Eylül 2008 /İstanbul
Yeni bir şehir, yeni bir ev ve tabiki yeni bir okul. Babamın işleri dolayısıyla yıllardır yaşadığımız şehiri, evimizi ve okulumu bırakıp taşınmıştık buraya henüz üçüncü sınıf öğrencisiydim, hayatımda ne gibi değişiklikler veya yenilikler olabilirdi ki?
Benim için sadece bir yenilik olmuştu Aral...
Yeni okulumdaki ilk günümde tanışmıştık onunla. Başta biraz çekingen davranmıştı ama sonrasında çok iyi arkadaş olmuştuk, bana çok iyi davranıyordu ayrıca korumacı bir kişiliğide vardı. Mesela ben okulun bahçesindeyken birisi bana zarar vermeye kalkışırsa herkesten önce Aral yanıma gelirdi ve beni korurdu. Öğlen yemeğinde getirdiğimiz yiyeceklerden veriyorduk birbirimize,yeni bir okula arkadaş edinemeyeceğim düşüncesiyle başlamıştım fakat Aral tüm bu düşünce duvarlarımı tanıştığımız anda yıkmıştı.Henüz 8 yaşında olmama rağmen ortak yönler konusuna çok önem verirdim, Aral ile de iyi anlaşmamızın başlıca sebeplerinden biride buydu, ortak yönlerimizin çok olması...Mesela en sevdiği renk mor ve siyahtı, en sevdiği yemek makarna, en sevdiği oyun saklambaç ve en sevdiği etkinlik ise resim yapmak gibi daha bir çok ortak yönümüz vardı. Büyüyünce ne olmak istediği hakkında pek kararsız biriydi, bir gün öğretmen olmak isterse diğer gün doktor olmak istediği ile ilgili şeyler söylerdi.Ben ise şarkı söylemeyi çok seviyordum bu yüzden büyüyünce şarkıcı olmak istiyorum.Bugün öğlen yemeğinde Aral'a bu konuyu anlattığımda bana ilk söylediği şey "Peki yine beraber olucakmıyız, beni bırakıcakmısın? " Oldu. Küçücük bir kız çocuğu olsam bile Aral'ın bu düşüncesi içimi ürpertmişti, ayrılmıcaktım, her ne olursa olsun. "Hayır bırakmıcam, biz hiç ayrı kalmıcaz Aral, sen benim en iyi arkadaşımsın.Önümüze hangi engel çıkarsa çıksın ayrılmıcaz söz veriyorum... " Bu sözlerin benden çıkmasına şaşırmıştım ama haklıydım ayrılmıcaktık...
28 Aralık 2008/İstanbul
Asya Seçkin güncesinden;Bugün sınıfa en erken ben gelmiştim sanırım, aralık ayında olduğumuzdan dolayı hava oldukça soğuktu. Ama kar yoktu, kış benim en sevdiğim mevsimdi. Kardan adam yapmak, kar topu savaşı yapmak hayatta en sevdiğim etkinlikler arasında yer alıyordu,sırama oturup cam kenarından sanki her an kar yağacakmış gibi pencereden dışarıya bakıyordum. Tam o sırada sınıfın kapısınım açılma sesiyle kafamı o yöne doğru çevirdim, Aral gelmişti. Beni görünce tıpkı benim gibi gülümsedi ve koşarak yanıma geldi, yanıma oturdu, sanki bir şey söyleyecekmiş gibi gözlerimin içine baktı. "Senin doğum günüm ne zaman Asya" Dedi. Birden bu soruyu sorduğu için afalladım hızla kendimi toparlayarak sorusuna karşılık verdim."7 ocak'da neden sordun Aral?" Gerçekten birden bu soruyu sorması şaşırtmıştı yüzüme önce boş boş baktı, sonrasında ise "Sana bir süprizim var"dedi, ve heyecanlı bir şekilde cümlesine devam etti. "Doğum günlerimiz aynı bu demek oluyor ki aynı gün kutlıycaz"Aral cümlesini bitirdikten sonra ne tepki vericeğimi beklediğini işaret ederek yüzüme baktı. Aynı gün, doğum günlerimiz aynı gün...
İkimizde aynı anda sevinç çığlıkları attık ve birbirimize sarıldık, o kadar çok sevinmiştimki.Aslında normal insanların görüş açısından baktığımda sevindiğimiz şey gayet normal olsada Aral ve benim için özel bir anlamı oluşmuştu. En yakın arkadaşımla aynı doğum gününe sahip olmak...
"Aral büyüyünce ne olmak istediğine karar verdin mi?"
Aniden bu soruyu yöneltmiştim, nedenini bilmediğim bir şekilde. Aral kahverengi tonlarındaki gözleriyle önce pencereden dışarıya baktı daha sonrasında ise bana dönerek, "evet karar verdim, bende senin gibi şarkıcı olucam" Dedi. Acaba sırf benden ayrılmamak için mi istiyordu? Bunun üstüne Aral sanki zihnimi okumuş gibi cevap verdi. "Ama bunu istediğim, mutlu olacağım için istiyorum ve senden hiç ayrılmak istemediğim için... " Bir yanım mutlu bir yanım ise üzgündü acaba cidden beraber olabilecek miydik? Yıllar sonra bile... Ve tam o sırada Aral pencereye bakıp çığlık atmaya başladı, pencereden dışarıya baktığımda ise gördüğüm şey karşısında hangi tepkiyi vereceğimi şaşırmıştım, kar yağıyordu. Dileğim gerçek olmuştu. Aral ile birbirimize baktık, oda benim gibi gülümsüyordu. Hemen ardından elimden tuttu ve sınıftan çıkardı. Dışarıya çıktık, Aral ilk önce bana sonra yağan kara baktı ve ardından "görüyormusun daha beş dakika bile olmadan dileğimiz gerçekleşti acaba ikinci dileğimizde gerçekleşir mi? " Dedi. Ona anlamamış gözlerle baktım ve oda sanki kalbimi okumuş gibi açıklamaya başladı. "Karın yağmasını diledim ve çok geçmeden yağdı peki ya hiç ayrılmamamızı dilersem...Üçüncü bölümün sonu bu şekildeydi umarım beğenmişsinizdir. Ve şunu söylemek isterim ki hikayede bazı değişiklikler yapmak istedim bir ara yeni versiyonunu yazmayı bile düşündüm ama sonra vazgeçtim şimdilik küçük değişiklikler olucak:))
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın byss ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader Yağmuru
Ficção AdolescenteSahne ışıkları üzerimdeydi, benim düşündüğüm ise sadece onun gözleriydi... Çocukluktan beri ayrılmaz ikili olan Aral ve Asya'nın arasına birdenbire bir düşmanlık ayazı girer.Aral ise bir yanlış anlaşılma sonucunda Asya ile yollarını ayırır... Gün...