1. Yeni Vaka

78 6 6
                                    

Gözlerimi İstanbul'un meşhur korna sesiyle açtım. Mahkemeden ofisime geçmiş, orada da uyuyakalmistim. Uykumun açılması için gerindim. Masamda duran telefonun titremesiyle gözümü telefonun olduğu tarafa çevirdim. Mesaj asistanim sebnemdendi.

Şebnem: günaydın Sefa Hanım, savcılıktan gelen bir dosya var ayrıca kahvaltı yapmadiysaniz dosyayı konuşurken yapabiliriz.

Daha yeni bir davadan çıkmışken yeni bir dosyanin bana verilmesi şaşırtıcıydı.

Sefa: tamam Şebnem konumunu at geliyorum.

Şebnem yanimda çalışmaya başladığından beri evini görmemiştim. Bu yıl benim için yoğun ve yorucu geçiyordu.
Ofisten çıkmış arabama doğru ilerliyordum, burnuma gelen fırından yeni çıkmış poğaça kokusuyla ofisinin tam karşısında bulunan fırına gözlerimi diktim. Elim boş gitmek istemedim ve fırına doğru ilerledim. Fırından 4 poğaça alıp tekrardan arabama doğru ilerledim. Şebnem'in attığı konumu açıp sürmeye başladım. Tabi aklımda dosyanın neyle alakali olduğu da vardı. Çantamdan çıkardığım kulaklığı taktım ve en sevdiğim şarkıyı açtım. Nakarat kısmına geldiğinde de eşlik ettim.

"Farkında değildin beni sen değiştirdin.
Ah, neden bana guvenmedin?
Hep bi umutsuz sardı seni
İstemeden bizi hapsettin
Zehrin böldü rüyayı kaybettik"

Sesimi pek begenmedigim için kimsenin yanında şarkı söylemezdim. Tabi 7 yaşımdan sonra söylemezdim. Annem hep begenirdi sesimi. Onun ovguleriyle şarkıcı olmak isterdim. Bir gün babamın gelip 7 yaşında ki küçük kizin kalbini kırana kadar. Babam pilot olması nedeniyle hep başka ülkelere giderdi. Fazla göremedim onu. Gördüğüm günleri de bana zehir ederdi.

"Kızımı böyle saçma sapan isteklerine alet etme Esin."

"Birakta hayallerinin peşinden gitsin Kemal, bir kerecik arkasında dur kızının."

Arabayı durdurup kulaklığımi ve telefonumu çantamın içine attım. Burası yaklaşık 5 katlı şirin bir evdi. Apartmana girdiğimde sebnem'e yazmaya baslayacaktim ki asansörün yanındaki dairenin kapısı aralandı.

"Hoşgeldiniz Sefa Hanım."
"Hoşbuldum Şebnem."

Elimdeki pogacalari Şebnem'e verip ayakkabılarımı cikarttım.

"Buraya koyabilirsiniz."

Nerede olduğunu öğrenip lavaboya girdim. Ellerimi yıkayıp salona geçtim. Şebnem de salonda çayları dolduruyordu. Klasik havadan sudan konuşup asıl konuya geldik.

"Anlat bakalım Şebnem neymiş bu dosya?"

"Sefa Hanım siz gelmeden önce ben dosyaya biraz göz gezdirdim. Katil karda yürüyüp izini belli etmeyen cinsten. Sizden önce 2 avukata daha verilmiş. Bir sonuç elde edilemeyince savcı dosyayı size verdi. Ayrıca kurbanlarının boğazında kemer izi oluyor."

"Neden kurbanlarını kemerle öldürsün ki? Kesinlikle bir olayı var."

Cayimdan yudumlarken "Katil hakkında başka bilgi yok mu?" Dedim.

Ayağa kalkıp tekli koltuğa ilerdi. Üstünde duran mavi dosyayı alıp bana uzattı ve konuşmaya başladı.

"Katil çok profesyonel, öldürdüğü 4 kurbanın arkasından iz bırakmamış ve kurbanların arasında hiçbir bağlantı yok. Bu yüzden uzun süredir çözülemiyor."

İllaki bir bağlantı vardır, dedim fısıldar gibi. Önüne gelen gelen herkesi öldürüyor olamazdı. Belki de tek kişi değildir, dedim. "İz birakmiyorsa arkasını toplayanlar vardır."

Ben dosyadaki kurbanların fotoğraflarını incelerken Şebnem konuşmaya başladı.

"Ayrıca bu vaka da tek calismayacaksiniz. Birlikte çalışacağınız avuka-"

Cinayet: Katil kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin