İşyerinde geçen yorucu günün ardından iyi bir uykuyu hak ettiğimi düşünerek yatak odama adımladım. Dolabımdan aldığım geceliği üzerime giyip, çıkardıklarımı kirliye atmak adına banyoya ilerledim. İşlerimi hallettikten sonra banyodaki dolaptan aldığım yüz bakım maskesi ile odama döndüm. Makyaj masamın önündeki pufa oturarak aynaya baktım. Maskemi düzgünce yüzüme yerleştirdikten sonra gece nemlendirmesi için çıkarmadan yatağıma yöneldim. Ve yatağımda gözlerimi bir sonraki güne kapattım.
~
Sabaha gözlerimi açtığımda ilk işim çalmakta olan alarmımı kapatmak oldu. Ardından kalkıp banyoya yöneldim ve maskemi çıkarıp yüzümü yıkadım. Odama geri döndüğümde üzerimi değiştirmek için kıyafet seçmek adına dolabıma yöneldim. Giyeceklerimi seçtikten sonra dolabımı kapattım ve giyindim.Giyindikten sonra fazla iştahım olmasada orada fırsat bulup yiyemeyeceğim için birkaç şey atıştırmak adına mutfağa ilerledim. İyi bir kahvenin sandviç yanında güzel gideceğini düşünüp kahve makinasını hazırladım. Ardından dolaptan çıkardığım malzemeler ile güzel bir sandviç yaptım. Sandviç yaparken aklıma dünki komşu geldi.
Dün yemek yapamıyor ise, bugün de yapamamış olabilirdi. Bu nedenle kahve sayısını ikiye çıkardım ve sandviç malzemelerini daha fazla çıkartıp 2 tane hazırladım. Kahvaltı yaparken iyi bir dost fena gitmezdi. Kahve makinasından kahvelerin hazır olduğuna dair ses çıktığında herşey hazırdı. Tabak ve bardakları doldurup masaya koyduğumda Minho yu çağırmak adına kapıyı açtım ve terliklerimi ayağıma geçirdim.
Birkaç adımlık mesafe sonrasından kapıyı tıkladım ve açılmasını bekledim. Kapı açıldığında önceden uyandığı belli olan, ki benim uyandırmadığım için sevinmiştim, Minho beni karşıladı. Sıcak bir şekilde Günaydın larımı ilettikten sonra kahvaltı teklifimi ileri sürdüm. O da bana zahmet vermek istemediğini söylesede halen kahvaltı yapmamış olduğu için kabul etti.
Sonuç olarak şuan masada oturmuş sandviç lerimizi yiyorduk. Bu sırada Minho söze başladı.-Ee nerde çalışıyordun sen?
-Birkaç sokak ileride bir şirket var, orada çalışıyorum.
-Ah anladım. Yanlış anlama ama yürüyerek mi gidiyorsun?
-Evet şuanlık öyle. Yani arabamı bakıma verdim ve bu sebeple birkaç günlüğüne öyle gidip geliyorum.
-Hmm. Aslında şirketlerimiz yakın. Yani birazdan arkadaşım beni almaya gelecek ve eğer kabul edersen senide bırakabiliriz.
-Benim yüzümden yolunuzu uzatmanızı istemem.
-Hayır. Dediğim gibi yakın olduğu için uzatmamış oluyoruz. Yolumuzun üzeri gibi.
-Pekala o zaman teşekkür ederim.
-Ne demek asıl ben teşekkür ederim.
Sonrasında sessiz geçen bir kahvaltının ardından o salona bende birkaç parça eşya almak için çantamı almaya odama çıktım hazır olduğumda o da telefon görüşmesi yapıyor idi. Geldiğimi gördüğünde biraz daha telefon ile konuştu ve sonrasında kapatıp bana döndü.