Bölüme geçmeden önce lütfen oy vermeyi unutmayınız :)
Birkaç dakika sonrasında hemşirenin sesi ile arkasını döndü Minho.
-Kim girecek hastayı görmek için?
Minho kendisi girmek istiyordu fakat bunun için bir sebebi olmadığını düşündü kendi kendine. Onun için sadece bir komşusu olduğunu düşündü. Tüm gözler Yeji yi bulurken itiraz etmedi. Büroya girdiğinde Jiwoo nun ona nasıl içten bir şekilde gülümsediğini görmüştü çünkü. Bir keresinde Yeji den bahsetmişti kendisine. Onu kardeşi olarak gördüğünü söylemişti. Bu yüzden geriye çekilirken gözler bu sefer onu buldu. Yeji anlayışla teklifte bulundu.
-İstersen sen girebilirsin.
Kafasını iki yana salladı. Yeji ninde onun için ne kadar endişelendiğini görmüştü. Resmen yıkılmış gözüküyordu. Onun girmesini söyleyerek tekrar cama ilerledi. Yeji hemşire ile birlikte hazırlanmak için ilerlerken Minho camdan onun renksizleşen yüzünü inceledi.
Saatler birbirini kovaladığında duyduğu yanındaki ona seslenen ses ile gözlerini uyuyan bedenden ayırdı Minho. Bu Yeji ydi. Elinde iki kahve vardı. Birisine ona uzatırken konuştu.
-Yorulmuş olmalısın otur artık.
Başını aşağı yukarı sallayarak kahveyi aldı ve yandaki oturağa oturdu. Yeji de yanına otururken tüm gözler ikisindeydi. Yeji merak ediyordu. Nasıl bu kadar yakınlaşmışlardı ablasıyla. Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra düşüncelerini dile getirdi.
-Jiwoo Unnie ile sevgili misiniz?
Minho beklemediği soru ile içmekte olan kahvesi boğazına takılırken birkaç defa öksürdü. Ardından yanındaki kıza bakarken başını iki yana salladı.
-Hayır değiliz.
Bu sefer daha farklı şekilde sordu uzun saçlı kız.
-Ondan hoşlanıyorsun o zaman.
Yüzünde gülümseme olan kıza bakarken düşündü. Hoşlanıyor muydu Jiwoo dan? Evet ona yakın hissediyor, onu merak ediyor, onun için endişeleniyor ve birçok duygu besliyordu ama hiç bu taraftan bakmamıştı duruma. Kafası karışırken sadece mırıldanabildi.
-Ben... Bilmiyorum.
Yeji karşısındaki oğlanın Jiwoo ya olan bakışlarını görmüştü. Onun için nasıl endişelendiğini, camdan onu saatlerce izleyişini ve iyi olduğunu öğrendikten sonra gözlerinde oluşan parmayışı. Dışarıdan duygularını anlamak pekte güç değildi. Elini omzuna atarak sıvazladı.
-Zamana bırakmak daha güzel olur. Önce duygularını kendine ifade et. Sonrasında ilişkinizi ilk kutlayan kişi olacağım.
Ablasının bir sevgilisi olmasını çok isterdi Yeji. O her kim olursa olsun heh yanında olacaktı. Karşısındaki çocuk ona far görmüş tavşan gibi bakarken bu haline güldü ve ayaklandı. Diğerlerini büroya yollamalıydı. Her ne olursa olsun işler aksamamalıydı.
-Haydi kalkın . Jiwoo unnie uyandığında birikmiş dosyalar görmek istemez. Marş marş!
...
Sonunda saat dokuz olduğunda programları biten yedili derin bir nefes aldılar. Arkadaşlarını görmeye gidebilirlerdi. Onun için fazlasıyla endişelenmişlerdi ve haber almak için Minho yu aramışlardı fakat sessizde olan telefon ile endişeleri dinmemişti. Hepsi menajerin arabasına doluşurken hastaneye gitmek için dakika sayıyorlardı.
...
Saatler geceyi gösterdiğinde uykusu gelmişti delikanlının. Arkadaşları her ne kadar onu eve gitmek için ikna etmeye çalışsalarda onları reddetmişti. Evet yarın mecburen şirkete gitmesi gerekecekti ama yinede buradan ayrılmak istemiyordu. Gözlerini yumdu kısa bir süre bu kadar çabuk uykuya dalacağını o da tahmin etmemişti.
Hissettiği birkaç hareketlilik ile dalmış olduğu uykusundan ayrıldığında hızla ayaklandı. Her ne kadar ameliyat iyi geçmiş olursa olsun endişeniyordu. Fakat bu sefer endişesi sevince dönmüştt. Camdan bakar bakmaz gözleri açık kız ile karşılaştı. Yanında bir hemşire vardı ve onun sabebiyle uyanmış olmalıydı kendiside. Birnevi teşekkür etti içinden hemşireye. Diğerleri uyurken kapıyı biraz daha araladı ve sordu hemşireye.
-Girebilir miyim?
Hemşire elindekileri toplarken onu onayladı. Artık uyandığı için bir sorun olmadığını belirterek . Tüm mutluluğu ile büyük bir gülücük atarak kızın yanına attı kendini. O sandalyeye otururken kızın ona baktığı yorgun gözlerine baktı. Şu gözler için nelerini vermezdi. Serum takılı olan elini incitmeden parmaklarını kavradı oğlan.
-Beni çok endişelendirdin Jiwoo.
Karşılıklı buruk tebessümlerini sundular birbirlerine. Kızın gözleri parlıyordu adeta. Minho nun aklına gelen düşünceler ile buruk tebessümü bir gülümsemeye dönüşmüştü. Galiba gerçekten seviyordu onu. Gerçekten ona karşı güzel duygular besliyordu. Karnında oluşan kasılmalar ile daha sıkı kavradı sevdiği kızın elini.
-Seni seviyorum Jiwoo.
•