Şirketten çıkmış eve doğru adımlıyordum. Bugün fazlasıyla yorucu geçmiş, neredeyse gelen bütün davalar araştırılması için bana verilmişti. Şubede incelemem gereken dosyalar dışında ise iki kez ekibim ile olay yeri incelemeye gitmiştik.
Can sıkıntısı ile eve vardığımda yan dairenin kapısının açık olduğunu fark ettim. Orası yaklaşık 1 senedir boştu. Kapı komşumun iyi birisi çıkmasını umarak kapımı açtım ve eve girdim.
24 yaşında, Ailemi uzun zaman önce kaybettiğim için yanlız yaşayan bir başkomiser idim. Bu yaşta başkomiser olmam şaşırtıcı olabilir ama işyerimde gerçekten saygı duyulan ve işimin ehli birisi idim. Geçen sene başkomiserliğe terfi edilmiştim. Çünkü yaklaşık 6 senedir çözülemeyen bir davayı kendi çabalarım ile tüm ayrıntılarına kadar ortaya sermiştim.
Azılı bir suçlunun yaklaşık 10 yıldır yaptığı bütün suçlarını dosyaya dizip, suçluyu bizzat yakalayıp hücreye atmıştım. Buda beni başkomiserliğe terfi etmemi sağladı. İşim ile özel hayatımı birbirine karıştırmadığım için ve her daim soğuk kanlılığımı koruyup en doğru kararları verdiğim içinde bana buzdan kraliçe lakabını takmışlardı. Halbuki normal hayatımda çok cana yakın ve sempatik birisi idim.
Topuklu ayakkabılarımı çıkardığımda ise arabamı kontrole verdiğim için yeniden lanet okudum ve bir krem alıp yeniden koltuğa oturdum. Kremi yavaşça yedirdikten sonra guruldayan karnımı doyurmak adına mutfağa ilerledim. Dolabı açıp ne yiyeceğime karar vermeye çalıştım. Ama daha karar verememişken zil çaldı.
Kim olduğuna bakmak adına önce kapı deliğinden baktığımda tanımadığım birisi olduğunu anladım. İşim gereği eve yeni geldiğimden ve yürüdüğüm için takip edilme ihtimalim arttığı için temkinle kapıyı açtım.
Karşımda benden yaklaşık 5 santim yada daha az uzunlukta, ideal bir yapıda ama yapılı bir vücudu olduğu kesin, tavşana benzeyen dişleri olan, sevimli, ama şuan bir o kadar da sert duran bir çocuk vardı. Çocuk dediğime bakmayın benim yaşlarımdaydı.
Kapıyı açtığımda yüzünü yüzüme çıkarttı. Ve telefonunu bana uzatarak konuştu.
-Acaba telefonumu şarj edebilirmisiniz?
Temkinli olmak adına bir adım geriye gittim ve konuştum.
-Bunu neden yapayım.
Bir açık vermesini bekliyordum. Normal birisi mi yoksa bir suçlu mu olduğunu idrak edemiyordum. Ama karşı daireyi gösterip konuştuğunda rahatladım.
-Ben yan daireye taşındım da. Yemek yapacaktım fakat doğalgaz yok. Dışardan söyleyeyim dedim ama bu seferde telefonumun şarjı yok. Evde şarja takmak istedim ama elektriklerde henüz yok. Bu nedenle yardım istemeye gelmiştim.
İçim rahatlayınca derin bir nefes aldım ve gülümseyerek kapıyı araladım. Zaten bende yiyecektim bu yüzden benle beraber yemesinde bir sakınca yoktu.
-Buyurmaz mısınız? Bende tam yemek yiyecektim. Bana eşlik edin lütfen. O sıradada telefonunuzu şarj edersiniz.
-Pekala teşekkür ederim.
Dedi ve içeri adımladı.
Ona salonu göstererek konuştum.-Şöyle geçin. Bende neler yiyebiliriz bir bakayım.
Demem ile salona girdi. Bende mutfağa girdim ama sadece girdim. Çünkü bir anda salondan bir çığlık sesi geldi. Hemen salona gittiğimde salonun kenar kısmında ellerini havaya kaldırmış bir çocuk görmeyi beklemiyordum. Doğru daha onun ismini bile sormamıştım.
Ne olduğunu anlamaya çalışırken o birden konuşmaya başladı.
-Kimseye birşey söylemeyeceğim, lütfen gitmeme izin verin.