1-Zorlu bir çözüm

519 23 5
                                    

"Hadi Felix, kalk artık!" bağıran kişi annem yani Sojin'di. "Tamam kalktım anne." Yatakta doğruldum. "Çok şükür sabahtan beri seni bekliyoruz." Gözlerimi ovuşturdum. "Kalktım işte anne. Minho geldi mi?" yataktan kalktım ve tuvalete girdim. "Geldi eğer 10 dakikaya aşağıya inmezsen bir şey yiyemezsin." Dedikten sonra odamdan çıktı.

Yine aynı bir gündü, her zamanki ve sıradan bir gün. Günlerim çok sıkıcı geçiyordu. Belki de ruh eşimi bulamadığım içindir. Bulduktan sonra belki de mutlu olurum. Hemen üstümü değiştirip aşağı indim. Aşağı indiğimde Minho ve teyzem gelmişti. Yeonjun başarılı bir doktor olduğu için bizimle buluşmaya pek vakti yoktu. Sabah erkenden işe gidiyor, measisi olmazsa beş buçukta eğer olursa mesai saati bittikten sonra saraylarına gidiyor. Gerçekten çok sıkıcı bir hayat. Fakat benimkinden iyi olduğu ortada.

Minho ise omegasını bulduktan sonra en büyük varis olduğu için tahta geçip Lee krallığının -yani benim krallığımın- kralı olacaktı. Onun adına mutluydum. En azından kendi topraklarına krallık yapacaktı. Ben ise ruh eşimin krallığında. Yani hiç tanımadığım bir krallık ya da düşmanımız olan krallıklara kraliçelik yapacaktım.

"Günaydın sarı kafa." Dedikten sonra saçlarımı karıştırarak saçlarımı bozdu. "Sana da günaydın kızıl kafa." Dedim ve kahvaltımı yapmaya başladım. Tam herkesin kahvaltısı bittikten sonra "Kocacım bu kararımızı Felix'e ne zaman anlatacağız?" dedi annem. Masada duran su bardağını elime aldım. "Ne fikri?"

"Seni Hwang krallığından Hwang Hyunjin ile yani Hwang krallığının yeni kralı evlendireceğiz." İçtiğim su boğazıma kaçtığı için öksürmeye başladım. Yanımda oturan Minho sırtıma vurmaya başladı. "Ama neden?" kendimi toparlamak için derin, derin nefesler alıp vermeye başladım. "Çünkü krallıklarımızı birleştireceğiz ve bu şekilde iki krallık büyük bir krallık olacak."

"İstemiyorum ama ben kendi ruh eşimi bulmak istiyorum." bardağı masaya bıraktım. "Sana kalırsa biz daha çok bekleriz." Ama kararlıydılar. Hiçbir hareketim onları vazgeçtiremiyeceklerdi. "Hyunjin geçen taht törenine gittiğimiz mi?" diye sordu Minho. "Evet, hatta seninle konuşmuştuya." Minho'da tanıyordu. Zaten ben hariç herkes bu kararı biliyordu. "İyi çocuk ya Felix korkma. Zamanla seversiniz birbirinizi." Gözlerimi devirdim.

"Bu konuda malasef senin kararın ya da sözün geçmiyor canım teyzem." Biliyordum. "Biliyorum teyzecim." Dolan gözlerimi sildim. "Ama baba ben daha gencim." Ne desem umurlarında değildi. "Reşitsin bu yeter." Reşitim öylemi. 18 yaşında olmam hemen evleneceğim anlamına gelmiyor.

"Hemen de bir torun istiyoruz. Soyumuzu devam ettirecek birisi lazım." Minho gülmeye başladı. Gülmemesi için koluna yavaşça vurdum. "Onun için bir alfa torun yapmamız lazım." Diyen Minho'ya yandan bir bakış attım. "Haklısın Minho. En az 2 torun istiyoruz." Babam ciddi olamazdı. "Ya kocacım omegamızın gözünü korkutmasana. Hazır olduğunuz zaman bize bir torun verebilirsiniz."

"Anne ve baba gerçekten bunlarımı düşünüyorsunuz şimdiden." Yüzümün kızarmaya başladığını hissedebiliyordum. "Naz yapma sarı kafa. Yoksa alfan seni sevmez." Dedikten sonra tekrar gülmeye başladı. "Alfam olduğu nereden belli. Daha birbirimiz hiç görmedik." Babam nefesini düzeltti. "Hyunjin seni tanıyor. Sen onu görmediğini düşünüyorsun ama o seni gördü. Bu kararı biz siz küçükken aldık. Yani siz bebekken." Yıkılmıştım. Bundan benim şimdi haberim oluyor. Saçma tamamen saçma. Hizmetçiler masayı toplamaya başladı.

"Hadi gel bahçeye çıkalım rahatla az." Minho'nun demesiyle oturduğum yerden kalkıp bahçeye doğru yürüdük...

Sen Bana Aitsin[Hyunlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin