' bi salsana beni ya ' diyerekten söylenmeye devam ediyordu Jay, kendisini zorla yatağa oturtmaya çalışan Junwon'a karşı." Anlat bırakayım" Allah aşkına neyi anlatacaktı ki kendisine yöneltilen sorunun neye yönelik olduğunu bile bilmiyordu. Histerek bir gülüşle " neyi anlatayım anlatacak bir şey yok"
" Aranızda ne var "
Bu sözleri söyleylerken ağzından duygulu bir şekilde çıkmasına rağmen yüzü buz gibiydi Jungwon'un. Bir yıl önce yollarını ayırdıktan sonra birbirlerine kin beslemeden konuştukları ilk seferdi galiba.
Aslında güzel bir ilişkisi vardı ikilinin. Küçük tesadüflerle karşı karşıya gelip yavaş yavaş sevgi beslemişlerdi birbirlerine. Görülebilecek en tatlı ve masum ilişki onlarındı adeta, her zaman kıskanılacak bir ilişkileri vardı. Tabi Jay onu ansızın bırakmasaydı.
Sıkıldım demişti. Yoruldum, bıktım, eğlencesi kalmadı.Kurşun misali işlemişti bu sözler Jungwon'un kalbine. Daha dün beraber eğlenirken bugün nasıl böyle sözler söylemişti. Vazgeçmedi, kendinden de ödün vermedi ama bekledi. Her an ona geri gelebilmesi için pek çok fırsat oluşturdu ancak Jay hiç gelmedi. Duygularıyla oynanmış olması hissi bitirmişti onu. Sildi tamamıyla, yanından geçen Jay sanki hiç geçmemiş gibi, varlığı hiç olmamış gibi. Oldu da karşı karşıya gelmek zorunda olursa da Jay'i öyle bir bozuyordu ki akıl almazdı. Bütün nefretini döküp aşağılıyordu.
Tabi çok nadir oluyordu bu. Çünkü Jay bazen haftalarca bazende haftada üç, dört gün geliyordu ya da dersleri ekiyordu. Kimse neden bilmiyordu.
" Kim? Sunoo mu? Onunla aramda ne olsun ki. "
Yavaşça dolan gözleriyle kekelememek için ekstra efor sarf ediyordu " sırf sıkıldığın için beni terk ederken onu her yere takip etmen eğlenceli olduğu içindi sanırım "
Boğazına yumru oturmuştu resmen. Korktuğu ve utandığı için düzgün bir açıklama yapmadan kaçtığı, canından çok sevdiği sevgilisiyle bir yıl sonra yüzleşiyordu. Uzaktan izlemekte bana yeter diye düşünürken Sunoo'nun gelip onunla arkadaş olması en sonunda asla istemediği bu noktaya getirmişti onu.
Diyemiyordu ' ben senden başka kimseyi düşünmedim. ' diye. Dili varmıyordu acımasızca bıraktığı çocuğa şimdi bunları söylemeye.
" En azından gözlerin dürüst. " buruk bir gülümsemeyle onun yerine konuşulması son noktaydı.
Bağdaş kurmuş şekilde önünde oturan çocuğun dizlerine kafasını koyup ağlamaya başladı. Çocuk ise sessizce göz yaşlarını bırakırken saçlarını okşuyordu.
Anlatılacak çok şey vardı ama hepsi söylenmiş gibiydi.
" Biliyorsun babam küçüklüğümüzden beri varlıklı bir aile için çalışıyor. Sunoo da onların oğlu. Sunoo ile tabi tanışıyorduk ama böyle yakın bir ilişkimiz yoktu. Sunoo'nun son olayları üstü kapatılamaz bir hâl almaya başladığında beni ortaya attılar Sunoo'nun hareketlerini kontrol altında tutmam istendi. Aileni düşünüyorsan dikkat et dediler, altında yatan anlam belliydi. Yaparım dedim ne var sanki, ama olmadı. Gün geçtikçe Sunoo'nun kurdu baş edilemez hale gelmeye başladı.En iyisinin bu olacağına karar verdim ama sana dürüst olamayacak kadar korktumda. Acayip bir şekilde buraya nakil olduktan sonra durgunlaştı. Bunu fırsat bilip sana yaklaşmak istedim ancak tavrın belliydi ve benimde yapacak yüzüm yoktu. "
***
" Çok garip, nolmalde Jungwon'un Jay'i gırtlaklaması gerekiyordu. "
Sunoo' nun lafıyla beraber herkes odalara dağıldıktan sonra mutfağa gidip içecek hazırlarken evdeki sessizlik içini ürpertmişti. Her iki odadan da ses gelmiyordu ve olabilecek şeyleri kestiremediğinden kontrol etmek için üst kata çıkıp hiç beklemeden aceleyle ilk kapıyı açtı.
Jay beklenmedik bir şekilde Jungwon'un kolları arasına sığınmış Jungwon ile iç içe uyuyordu. Bu görüntüye karşın şaşınlığını atlatamadan kapıyı kapatmış ve diğer odaya gitmiş, kapıyı açmaya çalıştığı zaman ise kilitli olduğunu görmüştü. Bu oda diğerine nazaran çok gürültülüydü. (Anladınız siz ;))
Daha önce hiç düşünmemişti bu tarz şeyleri. Arkadaşları arasında konuşulmaz, ailesi lafını açarsa da uzaklaşırdı. Asla bir omega bulayım, mühürleneyim gibi bir derdi olmamıştı.
Aşağı indiğinde koltuğun üzerinde oturan Sunoo nün üzerine çullanmış, geri düşerek yatar pozisyona gelmesini sağlamıştı. Bu Niki'nin ona karşı hamle yaptığı ilk seferdi.
Kafasını Sunoo'nun göğsüne yaslamış öylece yatıyordu.
"Oha oha beni bu yüzden mi evden gönderdiniz"
" Hyung sessiz ol "
Oflayarak aldıklarını mutfağa bırakıp, ikilinin karşısına oturmak istemediği için yukarı kata çıkmıştı Heeseung.
Üst kattan yüksek sesle gelen 'oha' sözünden beş saniye merdivenlerden yuvarlanırcasına inen Heeseung ikinci kez şaşkınlığını dile getiriyordu.
" SUNGHOON JAKEİ YİYO! "
***
Kafamdaki bütün kurguyu unuttum iyi mi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Omega '•' Sunki
RandomDoğru düzgün omeganın bulunmadığı alfalarla dolu okula gelmişti Sunoo minik sırrıyla.