09

209 15 0
                                    

Artık her günüm onunla mesajlaşarak geçiyordu. Her sabah, her öğlen, her akşam... fakat, içimde bir boşluk hissi vardı. Aşk...

T: Hoseok, ben artık bu işi bitirmek istiyorum.

H: Hangi işi?

Üçümüzde kutu noodle yiyorduk.

Y: Yemeğinle oynamayı bırakta dökül.

T: Onunla hayatım iyi geçiyor, sürekli konuşuyoruz evet ama...

H: Ama?

T: Bana aşık mı bilmiyorum. O benden büyük, mantığı varsa bana aşık olmaz.

Hoseok ve Yoongi birbirine baktılar. Bakışlarından artık ne demek istediklerini anlıyordum.

T: Ciddiyim. Hemde hiç olmadığım kadar.

Telefonumu çıkartıp mesajlar kısmına girdim. Bileğimden tutan ele baktım.

T: Yoongi?

Y: Emin misin?

T: Evet. Sen değil miydin yapmayın diyen, ne oluyor?

Y: İlişkiniz hoşuma gitmeye başladı.

T: Anladım. Ama bence tekrardan eski fikrine dön.

Jungkook
Seni yemekhanede ilk gördüğümden beridir
Deli gibi aşığım
Bu saatte yazıyorum ve uyudun biliyorum
Ama bana yazma
Cevabının hayır olduğunu biliyorum
Ayrıca bu fikrimin ne kadar yanlış olduğunu da
Sakın sınıfta bana bu konuyu açma bile
Cevabını senden duymak istemiyorum.
Bay bay.

T

: Bitti.

Telefonu kapatıp yatağıma koydum. Yemeğime geri döndüm.

T: Evet Hoseok, paralar benden.

H: Ha... ha içki... bence o iddiayı ip-

T: Hayır. Bu halime içki iyi gidecektir. Mutlu olsamda içecektim zaten.

Y: Doğru, 18 yaşındasınız. Daha dün avucumda minnacıktınız...

T: Günaydın.

Yoongi'nin yanağını öptüm. Makarnayı hızlıca bitirip kalktım. Üzerime deri ceketimi ve altıma dar pantolonumu giydim.

H: Tek tişörtün beyaz. Siyah kombine renkli çorap gibisin şuanda.

T: (Sırıtma) hadi!

Hoseok kutudaki noodle suyunu içip bitirdi, ayağa kalktı. Hazırlanıp Yoongi'ye el salladık. Yurttan çıkıp bara ilerlmeye koyulduk...

Yarım saatin sonunda bara gelmiştik. Hemen 2 tane bar taburesi kapmıştık. Barmenden içkilerimizi istedik.

(Hoseok)

İçkilerimizi beklerken etrafa bakındım. Hemen yanımızda duran, bize arkası dönük olan bu tanıdık bedende kimdi? Saçlarının uzunluğu, şekli, dağınıklığı, rengi...

H: Taehyung, kötü ya da iyi bir haberim var. Nasıl olduğu sana kalmış...

T: Noldu?

H: Şey sa-

Bm(barmen): Buyurun, içkileriniz.

Diyerek içkileri tam zamanında karşımıza koymuştu. Taehyung beni dinlemeden içkiyi diklemişti bile.

Barmen yanımızdaki o tanıdık adama döndüğün, adam yan profilini nihayet bize göstermişti.  Bay Jeon!

H: Taehyung, sağına bak.

Bay Jeon ile Taehyung'un arasındaki tabure oturduğumda içimde rahatsızlık oluşmuştu. Aralarına girmiş gibiydim sanki...

Taehyung bardağı masaya bırakır bırakmaz sağına baktı. Kısık gözleri dolmuştu.

T: Hoseok, ne yapacağım? (Sessizce)

H: Dışarı çık, aklımda plan var.

Başıyla onayladı. Paraları bana uzatacakken onun ellerini ceplerine yerleştirdim. Nihayet mekandan ayrılmıştı. Barmene paraların hesabın benden olduğunu dedikten sonra Bay Jeon'a döndüm. Omzuna dokunduğumda bana baktı. Jeon'un konuştuğu kişi Yoongi idi, aman tanrım!

Yoongi bana göz kırpıp ayağa kalktı. Paraları masaya koyup Jeon'a, görüşürüz, dedi gitti. Hemen ardından telefonuma mesaj geldi.

(Taehyung)

Tane tane akan yaşlarım yanaklarımı ıslatıyordu. Islak olan yerler esen rüzgarla soğuyordu. Gecenin karanlığında ışık böceği gibi parlayan bina ışıklarına bakıyordum. Yanıma bir anda Hoseok geldi.

H: Taehyung! O seni seviyormuş! Olanları sonra anlatırım, çabuk yanına git!

T: Ne?

Sorumu cevaplamadan sırtımı kendisine çevirdi ve beni girişten içeri itti. Yolumu bilmeden ilerliyordum. Sanki etraftaki herkesin yüzü bulanıklaşmış, sadece karşımdaki insanın yüzü netti. Adımlarım istemsiz ona yöneliyordu.

Jk: Taehyung.

T: Bay Jeon? Bana bir diyeceğiniz mi var?

Jk: Hemde çok fazla...

Teacher to Student -Taekook-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin