Lynette uzanmak için başını zar zor kaldırdı ama Kanna ulaşamayacağı bir yerde duruyordu.
"Kanna......!"
Lynette emekleyerek ayağa kalktı ve parmaklıklara tutundu.
"Büyükbabamı ara. Fazla vaktimiz yok."
Ancak Lynette'in feryatlarının aksine Kanna'nın ifadesi kayıtsızdı.
Depresyonda değil, üzgün değil.......
Ne düşündüğünü söylemeyi imkansız kılan gözler.
O anda Lynette bu alışılmadık ifadeyi daha önce gördüğünü düşündü.
"Zambak."
Uzun bir süre sonra Kanna konuştu.
Lynette ona baktığındaydı.
Kanna gülümsüyordu.
"Büyükbaba gelemez."
"Hayır, çok geç değil, o yüzden lütfen......."
"Zavallı küçük kız kardeşim, anlamıyor musun?"
Lynette yaş dolu gözlerini kaldırdı ve Kanna tekrar konuştu.
"Sana yardım etmek için burada değilim."
"Kanna."
Lynette'in demir parmaklıklar üzerindeki tutuşu sıkılaştı.
Kanna ağzının kenarlarını kıvırdı.
"Aslında babamı öldüren benim."
Dizlerini büktü ve Lynette'le yüzleşmek için eğildi.
"......"
Lynette hiçbir şey söyleyemedi, kelimeler boğazına takılıp nefes almayı imkansız hale getiriyordu.
"Ve annemi öldüren de benim."
Kanna sanki sıradan bir şeyden bahsediyormuş gibi hafif bir tonda konuştu.
"Ne?"
Lynette bu sefer sözcükleri boğazından çıkarmayı başardı ama sözü Kanna'nın alaycılığıyla tekrar kesildi.
"Nedenini sormak ister misin?"
Kanna sevgiyle gözlerinin kenarlarını katlayarak sordu.
Ancak Lynette bir cevap beklemediğini biliyordu.
"......Yalan."
Midesi çalkalandı.
Midesindeki her şeyi kusabilecekmiş gibi bir mide bulantısı hissetti.
Lynette, Kanna'nın malikaneye ilk geldiği günü canlı bir şekilde hatırladı.
Uzun boylu ve zayıftı, saçları darmadağındı. Kanna hakkındaki ilk izlenimi buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Things I Learned After Death
RomanceLynette bir anda her şeyini kaybetti. Ailesi, sevgilisi, karnındaki çocuğu. Sevdikleri için her şeyi yapardı ancak mutlak ihanet ve ölümle karşı karşıya kalırdı. Bütün bu trajedinin arkasında kız kardeşi Kanna vardı. "Zavallı kız kardeşim, ben sadec...