3 Hafta Sonra
Jisoo uzun bir süre Barcelona'da kalmıştı. Jennie'nin ailesi onu artık ailenin bir parçası olarak görüyorlardı.
Jennie, Jennie'nin kardeşleri ve Jisoo Barcelona plajına gelmişti. Jennie'nin ablaları Lara ve Gloria güneşlenirken Antony ve Luis kumların üzerinde top oynuyordu. Jisoo ve Jennie ise Denize girmeye çalışıyordu. Jisoo;
"Denize girmek istemiyorum. Çok soğuk."
Jennie, Jisoo'yu ıslatarak;
"Şimdi girmek istiyor musun?"
"AAAA! Çok soğuk. Yapma Jennie."
Jennie ıslatmaya devam edince Jisoo da ıslatmaya başladı. Jennie ıslanmamak için kaçarken dengesini kaybedip denize daldı. Jisoo;
"Suya alışmışsındır artık."
Jennie kafasını sudan çıkarıp;
"Aaa! Baksana."
"Ne oldu?"
"Şurada bir papağan var."
"Nerede?"
Jisoo kafasını çevirdiği anda Jennie kolundan tutup Jisoo'yu suya düşürdü. Jisoo kafasını sudan çıkardığında;
"Aptal! Ya boğulsaydım."
"Ben kurtarırdım seni."
"Nah kurtarırdın. Sanki yüzmeyi çok biliyorsun da."
"Tabiki biliyorum. Bak!"
Jennie suya dalıp 3-4 metre ileriye kadar yüzdü. Jisoo;
"Eee... Bu çok basitti. Sayılmaz."
Jennie bu sefer suyun dibine dalıp 3-4 metre öteden Jisoo'nun yanına geldi. Jisoo;
"Tamam. Bu sayılır."
"Gördün mü? Yüzebiliyormuşum."
Şezlongda güneşlenen Lara;
"Antony bize dondurma almış. En son gelenin dondurması erir!"
İkiside hızlıca yüzerek denizden çıktı. Jennie;
"Çok üşüdüm. Havlu var mı?"
Ablası Gloria yanda ki havluyu Jennie'nin üzerine sardı. Gloria;
"Size 2 tane dondurma kaldı. Çikolatalı olan mı yoksa çilekli çikolatalı olan mı?"
İkiside;
"Çilekli çikolatalı!"
Luis;
"Eee ne olacak şimdi?"
Jennie;
"Eğer istiyorsan çilekli çikolatalı dondurmayı sen yiyebilirsin Jisoo."
"Asıl sen istersen yiyebilirsin Jen. Benim için fark etmez." (Fark eder)
"Yok yok. Sen ye."
"Hayır hayır sen."
Luis dondurmayı alarak;
"Siz yemeyeceksiniz ben yiyorum o zaman." Dedi ve dondurmayı tek seferde yedi. Jennie;
"Ayısın sen Luis! Ayı."
"Yeseydin."
"Yiyecektik zaten ama sen sabırsız olduğun için..."
Antony cüzdanından birkaç euro çıkarıp;
"Gidip bununla kendinize dondurma alın."
Peki ya kalan çikolatalı dondurma?"
"Onu az önce ben yedim."
Jennie sinirle;
"Benim ailemin genetiğinde bi' ayılık var galiba."
Jisoo verdiği parayı alıp;
"Kalk Jennie. Dondurma almaya gidelim."
Jennie ayağa kalktı. Jisoo ile beraber dondurmacının olduğu yere ilerlediler. Jennie;
"Dondurmaları uzakta yiyelim. Bizim ayılar bitirir yine."
Jisoo kafasını salladı. Jennie;
"Neyli istiyorsun?"
"Çikolatalı çilekli."
"Bende!"
Dondurmacının önüne geldiklerinde adam;
"Hola señoritas. ¿Qué sabor de helado quieres?"(Merhaba hanımlar. Neyli dondurma istiyorsunuz?)
Jisoo;
"Ne diyor?"
"Ne bileyim ne diyor?"
"Sen burada 2 aydır yaşıyorsun. Hâlâ öğrenmedin mi?"
"Yoo. Hem ona bakılırsa sende burada 3 haftadır kalıyorsun. Sen öğrenseydin."
Jisoo;
"We don't understand what you are saying. We came here from France." (Ne dediğinizi anlamıyoruz. Buraya Fransa'dan geldik.)
Adam daha sonra;
"I understand. Which flavored ice cream do you want?" (Anladım. Hangi aromalı dondurmadan istiyorsunuz?"
Jisoo;
"Chocolate strawberry. Let there be 2." (Çikolatalı çilekli. 2 tane olsun.)
Adam dondurmaları hazırladıktan sonra Jisoo görüşürüz diyerek oradan ayrıldılar. Gölgelik bir yerde durup dondurmalarını yemeye başladılar. Jisoo'nun telefonu çalınca;
"Alo. Lisa."
"Alo. Jisoo. Hâlâ plajda mısınız?"
"Evet. Siz?"
"Biz yorgun olduğumuzdan Chaeyoung ile evde oturuyoruz."
Chaeyoung telefonu alarak;
"Bize de dondurma getir!"
"Nasıl getireyim? Erir."
"Getir işte! Bir şekilde."
"İyi tamam. Getirmeye çalışacağım. Bu arada bunun için mi aradınız?"
"Evet." Dedi Lisa."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz Jisoo."
Jisoo telefonu kapatınca Jen;
"Ne dediler?"
"Dondurma istiyorlarmış."
"Gelirken alırız."
Jisoo, Jennie'ye yaklaşarak;
"Baksana! Şurada papağan var."
"Nerede?"
O sırada Jisoo, Jennie'nin dudağını hafif bir öpücük kondurdu. Jisoo;
"Bugün denizde yaptığın şakayı sana farklı bir şekilde yaptım."
Jennie gülümsedi. Jisoo'nun yanağına hafif bir öpücük kondurdu.
Aradan 1 yıl geçmesine rağmen Jennie ve Jisoo Barcelona da yaşıyorlardı. Jisoo artık tamamen Jennie'nin ailesinin bir parçasıydı. Birbirlerini sevmeye ve sevgili olmaya hâlâ devam ediyorlardı.
Jisoo ailesi ile iletişime devam ediyor ve onlara Jennie'den bahsediyordu.
Jisoo'nun ailesi ise sevgili olmalarını desteliyordu. Ayrıca İspanyolcayı öğrendiklerinden orada yaşamak onlar için zor olmuyordu.
Jennie'nin abisi Antony'nin futboldan kazandığı yüklü miktarda para sayesinde de asla geçim sıkıntısı çekmiyorlardı. Hayatlarına huzurlu bir şekilde devam ediyorlardı.
Mutlu Son...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happy House |Jensoo|
Teen FictionJennie 4 kardeşi ile beraber Fransa'nın fakir bir kasabasında yaşıyordu. Durumları pek iyi olmadığından ailesi onu zengin bir aileye vermişti.