı.
Şuan bunu Jisung'a söylemek çok ta doğru gelmiyordu kendisi de pek emin değildi ya.
Ama şimdi söylerse Jisung'un tadını kaçıracağını az çok tahmin edebiliyordu.
Düşüncelerini en uygun zamanda söylemesi daha iyiydi sanırım.

jealous? , minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin