*parantez içinde bazı hareketler belirtilecektir.*
T: Yemekhanede yemek yiyorum, Hoseok ile beraber. Hoseok bana, kanka şu yeni gelen hocaya bak, demesiyle bahsettiği kişiye bakıyorum ve aşık oluyorum.
Y: Ne saçma bir hikaye lan bu!
H: Ne saçması ya, gayette güzel. Aşk dizisi gibi...
Y: Lan bir öğrenci bir öğretmene aşık oluyor, daha garip ne olabilir ki? Dur, bu sorumu da cevaplayayım, hocanın ona aşık olması. Tabii böyle bir şey olmayacak.
T: Hmm, iddia?
Y: Bak her şeyle iddiaya girerim ama bu konuda asla, ben yokum.
T: Hoseok?
H: Olur...
Y: Ya lütfen yapmayın. Gerçekten başınıza büyük bela almış olacaksınız!
H: Sus be!
Y: Ya-
Hoseok eliyle Yoongi'nin ağzını kapattı. Tekrar bana döndü. Serçe parmağını bana yönlendirdi. Serçe parmağımla onun parmağını kavradım.
H: Neyine?
T: Bara gitmeye.
Yoongi'nin bana attığı şok içindeki bakışlarına karşı piç gülüşümü sergilemiştim. Başını sağa sola sallıyordu.
T: İkna edemezsin, Yoongi. Evet Hoseok, Yoongi iddiaya katılmadığı için onun yerini alıyorsun. Eğer Yoongi'nin dediği olursa paralar benden ama eğer ben kazanırsam paralar sende.
H: Kabull!
Yoongi iki elini bize sallayıp içinden sövdüğünü belli ediyordu. Serçe parmaklarımızı sertçe bastırdıktan sonra bıraktık. İkimizde beşlik çaktıktan sonra Hoseok elini Yoongi'nin ağzından çekti.
Y: Sizi ben ne yapacağım, he? Bir akıllanmadınız ya!
T: Biz mi dedik bize annelik yap diye aa!
Yoongi kendini yatağa atıp yorganla kapattı üstünü.
Y: Şu yurda gelmeseydim sizinle tanışmazdım, sizin yüzünüzden günaha giriyorum.
T: Ya günahı ben işliyorum sen kendin işin içine burnunu sokuyorsun.
Bir anda yorganı üstünden atıp doğruldu.
Y: 2 dakika önce, hadi iddia, diyen kimdi? Sen sokturuyorsun benim bir sorunum yok bu durumda!
T: Hayır demeyi bilmiyorsun sende aa!
Y: Dua edin, aynı okulda değiliz. İyi geceler, kaçık serseriler sizi...
Tekrar üstüne yorganı örttü ve uzandı.
T: Tıpkı ortaokuldaki ingilizce hocam gibi konuştu işte!
Y: Ortaokuldaki ingilizce hocan babandır, zıbar artık.
H: Nee!?
Yerdeki tişörtü Hoseok'un üstüne attığında sesli bir kahkaha attım. Odanın kapısının bir anda açılmasıyla Hoseok ile aynı anda yatağımıza uzandık.
Yg (Yurt görevlisi): Sessiz olun!
Geri kapıyı kapattı.
T: Sessiz olun diyor kapıyı kırıyo-
Kafama yediğim Yoongi'nin terliğiyle susmuştum.
---
Hoseok'la geç kaldığımız için okula koşturarak gittik. Hala koşuyorduk...
H: Hay sikiyim, ona uyandırmasını söylemiştik!
T: Evet! Kedi de uyku sorunu var. Millet uyku sorunu olunca uyuyamaz, bu uyanmıyor! Kış uykusuna yatıyor koca kutup ayısı...
H: Saçların hafif sarımsı, onun ise kahverengi. Koca Ayı ile Maşa gibisiniz yan yana gelince.
Ona bakıp gözlerimi kırpıştırdım.
T: Seni bir koca ayı ile maşalarım ruhun babanın taşşaklarını siker!
H: Ya ıyy, ergen! Edeceğin küfürde mantıklı olsa!
Nihayet okul kapısından içeri girmiştik. Ancak, yer yeni silindiği için kayıp düşmüştük. Yüz üstü düştüm, Hoseok ise sırtıma parandeleme atlayıp düştü. Acıyla altında geberirken,
H: Taehyung, boku yedik.
T: Ih, noldu?
H: Ih? Ay neyse. Gözlerini aç.
Gözlerimi açtım, okul bomboştu.
T: Yerler dayının kelinden daha parlak.
Kafama tokat attığında inledim.
T: Ya nedir benim bu kafamdan istediğiniz? Kalk üstümden!
Üstümden kalktıktan sonra bende kalktım. Birbirimize tutunarak sınıfa ilerledik.
Sınıfa vardığımızda Hoseok kapıyı açmaya atlıyordu ki, poposuna vurdum.
T: İlk kapıyı tıkla aptal. (Sessizce)
Kapıyı tıklattığında, gir, diye bir ses duyuldu.
T: Hass-
Hoseok'un kapıyı ben küfür ederken bir anda açmasıyla gülümsedim.
T: Sselam hocam! Özür dileriz, kusura bakmayın ve herkese günaydın!
Diyerek hızlı adımlarla yerime geçtim. Hoseok baş selamı verip kapıyı kapattıktan sonra yanıma oturdu.
Jk: İlk gün diye laf etmiyorum.
T: İlk gün? (Sessizce)
Hoseok ile anlamsız bakışlar atıyorduk birbirimize. Hocaya bakıp sormak için parmağını kaldırdı, bu çocuk akıllanıyor...
Jk: Buyur.
H: Hocam, ilk gün, dediniz. Neyde ilk gün?
Jk: Benimle ilk gününüz.
T: Laaan, bu yemekhanede gördüğümüz hoca! (Sessizce)
Bana bakmadan ağzı kocaman açılmıştı.
H: Aaa hocam, sizi yem-
Dirseğimle Hoseok'un karnına vurdum. Daha sonra ellerimi sıraya yerleştirdim.
T: Hocam derse başlayalım. Hangi ders o, tarih mi?
Jk: Matematik.
T: (Yutkunma) evet... Devam edelim, matematik çok severiz. Yey... (sessizce) gittikçe bokuma bağladı dediklerim.
H: Salak (sessizce+kişneme)
T: Bazen şu gülüşün yüzünden senden soğuyorum. (Sessizce)
----
Jk: TAEHYUNG!
Gözlerimi açıp kollarımın arasından kafamı kaldırdığım gibi sıradan düştüm. Tekrar tutunarak kalktım. Saçımı düzelttim.
T: Buyur, hocam.
Jk: Gel yap şu soruyu.
T: Ha, hocam joker hakkımı kullanabilir miyim?
Jk: Uyanık kalma hakkını kullanırsan, dersi daha rahat anlarsın.
Tekrar tahtaya döndüğünde oturdum. Hoseok, laf soktu, diye sayıklarken bacağını cimcikledim. Ufak bir inleme sonrasında derse döndü. Ben hâlâ tahtaya bakıyordum fakat aklımdaki düşüncelere dalmıştım.
Adımı nasıl öğrendi? Bu hoca gerçekten disiplinli miydi? Neden soğuk duruyordu? Neden.... ay sorular diyarı, başım ağrıdı!
![](https://img.wattpad.com/cover/361108473-288-k939430.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher to Student -Taekook-
FanfictionDisiplinli bir öğretmen olan Jungkook ve onun aksine eğlenceli biri olan Taehyung. -Semekook