" Jungw- OHA AMİNA KOYİM NOLUYO! "Hyungunun saçını yıkamakla uğraşırken gözüne şampuan kaçırmış, gözleri yanan Sunooda sinirle Jungwon'un üzerine eliyle su sıçratmıştı sonrasında karşı taraftan aldığı tepki hoşuna gitmiş daha fazla su sıçratarak işi oyuna çevirmişti.
Jungwon ilk başta bu duruma yüzünü ekşitmiş, hyungunu eğlenirken görünce o da gülerek duş başlığını suratına tutmuş kendince eğlenmişti.
En sonunda baktı ki saçları dahil her tarafı ıslandı, o da yıkanmak zorunda kalıcak sıra sıra girip banyo işini uzatmak istemeyerek üzerini çıkartıp o da Sunoo'ya katılmıştı. Normalde en yakın arkadaşları dahil hiç kimseyle banyo yapmayı istemez , reddederdi ancak sadece o anlık yapıvermişti.
Hyungunu yıkamayı bitirdikten sonra kendisi de yıkanmış sıcak suyun verdiği haz yüzünden sudan çıkmayı reddetmiş bir süre oturarak küçüklük anıları hakkında konuşarak vakit geçirmişlerdi.
Tam bu sırada da Heeseung hyungu banyoya dalmıştı.Evde ikisinin dışında kimse olmadığı için kapıyı kilitlemeye gerek duymamıştı ve hyungunun çat diye içeri girmesini beklemiyordu.
" Jungw- OHA AMİNA KOYİM NOLUYO! "
" HYUNG SEN NERDEN ÇIKTIN! " diye geri bağırarak kendini suyun içine daha çok sokmuş, saklanmaya çalışmıştı.
" Siz- sen inanamıyorum " diyerek kapıyı çarparak çıkmıştı.
Jungwon alnını ovarak ayağa kalkıp küvetten çıkmış, kurulanarak kendine yeni giysiler alıp giyinmişti. Sonrasında da kurulanmış bir şekilde onu bekleyen Sunoo' ya pijama takımı getirerek giydirmişti.
Beraber oturma odasına inerken misafir odasından gelen ağlama sesiyle Heeseung' un hâlâ evde olduğunu anlamış, kapıyı açarak içeri girmek istemişti ama kapı kilitliydi.
" Hyung cidden ağlıyor musun? " Dediğinde daha sesli ağlayarak kendini kendini anlatmıştı. Jungwon da ben bununla mı uğraşıcam diyerekten Sunoo ile misafir odasına en uzak odaya girerek konuşmak için koltuğa oturmuştu. Sunoo da hemen yanına oturdu.
Bir süre sessizce oturduktan sonra sıkılan Jungwon: " seni bekliyorum hyung benim konuşacağım bir şey yok neler olduğunu bilmiyorum ve anlatması gereken sensin " demişti.
Sunoo'nun nerden ne anlatması gerektiğine karar veremediğini görünce bodrumda ne oldu diyerek konuşmayı başlaması için önünü açmıştı.
" Ben yaptım. Öldüresiye dövdüm onları, Minjae ve arkadaşları... 5 kişilerdi benimle bir yere gitmek istediklerini çok beğeneceğimi söylemişlerdi. Okulun başında yaşadığımız olay bir tek benim için şaka ve eğlenceden ibaretmiş, onlara kötü gözüyle bakmamıştım ama onlar bana kin tutmuşlar daha doğrusu Minjae. Bodrumdaki boş depoya girdikten sonra yeni kavramıştım olayı çıkmak istedim izin vermedi Minjae, arkadaşları da kollarımdan tutarak hareket etmemi engelledi. Tek eliyle yüzümü tuttu bırakmasını istedim, dokunma dedim dinlemedi ondan sonrası zaten benim kontrolümde değildi. "
" Ben, benim kurdum öldü. Öldürüldü. Küçüktüm o zamanlar 3-4 yaşlarında olmalıyım. Daha türüm belli değildi, kurdum kendini göstermemişti ama annem vücudumdan anlamıştı bir şekilde omega olacağımı. Zengin ve adı çok önemli olan bir aileden geliyorum. Annem başarısızlık olarak gördü beni yeni bir çocuk dünyaya getirip kurtulmak istedi benden ama doktorlar sadece kız çocuğuna sahip olabileceğini söyleyince yaşamama izin verdi. Aile hanımı erkek doğuramazsa kocası üzerine kuma alırdı. Bu da ailedeki konumunu sarsardı ve omega olacak olmam yine aynı sonuca varırdı. Sadece efsanelerde duyardım ancak annem beni, delta kurdunun yeni vücudu olmam için sunmuştu detaya. Bağlama ritüeli gerçekleşsin diye o gün o çemberin içinde enseme atılan kesikle kan kaybından bayılana tutuldum, deltanın eski sahibinin bedeni ile. Sonrasında ise bilmiyorum belki 2 yıl komalık yattım. Delta, benim büyümekte olan kurdumu öldürerek yerini kendisi doldurmaya çalışmıştı ve o zamanlar küçücük olan bana ağır gelmişti. Deltayla ruhlarımız birbirine asla bağlanmadı yıllar geçse dahi. Bu süreçtede de bir sürü sorun çıktı. İstediği her an kontrolü eline alıp kargaşa çıkartıyordu. Ama kimse bunu sorun etmedi hatta babam olacak herif annemi bunun için övmüştü bile büyük bir iş başardığını söyleyerek. Bir gün dayanamayıp intihara kalkıştığımda geri çekti kendini ölmem demek ölmesi demekti ve daha yeni beden değiştirdiği için ikincisi mümkün değildi. Bir süre güzel devam etti hayatım o yokken, istediği gibi hayatıma el atmıyordu ama en ufak duygu değişimimde - kızgın, üzgün, depresif- kontrolü eline alıyordu. Jay hyungun çok yardımı dokundu bana. İçinde bulunduğum kötü duygulardan uzaklaştırıp beni her zaman deltadan kurtardı. Belli bir süre sonra alıştım bende bu duruma çünkü söz geçirmiyordum deltaya. Bütün kan, vahşetin ardından hiç olmamış gibi devam ettim üstü zaten kapatılıyordu dert de etmez oldum."
" O zaman da aynısı oldu delta geldi ve hepsini öldüresiye dövdü, bende sanki kamera arkasından izler gibi izledim olanları. Evet, izledim sadece. Delta kendi istemediği sürece geri çekilmezdi, yalvar yakar bir işe yaramazdı kontrolü bu zamana kadar elinden geri alamadım."
Konuşması bittiğinde Jungwon'a yüzüne tokat yemeye ve odayı terk etmesine hazır bir şekilde bakıyordu.
Bunun aksine Jungwon onu göğsüne çekip sıkıca sarıldı. Çocuğun kollarında ağlamasına izin verdi. Kimse konuşmadı. Birkaç hıçkırık ve ağlama sesinden başka ses çıkmadı. Belkide saatlerce oturdular öyle bilmiyorum ama en son beraber oldukları yerde uzanarak uykuya dalmışlardı.
****
Amk 4 kere değiştirdim DORT kere.
Bı tatmin olamadım yazdığımdan ama oldu gibi olmak zorunda kafam patladı
Hadi sonrası rahat gelir artık yani inş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Omega '•' Sunki
RandomDoğru düzgün omeganın bulunmadığı alfalarla dolu okula gelmişti Sunoo minik sırrıyla.