2. Araştırma

37 2 1
                                    

Sorgudan tek bir şüpheli bile çıkmadı. Ayrıca kimsenin sabıka kaydı da yoktu. Fakat herkesin şüpheli olarak gösterdiği kişi aynıydı. Emel'in eski sevgilisi, belki de katili.

Emniyetin kantinine inmiş, kahve almıştık. Ama ağzımızı bıçak bile açmıyordu. Sessizliği bozan kişi ise savcı oldu.

"Hanımlar Emel Gürkan dosyasıyla alakalı bir gelişme var. Şahsın annesi ifade vermek istiyor. Kızıyla aynı evde yaşamıyorlar ve oturduğu yer uzak. Telefonlarınıza konum gönderilecek, sorgusunu yapın."

Masada duran kahvemi tek dikişte bitirip Anka"nin arabasına doğru ilerledim. Anka ise çoktan sürücü koltuğuna oturmuş. Beni bekliyordu.

"Bir an dosyanin açılmadan kapanacagini düşündüm." Diye söze girdim. O ise cevap bile vermeden arabayı surmeye başladı. Yaklaşık yarım saat sonra kurbanın annesinin evine vardık. Salona geçip yan yana duran tekli koltuklara kuruldugumuzda kadın konuşmaya başladı.

Kadının ismini sorunca Esma olduğunu öğrendik.

"Ben kızımın eski sevgilisinden şüpheleniyorum." Yine aynı kişi şüpheli olarak karşımıza gelmişti. Bu çocuktan supheleniyordum fakat annesinin de suphelenmesiyle emin olmustum."

"Peki ismini, soyismini, adresini biliyor musunuz?"

"Evet her seyini kızım benden bir şey saklamaz her şeyi anlatırdı."

"Kızınız onunla nasıl tanıştı peki?" Dedi Anka.

"Stajdan tanıştılar bir iki aya çıkmaya başladılar." Anka telefonunu çıkardı ve kadının dediklerini bir bir yazmqya başladı. " Sonra çocuğun madde bağımlısı olduğunu öğrendik. Emel bize bir şey söylemedi. Biz iş sahibinden öğrendik. Babası çok kızdı öğrenince. Emel'de kendinden uzak tutmaya çalışıyordu çocuğu. Sonra da kızımın canına kıydı."

Sabırsız ses tonuyla konuşmaya başladım. "Adını, soyadını ve adresini söyler misiniz?"

"İsmi Tahir, Tahir Kaymaz. Adresi ezberimde yok. Bir saniye bekleyin."

Esma Hanım oturduğu sandalyeden ağır ağır kalkıp eski olduğu belli olan komidinden bir kağıt alıp sandalyesine oturdu.

"Alın bu kağıtta adresi yazıyor. Bir de çocuğun babasının tekel bayisi var. Kapatmadilarsa onunda adresi var."

Kadının elinden kağıdı almamizla kendimizi sokağa atmamız bir olmuştu sanki. Hızlıca arabaya bindiğimizde ilk olarak tekel bayisine gitmeye karar verdik. Çünkü bulunduğumuz yere daha yakındı. Yaklaşık 10 dakikaya orada olurduk.

Tahmin ettiğim gibi 10 dakika da tekelin önüne gelmiştik. Kasa kısmında kırklı yaşlarda bir kadın oturuyordu. Kadının bir şey demesini bekliyordum ama kadın oralı bile değildi. Elindeki telefonla uğraşıyordu. Sivil olduğumuz için muhtemelen bizi müşteri zannetmisti. Kadının bu umursamaz tavırlarından sıkıldığım için konuşmaya başladım.

"Tahir Kaymaz'i tanıyor musunuz?"

"Buyrun?"

"Tahir Kaymaz bir cinayetten dolayi şüpheli. Biz de o cinayetle ilgilenen avukatlarız. Kendisiyle görüşmemiz lazım."

"Benim oğlum öyle şeyler yapmaz. Karistiriyorsunuz siz."

İç çektim. Fısıldayarak "Senin oğlun neler yapmamış ki?" Dedim.
Kafamı ceviridiğimde ise Anka çoktan konuşmaya başlamıştı.

"Bize yerini söyleyin. İşte o zaman yapmış mi yapmamis mi ogreniriz."

Kadin başını eğdi. Bize bakmamaya çalışıyordu. Yanımdan gelen sesle irkildim. Yirmili yaşlarda bir genç, elini cebine sokmuş içeriye giriyordu. Kadın cocugu görür görmez ayağı kalktı.

"Kaç oğlum kaç!"

Kadının bagirtisiyla karşımızdakinin Tahir olduğunu anlamıştım.
Tahir ne olduğunu sorgulamadan arkasını dönüp koşmaya başladı.

"Tahir dur!" İkazlarim hiçbir şekilde fayda etmiyor, hatta daha da hızlanmasına sebep oluyordu. Koşmayı bırakacaktım çünkü her türlü benden daha hızlı koşuyordu. Karşıdan gelen Anka'yla şaşırdım. O kadar hızlı koşuyordum ki Anka'nin yanimda olmadığını anlamamıştım bile. Anka önden Tahir'i sıkıştırmış, silahını çıkartmış "teslim ol" diyordu. O ise saçma bir şekilde arkasına döndü. Kacamayacagini anlayınca da ellerini kaldırdı. "Valla bu sefer ben dagitmadim." Dedi. Ensesinden tutup "Neyi dagitmadin oğlum, iki saattir kosturuyorsun bizi!"

"Vallahi ben vermedim tozları. Bıraktım ben o işleri."

"Daha önce dağıttın yani sen bi 5 yıl yat aklın başına gelir." Dedi Anka gulmemeye çalışarak. O sırada da ters kelepçe takiyordu.

"Olmaz olmaz, ben daha çok gencim!"

"Tamam kes ona karakolda karar vereceğiz." Dedim.

O kadar çok kosmustuk ki arabayı park ettiğimiz yere kadar çocuğu toz satmaktan almadigimiza ikna etmeye çalıştık.

"E neyden tutukladiniz beni?"

"Emel Gürkan" diye başladım.

"Birkac gün önce öldü. Komşular ve Emel'in annesi senden şüpheleniyor."

Çocuk arkada ben ve Anka önde karakola dogru ilerledik. Bu da son konuşmamız olmuştu.

Karakola gittiğimizde ilk önce Tahir'in dosyasını çıkarttık. Sonrasında da sorgu odasına girdik.

"Emel nasıl öldü?" Diye konuşmaya başladı Tahir.

Derin bir nefes aldım. "Kemer ile boğularak öldürülmüş. Hiçbir görgü tanığı yok ama sorguya giren komşular ve Emel'in annesi senden suphelendigini özellikle belirttiler."

"Bakın ben Emel'i çok sevdim. Fakat o beni istemedi. Çok uğraştım bir ara toz işini birakmayi bile düşündüm ama olmadı." Sesini yükseltti. "Ben deli miyim kızı kemerle bogayim?"

Bir ipucu bulduk derken elimizde patlaması Anka'yi sinir etmiş olacak ki derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Peki neden herkes seni suçluyor? Demek ki göze batacak bir şey yapmışsın."

"Bilmiyorum Allah kahretsin ki bilmiyorum. Ben onu çok sevdim, aşık oldum ama o beni bir çırpıda kesip attı. Çok çabaladım ama vazgectim sonra da bir daha yüzünü görmedim."

"En son ne zaman görüştünüz?"

"2 ay olmuştur."

Anka'nin sorgu bitmiştir diyeceğini anladım. Ellerimi masanın üzerine koydum ve konuşmaya başladım.

"Eğer şimdi itiraf etmezsen bu işte bir parmaginin olduğunu ogrenirsem en ağır ceza ile yargılanman için elimden geleni yaparım Tahir." Tahir gözlerini bir bende bir Anka da gezdirdikten sonra "Hayır benim bir suçum yok." Dedi sert bir ses tonuyla. Devam ettim "Peki bu işi yapabilecegini düşündüğün biri var mı?"

"Hayır, yani okulda tartıştığı birkaç kişi olurdu ama bunlar normal şeyler değil mi? Bundan dolayı birini kemerle boğarak oldurmezsin."

Masanın üzerine koyduğum ellerimi cektim. "Peki Tahir sorgu bitmiştir."
Anka önde ben arkasında sorgu odasından çıktık. Nedensiz yere çocuğu gözüm hiç tutmamisti ama delil yetersizliginden onu burada tutamazdik.

Tam yaklaştık derken yine başladığınız yere döndük. Herkesin tek şüphelendiği kişiden de bir şey çıkmamıştı. Üstelik elimizde hiçbir şeyde kalmamıştı. Peki ya şimdi? Vaz mı geçeceğiz? Asla! Biz 'bu vaka boyumuzu aştı.' diyecek kişiler değildik. Katil illaki bir iz bırakmıştı ve biz bu izin sonunda kim olursa olsun bulacaktık.







Cinayet: Katil kim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin