27

128 19 23
                                    

Son düzlüğe girdik :)

Harry, günlerini elindeki anahtara bakarak geçirdi. Elinde kalan son birkaç sayfayı dahi okuyamadı. Tek düşündüğü ne yapacağıydı. Sonuçta, ne yapması gerektiği açıktı: hortkuluğun yok edilmesi gerekiyordu ama bir şekilde, bunu yapma cesaretine sahip değildi.

İç çekerek ellerini saçlarından geçirdi ve sandalyede arkasına yaslandı. Hortkuluk olan anahtarın elinde olduğunu anlar anlamaz evi terk ederek gecelik tutulabilen motellerden birine gelmişti.

Ginny'ye kendisini merak etmemesini söyleyen bir not bırakmıştı ve birkaç gündür bu işe yarıyor gibi görünüyordu çünkü kimseden ses seda yoktu. Yine de Harry fazla zamanının kalmadığını biliyordu.

Tercih ettiği bu garip kokulu motelden yakında ayrılmak zorunda kalacaktı ve buradan gitmeden önce ne yapacağına karar vermesi gerekiyordu. Buradan çıktığında her şeyin bitmiş olması gerekiyordu çünkü buradan çıktığı anda herkese her şeyi anlatmak zorunda kalacaktı.

Herkes ona henüz üstünden bir ay bile geçmemiş olan savaşı hatırlatacaktı. Hortkuluklardan ve başlarına açtıkları dertlerden bahsedeceklerdi. Ölen onca kişiyi, yıllardır süregelen kaosu ve korkuyu anlatacaklardı.

Harry hepsini biliyordu. Çoğu yaşanırken oradaydı, en büyük kayıpları yaşayanlardan biriydi ve asıl bu gerçekler; onun tereddüt etmesine neden oluyorlardı.

Harry, Marilyn denen bu kadını tanımıyordu. Onunla bizzat tanışmamıştı, sohbet etmemişti ama onun anı defterine sahipti. Duygularını, isteklerini, amaçlarını, başına gelenleri birinci elden okumuştu. Onun yalan söylediğini düşünmüyordu.

Başta neden hortkuluk yaptığını anlamamıştı ve kontrolden çıktığını düşünmüştü ama yavaşça anlamaya başlıyordu ve bu da onu son birkaç sayfayı okumaya itiyordu.

Yerinde dikleşti. Anahtarın yanında duran turuncu kapaklı deftere baktı. Sıradan gözüken bu defterin içinde o kadar çok anı, duygu, yaşanmışlık vardı ki; Harry boğuluyor gibi hissediyordu.

Dayanamayarak defteri eline aldı ve kaldığı sayfayı açtı. Son birkaç sayfa... Yapması gereken buydu. Bir yerde borçlu bile hissediyordu kendisini. Son birkaç sayfayı okumalıydı.

11.05.1977

"Güneşin yavaş yavaş doğuşunu izlerken yazıyorum bunları. İçten içe korkuyorum ama şikayet edemem. Bunu kabul eden, bunun için çalışan, çabalayan ve gün sonunda gerçekleşmesin diye elinden gelen her şeyi yapan yine bendim.

Artık kaçacak deliğim yok. Kaçınılmaz olan geldi ve ben sadece birkaç saate sahibim. Güçsüz, korkak ve şokta hissediyorum. Her şeyin kafamdaki gibi korkutucu olmayacağının farkındayım ama bu korkmamı engelleyemiyor.

Zihnim kendini uyarı moduna öyle bir soktu ki, uykum dahi gelmiyor. Ellerim titriyor, zihnimde hep olumsuz senaryolar var. Bundan sonra ne olacak?

Ne olursa olsun, ben hazırlıklıyım. Bundan sonra devamının olamayacağının farkındayım, bu yüzden defterin sonunu kesip hortkuluğu oraya yerleştirdim.

Bir hortkuluk yok etmeye giderken başka bir hortkuluk saklamak çok ironik geliyor. Sanırım tanrı her zamanki gibi benimle dalga geçiyor.

take me back | marauders eraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin