"Şuradan dönünce, Sunrise mekanın adı. Hemen solda."
Kaşlarımı çatarak kısa bir an yanımdaki Felix'e döndüm. Ardından sabır dilenir gibi bir nefes alırken kendime engel olamayarak sinirin baskın olduğu sesimle konuştum.
"Yeri bu kadar iyi bilmen... Felix ben sana hiç güvenemeyecek miyim?"
Kardeşim olduğu yerde hafifçe küçülerek bakışlarını camdan dışarı çevirdiğinde çoktan vardığım mekanın önüne doğru sürdüm arabayı. İçeriden taşan müzik sesine rağmen dikkatimi çeken şeyse kısa bir an duraksamama sebep oldu. Minho'nun arabası, hemen karşı kaldırımdaydı.
"Böyle tepki vereceğini bilirken nasıl söyleyebilirim sana?"
Felix ağzının içinde bir şeyler gevelediğinde dikkatim dağıldı ve arabayı park bile etmeden durdururken sinirle ona döndüm.
"Gece kulübüne gitmeseniz ne olur amınakoyayım?" Sesimin şiddeti farkında olmadan yükseldiğinde kardeşimin irkildiğini fark etmemle sakinleşmek ister gibi bir nefes aldım, ardından daha normal bir tonda devam ettim. "Tüm it kopuk burada, bilmiyorsun sanki."
"Eğlenmek istedik! Hiç de bir şey olmuyor ayrıca. Madem yakalandım... İtiraf ediyorum, daha önce de çıktım ben arkadaşlarımla. Hem de defalarca."
Sesimi dizginlememden cesaret alarak söyledikleri sinirle gülmeme sebep olduğunda kafamı yana doğru çevirdim sabır dilenircesine. Ardından sinirle ona döndüğümde az önce bağıra bağıra konuşan o değilmiş gibi köşesine sindi. Yine de hâlâ sinirli olduğunu düşündüğü bakışlarını gönderiyordu bana.
"Bak abiciğim, bak canım kardeşim..." Seungmin'i gidip bir an önce almak istediğim için büyütmemeye, kavgayı uzatmamaya çalışıyordum. "Sorun dışarı çıkmak istemen değil. Çık canlı müziğe git, karaoke odası kiralayın ya da her ne sikimse inan umrumda değil."
Söylediğim şeylere yüzünü buruşturmasıyla elim telefonuma gitti, Seungmin'in numarasını ararken bir yandan Felix'e yönelik devam ettim.
"Böyle bir yere mi gelmek istiyorsunuz? Ben getiririm ya da Minho Hyung'unla çıkabilirsin."
"Minho Hyung'la çıkabiliyorum ama arkadaşlarımla çıkamıyorum, öyle mi? Şaka gibisin hyung, şaka."
Seungmin'in telefonunu açmamasıyla bir küfür mırıldanırken arabayı kavga etmek için çapraz bıraktığımı fark ederek tekrar çalıştırdım. Bir yandansa söyleniyordum.
"Sikeyim Felix, arkadaşlarının hiçbirine güvenmediğimi biliyorsun Seungmin hariç. O da kendini koruyabilir mi sence dışarıya karşı?"
Felix başını olumsuz anlamda sallasa da itiraz etti. "Diğer arkadaşlarım korur, ne gıcık adamsın ya."
"Seungmin'i ve seni buralarda bulma sebebim diğer arkadaşların. Onlara mı güvenmemi bekliyorsun?"
"Onların suçu yok. Seungmin'i çıkması için ben ikna ettim, eğlensin az dedim. Fena mı ettim? Oh, iyi ki yapmış-"
Bakışlarım sinirle ona döndüğünde kelimesini bile tamamlayamadan kesti sesini. Ardından daha fazla zaman kaybetmek istemediğim gerçeğini fark ederken hızla park ettiğim arabadan indim ve açık bıraktığım cama doğru eğilerek pür dikkat beni izleyen kardeşime seslendim.
"Eğer arabadan dışarı adım atarsan, tüm kartlarını iptal ederim Felix. Duydun mu?"
"Abi saçmalama!" Gözleri kocaman olarak hızla itiraz etti, kaşlarımı kaldırarak cevabını beklediğimi belirttiğimdeyse oflayarak kollarını göğsünde buluşturdu. "İyi ama şunu bil, Seungmin'e seni kötüleyeceğim! Asıl sen duydun mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sleep with me | chanmin ✓
FanfictionChan, sadece kardeşinin arkadaşı olan Seungmin'le uyuyabildiğini fark eder. ✓minsung, hyunlix, jeongbin ✓texting+düzyazı ✓slowburn