22.09.1976
"Yağmur yağarken kaçmayı değil ıslanmayı gösterdiğiniz için teşekkür ederim."
Marilyn üstüne giydiği kotun ona yakışıp yakışmadığını anlamak için üçüncü kez aynanın karşısına geçti. Üstündeki kırmızı kazakla beraber onu biraz kilolu göstermişti sanki... Değiştirmek için başka bir kot bakmaya başlamıştı ki, aniden kapının açılması ile yerinde sıçradı.
Gelen Lily'ydi. "Hâlâ hazır değil misin Mari?"
Alttan diğerlerinin sesi geliyordu. Özellikle Sirius ve James'in. "İn artık! Geç kalacağız!"
"Zambağım ile vakit geçirmek istiyorum!"
Gülerek oturduğu yerden kalktı ve yeni asasını arka cebine yerleştirip hızla botlarını giydi. Hava ılık olduğu için kazağı onu sıcak tutardı ancak yağmur yağma ihtimali de vardı.
Lily odadan çıkarken son kez aynaya baktı. Sorun değildi, bir gün bu kazakla dolaşabilirdi. Hem, belki o kadar kötü görünmüyordu?
Fotoğraf makinesini astığı yerden aldı ve koşar adım diğerlerini takip etti. Yavaş hazırlandığı için birçok söylenme duysa da umursamadı.
Hogwarts'tan çıkarken özellikle Sirius ve Jamen çok heyecanlı görünüyorlardı, Marilyn'in geç kalmasını bile unutmuşlardı.
"Lily, Mari çantalarınızı aldınız değil mi? Güzel! Bugün şaka malzemesi depolamamız gerek, Remus'un yeni bir sürü fikri var!"
Çapulcuları bu kadar heyecanlı görmek kızları güldürdü. Grupça ilerlerken James'in slytherinli birine laf atması üzerine Lily ona kızsa da, genel olarak olaysız bir şekilde istedikleri yere varmışlardı.
"Onu görüyorum! Şaka dükkanı!" diyerek koşmaya başlayan Peter'ın peşine takılan oğlanlar, kızları unutarak bir anda ortadan kayboldular.
Marilyn onlara güldü. Şakalarını elbette duymuştu ama onlar için bu kadar çabaladıklarını düşünmemişti. "İyi bir şaka her zaman ince işçilik gerektirir." diyen James bu işi ne kadar ciddiye aldıklarını gözler önüne seriyordu.
"Bizi bıraktıklarına inanamıyorum." dedi Lily. "Sözde bize çok ihtiyaçları vardı."
"Çantalarımıza." diye düzeltti Marilyn. "Doğru." diyerek güldü Lily.
İkisi kol kola yürümeye devam ediyordu. Hava bulutluydu, ortalık öğrencilerle beraber şenlik yerine dönmüş gibi görünüyordu.
"James'in laf attığı çocuk kimdi?" diye merakını dile getirdi Marilyn.
"Ah, o," deyip bir anlığına duraksadı Lily. "Eski bir arkadaşım. Severus Snape."
"İsmi yabancı gelmedi pek."
"İksir dersinde çok başarılıdır. Muhtemelen oradan hatırlıyorsundur."
"Muhtemelen."
"Bak." diyerek ileriyi gösterdi Lily. "Oradalar."
Yeniden Çapulcular ile buluşmaları üzerine konu kapandı. Oğlanlar o kadar çok şaka malzemesi almışlardı ki, taşımakta zorlanıyorlardı.
"Lily! Mari! Tam zamanında!" diyerek kucağındaki tüm şaka aletlerini Mari'nin çantasına doldurdu Sirius. "Neredeyse düşürecektim."
Görebildiği kadarıyla hepsini incelemeye çalıştı Marilyn. "Gerçekten hepsine ihtiyacınız var mı? Bu diller niye mesela?"
"Mükemmel bir şaka için her zaman neye ihtiyacın olacağını bilemezsin." diyerek kendi elindeki şakaları Lily'nin çantasına koyup, çantasını ondan alıp taşımaya başladı James.
"Sizi sorgulamayı çoktan bıraktım." dedi ve pes ettiğini ilan etmiş oldu Marilyn. "Şimdi nereye gideceğiz?"
"Balyumruk?"
"Harika."
Marilyn ve Lily yeniden kol kola girerek ilerlemeye başladığında bu sefer takip etme sırası oğlanlardaydı. Peter ve Remus hallerinden hiç şikayetçi olmazken, James ve Sirius biraz arkada şaka malzemeleri hakkında konuşmaya devam ederek onlara yetişiyorlardı.
Balyumruk her zamanki gibi harikaydı. Remus ve Marilyn önlerine gelen her çikolatanın tadına bakarken, James çiftler için yapılmış birkaç şekeri Lily'ye hediye etmek için çabalıyordu. Peter kusmuk tadında yediği şekerden ötürü kusmamak için zor dururken, Sirius ona gülmekle meşguldü.
Oradan da ayrıldıklarında sonunda vakit, Üç Süpürge'ye gitme vaktiydi. Hogwarts öğrencileriyle dolup taşan bu yerde boş yer buldukları için sevinirken, günün yorgunluğunu kaymak birası ile atmak hepsine iyi gelmişti.
"Lily! Şimdiden yüzün kıpkırmızı olmuş." deyip gülen Marilyn, bir yandan aldığı çikolatadan bir parça ağzına atmakla meşguldü.
"Sen onu dinleme Zambağım, çok tatlı gözüküyorsun."
James'ın gülümseyerek söylediği cümleye karşılık gülümseyen Lily, beklenmedik bir gelişmeydi. Marilyn abartılı bir tepki vermek üzere ağzını açmışken Sirius'un eli tarafından durdurulmuştu. Remus onlara gülerken, Peter dibini gördüğü bardağıyla biraz üzgündü. Kafasını çevirdiğinde gördüğü manzara ile iç çekti. "Yağmur yağmaya başlamış."
"Hazırlıklıyım!" diye bağırarak ayaklarını havaya kaldırdı Marilyn. Bir havaya bir ona bakıp kıkırdadılar. "Sanırım artık gitmemiz gerekiyor."
Dışarı çıktıklarında Marilyn hızlıca kamerasını çıkardı. Onlarınsa poz vermesi bir oyuna dönüştü ve sırılsıklam olduklarında bile fotoğraf çekip eğlenmeye devam ettiler.
Durum öyle bir hal aldı ki, Marilyn ve Sirius ayakkabılarını çıkartıp yolun kalanına öyle devam ettiler.
"Hepimiz birkaç hafta boyunca akan burunlarla ve kuru öksürükle gezdik. Bir ara Lily'nin ateşi bile çıktı ama buna kesinlikle değdi. Çapulcular daha şimdiden şakalarına başlayıp McGonnagal'dan azar işittiler. Merlin, yağmurla olan en güzel anlarıma teşekkür ederim, Hogwarts'taki en güzel zamanlarım için teşekkür ederim."
BEN BU KIZI KİMİNLE YAPICAM ALOOOOO
Bölümü nasıl buldunuz?
Siz nasılsınız?
Sizi seviyorum 🤍
Günlüktekisayfalar📚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
take me back | marauders era
FanfictionSavaşın sona ermesinin ardından Grimmauld Meydanı 12 Numara'daki eve gelen Harry, burada Sirius'a ait olmayan bir anı defteri bulur. "Oh, take me back to the night we met..." - harry potter fanfiction. - yarı bağımsız fanfic. - marauders dönemi. ...