3. BÖLÜM : YOLCULUK

14 2 5
                                    

Bünaydın dostlar, nasılsınız iyisinizdir umarım. Daha fazla tutmayayım iyi okumalar .
Oylayıp yorum yaparsanız sevinirim 💌👾

...

Yeni gün, yeni yer, yeni bir hayat. İnsanın içinde her zaman bir umut olmalı o umut ışığını kaybetmemesi. Ben bir Türktüm pes etmezdim asırlar önce de böyleymiş şimdi de böyle! İnsan bir savaşa inanarak girmeli ve biz inananlardık. Bu inanmayanlarla inananlar arasındaki bir savaş hâline gelmişti. Önce Yaratıcı, sonra da ona inananlar. Biz şimdilik kaçıyorduk, Çünkü Yaratıcı kullarını yalnız bırakalı yıllar olmuştu. Bu savaşın bir kazanını yoktu hepimizin sonu aynıydı sadece bu savaşta daha uzun direnmek gerekiyordu. Bunun için de yeni başlangıçlar şarttı.

Bizim yeni başlangıcımız ; yeni topraklardı. Tabi ki keyfimiz den taa dağın öbür tarafına gitmiyoruz tıpkı keyfimiz den bu dağda durmadığımız gibi.  Bu dağ Yaratıcının ilk terk ettiği yer diye bilinir yani bilinirdi artık haritalarda bile yer verilmiyor. Çünkü Relicta Dağı inanan insan sayısı bu kadar az değilken Yaratıcı tarafından terk edilmişti ve bundan korkan  bilimciler oraya gidenin geri dönemeyeceğini düşünüyordu. Çünkü Yaratıcının kontrol etmediği bir yerde düzen olmazdı. Aslında bilimciler haklıydı burayı Yaratıcı terk etmişti o yüzden hayvanlar ve bitkiler bile eskisinden daha tehlikeliydi. Ama biz bu dağda saklandık çünkü burası kimsenin aklına gelmezdi. Bu taraf aslında Relicta Dağının bilinen kısmıydı çok eski haritalardan bakmıştık öbür tarafı rastlantı ile keşfetmiştik aslında orada bizi ne beklediği hakkında zerre bilgim yok ama her şeye rağmen biz oraya gitmeye kararlıydık. Belki de bilinmeyen taraf berbattı , bilemezdik ama sadece bizim olacağımız bir yer kulağa hoş geliyordu.

Siyah saçlarımı sağ olsun Erna sıkıca ördü. Ardından üstüme tüm vücudumu saran siyah deri tulumu giydim  fermuarı sonuna kadar çekmedim ardından bacaklarıma , belime ve sol koluma cepli kemerleri bağlayıp silahlarımı koydum ve çantamı sırtladım. Boy aynasında kendime bir baktım zayıflamıştım yemek az bulunuyordu kendi payımı çocuklarla ve atım Artemis ile paylaşıyordum. Kendimi baştan aşağı doğru bir süzdüm vücut hatlarım belli oluyordu bu kıyafet dıştan içe doğru açılan yeşil gözlerimi daha çok belirginleştiriyordu. Örülmüş siyah saçlarımla da tam bir savaşçıya benziyordum, benim istediğim de buydu, bir savaşçı olmak...

...

Şimdi ölülerimizi gömmüş,  hayvanlara ve araçlara malları yüklemiş bekliyorduk. İnsanlar son kez evlerine bakıyorlardı onlar için de zordu ilk mekanımızdı o yüzden ayrılmak onlar için de bizim içinde güçtü ama mecburduk.Tıpkı birçok şeye mecbur olduğumuz gibi... "Herkes hazırsa yola çıkalım hanımlar ve beyler!" dedim ve Artemis'in üstüne atladım. Başını yavaşça okşayıp gülümsedim "Yeni maceralara hazır mısın dostum?"  deyip dikleştim. "Hadi, çok geç olmadan yola çıkalım!" dedim ve ilerlemeye başladık uzun bir yolculuk bizi bekliyordu. Aslında arabalarla daha hızlı olabilirdik fakat arabalar bu kumların içine gömülüp kalırdı ve elektrikli araçlarımızı da İnanmayanlar tarafından ele geçirilmişti. Sadece o koca duvarların arkasında geçmişteki insanların istediği ve düşündüğü gelecek vardı. Biz dışarıdakiler ise Cehennemi yaşıyorduk ama biz hala kendi cehennemimize çiçek ekip güzelleştirmeye çalışıyorduk. Defalarca barış istemiştik lakin onlar bu oyunu en adi şekilde oynuyorlardı. Aileleri güçsüz düşürmek için çocuklarını öldürüyorlardı ardından ailelere zehri enjekte ediyorlardı. Aileler kabuslar görüp dayanamıyor intihar ediyordu. Huzur kalmamıştı böyle bir durumda barış sağlanamazdı. Biz onların hükümlerinin altında kalmayıp özgürlüğe düşkün olanlardık. Özgürken Cehennemi yaşıyor olabilirdik ama biz bu durumda bile gülmeyi bilenlerdik. Arkamdaki insanlara baktım evet dedim, evet hala bir umut var. Şuana kadar iyi gidiyorduk nazar değmesindi. Sağ salim kavuşabilelim yeni topraklara. Gece çökmek üzereydi biraz ileride eski bir kervansaray vardı orada bu gece konaklayabilirdik, hayvanlar da dinlenmiş olurdu. "Burada bekleyin temiz mi diye kontrol edeceğim Taner , Ronald, Teresa , Chan ve Eliz  siz benimle gelin. Erna sen burada dur sana emanetler. Eğer yarım saat içinde gelmezsek bilin ki güvenli değil Lena ile konuştuğumuz gibi ikinci bölgeye gidin ve sakın geriye dönmeyin, duydun mu geri dönmek yasak gelmeyeceksin başlarında bulunacaksın. Liderin olarak bu bir emirdir!" Sıkıntılı bir nefes verdi. "Emredersin Lider Athena." dedi. Çok ciddi bir durum olmadığı sürece liderliğimi ortaya koymazdım emir vermezdim ama şu an emir vermem gereken bir durum vardı. Çünkü beni orada bırakmayıp gelmeye çalışacaktı , benim yüzümden halkımı tehlikeye atamazdım. Ona ölsem bile cesedim için dönme dediğimi anlamıştı çünkü sinirlenince burnu kızarırdı ve burnu şu an fazlasıyla kırmızıydı. 

CENNETTEKİ CEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin