KARAR GÜNÜ

98 7 3
                                    

Merhaba arkadaşlar! Bu benim ilk bölümüm umarım beğenirsiniz.

MULTI: Büyülü Göl (temsili)

ANAKARAKTER: Alice 12 yaşında, annesi ve babasını bir trafik kazasında kaybetmiş olan tatlı bir kız.Göğsüne kadar gelen kumral -açık kahve tonlarında saçları var ve
maviş maviş gözleri var.

-------- -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Aslında hayat bu kadar çekilmez değildi.Ailem parçalanmadan önce gayet mutluydum.Her kız gibi gülebiliyordum hayata.Ama artık...

"Sen burda ne arıyorsun,hala gitmedin mi?"

"Şey hala ben gidiyordum..."

"Hadi hadi bahane üretme.Zaten senden bişey isteyende kabahat.Bırak boşver ben şimdi yollarım başkasını.Pis kız..."

Hayat benim için böyleydi işte.Her gün azar işitmesem olmazdı zaten.Hergün işitmem lazımdı onun pis kız dediğini.Neyse ki hala teyzemle kalıyorum.Ama sanırım o da istemiyor beni.Şimdilik tek dileğim halamla kalmamam.Gerçek halam bile değil o yalnızca ÜVEY halam.
Bir dakika şurda sanki halamla teyzemi gördüm gibi.Biraz yaklaşayım da ne konuştuklarını öğreneyim.

"Artık ona bakıcılık yapmak istemiyorum,anlamıyorsun.Neden başka biri değil de ben?"

"Bu kadar istiyorsan bir kura yapabiliriz.Kime çıkarsa ona da o bakar.Senin için uygun mu?"

"Elbette.Ondan kurtulayım da."

"O zaman bugün akşamüstü evde toplanalım ve şu işi bitirelim."

Hayır,hayır olamaz,olamaz bu! Imkansız.Kurada ya o cadaloz (hala) çıkarsa.Kura yapılırken mutlaka orda olmalıyım.Belki bu şekilde kaderime karşı koyabilirim.Ama...Şimdi ne olacak?

Koşarak büyülü göle vardım. -Aslında büyülü falan değil.Yalnızca ben öyle diyorum çünkü ağladığımda oraya giderim hep.Ve "BÜYÜLÜ" bir şekilde beni üzen her neyse düzelir.- Ağladım, ağladım.Ne kadar süre orada oturup ağladım bilmiyorum ama ben kendime galdiğimde hava kararmıştı.Kurayı hatırlayıp var gücümle eve gittim.Neyse ki daha toplanmamışlardı.Ben de bu sayede masanın altında saklanma imkanı buldum.Yaklaşık 5-10 dakika sonra toplanmaya başladılar.Bütün sevgili(!) aile büyüklerim vardı ayakkabılarına bakılacak olursa.Ve hepsi masanın etrafına dizildi.Ve kura başladı.Önce uzun bir sessizlik oldu -Ki sessizlikler beni hep korkutmuştur.-.Ancak daha sonra halamın "Kahretsin,bana çıktı." diye mırıldanmasıyla bütün umutlarım yıkıldı. Masanın altında iyice büzülüp sessiz sessiz ağladım.Herkes dağıldığında yeniden koştum büyülü göle.Çünkü tek sırdaşım oydu. Ama artık büyülü gölün büyülü olduğundan emin değilim.Gölün kıyısındaki bir taşın
üstüne oturmuştum ki halam geldi ve "Seni burada bulacağımı biliyordum." dedi. Sanki uzun bir konuşma yapmak üzereymiş gibiydi:

"Bak kızım, sen artık teyzenle değil benimle kalacaksın çünkü o çok meşgul veee sana daha fazla bakamazdı.Biz de aramızda küçük bir kura yaptık ve ben çıktım.Bundan sonra beraberiz. Biliyorsun bizim evimiz de bu göle yakın, tam olarak gölün karşısında.Sen de yarın sabah oraya gideceksin. Bu akşam da teyzende kal ve son gecenin tadını çıkar çünkü bizimle beraberken tembellik yapamazsın.Evet şimdi ağlayıp zırlamayı kes ve eşyalarını toparlamaya başla."

Ve bunları söyleyerek gitti. Biliyordum,biliyordum böyle olacağını.Başından
beri biliyordum. Offf! Halamın da dediği gibi ağlayıp zırlamayı kestim ve eve gittim. Teyzem gidiyor olmama gerçekten sevinmiş olmalı çünkü yemekte benim en çok sevdiğim yemeklerden yapmıştı ve tabağımı da doldurdu. Belki size garip gelir ama teyzem hiçbir zaman tabağımı doldurmaz,tabağın yarısını bile zor bulur koydukları.Ve ikinci tabağı da asla vermez çünkü ona göre zaten ikinci tabağı isteyecek yüzüm yoktur.

Yemekten sonra eşyalarımı topladım. Pek eşyam da yoktu. Tek varlığım eski ve ikinci el kıyafetler, -Paçavra demek daha doğru.- ve bide annemden kalma anahtar kolyem.Zaten anahtar ama o kadar güzel ki. Ben de onu kolye yaptım.Daha henüz neyi açtığını bulamadım ama bulacağımı umuyorum.

Bütün eşyalarımı topladığımda gerçekten çok yorulmuştum. Ben de yatağın üstüne uzanıp, yeni günün getireceklerini beklemeye başladım...

* * *

"Hadi uyan bugün büyük gün !"

"Büyük gün mü ?"

"Eveeeet. Bugün halanlara gidiyorsun. Dedi ve ardından "Ve ben de rahat bir nefes alyorum." Diye mırıldandığını duydum."

Beni hemen kapının önüne koydu.Araba geldiğinde yine ağladım.Artık geri
dönüşü yoktu.

Eve vardığımızda çok şaşırdım çünkü ev bir saray gibiydi. Ve evde hizmetkarlar bile vardı.Kapıyı da zaten hizmetkar olduğunu sandığım bir kadın açtı. Halam onun kulağına birşeyler fısıldadı ve beni de odama götürmesini söyledi -emretti desek daha doğru -.Ben de eşyaları yerleştirip, yatağın üstüne oturdum.-Yemek vakti gelene kadar dinlensem hiç de fena olmaz.- Merak ediyorum acaba başıma ne gelecek, ne maceralar yaşayacağım bu koca sarayda?

* * *

YETIMHANE (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin