Çalan kapı zilinin sesine uyandığımda saatin henüz erken olduğunu tahmin edebiliyordum. Hava henüz yeni aymış gibi gözüküyordu. Bu saatte kimin geldiğini merak ederken , gerinerek uykulu halimi biraz olsun üzerimden attım. Gözlerimi ovuşturarak yataktan indiğimde üzerimdekileri değiştirme zahmetinde bulunmadan odadan çıktım.
Ancak beklemediğimin üzerine içeride oturan orta yaşlı kadını daha önce hiç görmemiştim. İkimizde saniyelik olarak birbirimize şaşkın bakışlar attıktan sonra hızlıca kendime geldim ve saygı gereği eğildim. Henüz kim olduğunu bilmiyordum.
"Günaydın efendim."
Geri doğrulduğumda benim bu tepkimin aksine yine şaşkın bir şekilde ayaklandı kadın.
"Aigo!~"
Kadın yanıma gelip ellerimi tuttuğunda oldukça şaşkındım. Kadın bedenimi süzerken bende yüzüne bakmakla meşguldüm.
Bu sırada gözlerimin önünde hayal olarak beliren yüz ve karşımdaki yüzün benzerliği ile bir aldınlanma yaşadım. Bu dişler, bu gözler ve bu gülüş Lee Minho nun tıpatıp aynısıydı. Kısacası karşımdaki kadın büyük ihtimalle Minho nun annesiydi.
Ben aydınlanma yaşaya durayım, kadının bir anda bana sarılması ile ellerim havada kaldı.
"Omoo~ gelinim benim. Sende mi buradaydın."
Hitap şekli ile yüzümün kızardığını hissederken ben daha sarılamadan kadın geri çekildi. Bu sırada ikimizindi gözleri salona giren Minho ya çevrildi.
Ah evet sevgilime.
Ben bir tepki dahi veremeden Minho nun annesi bu sefer Minho nun yanında bitmişti. Omuzuna yavaş bir şaplak attıktan sonra kızarcasına konuştu.
"Aigo~ neden geliniminde burada olduğunu söylemedin? Bende sabah sabah geldim, kim bilir ne yapıyordunuz, rahatsız etmişimdir."
Minho nun gözleri beni bulurken yüzünde çapkın bir gülümseme oluşmuştu. Ben ise kızarık yanaklarımla meşguldüm.
Minho annesini koltuğa otuttururken birkaç şey söylüyordu ancak ben bu yanan yüzüm ile daha fazla dinleyemeden banyoya gitmiştim.
•
Sabah kahvaltımız fazlasıyla lezzetli ve kalabalık geçmişti. Bayan Lee yani kayınvalidem, Minho ve arkadaşları için yani namı değer skz için bolca yemek getirmişti. Ben biraz süpriz yumurtadan çıkmış gibi olsamda hepimize yeterde artar yemek vardı.
Bu nedenle tüm grubu Minho nun evinde toplamış ve güzel bir kahvaltı yapmıştık. Anne yemeği yemiş olmak beni fazlasıyla duygulandırıp mutlu ederken daha şimdiden Bayan Lee ile aramız oldukça iyiydi.
Ve evet sevgili olduğumuzu herkes öğrenmişti.
Günün devamı hep beraber oyun oynayarak eğlenceli bir şekilde bittiğinde akşam erkenden uyumaya karar verdik. Çünkü Minho yarın yeniden şirkete gidecekti. Üstelik iyi bir haberle. Ünlü bir kıyafet markası Minho için sponsorluk teklifi için gelmişti. Kısacası Minho nun geleceği açıktı.
Şimdi ise iki kişilik bir yer yatağı yapmakla uğraşıyorduk. Bayan Lee ye Minho nun yatağını vermiştik. Biz ise ayrı kanepelerde yatmaktansa beraber bir yer yatağı fikrine daha açık bakarak birlikte uyuyacaktık. Sonunda yastıklarıda yerleştirdiğimiz de ilk deneyen Minho olmuştu .
Bir kedi gibi yatağa atladığında kıkırdadım. Her haliyle tatlıydı. Kolunu uzatıp benide çağırdığında hiç itiraz etmeden sırnaşıp başımı göğsüne yasladım. Kollarını belime sardığında bende elimi yanağına çıkardım ve dudağına ufak bir buse kondurdum.
"İyi geceler sevgilim."
Yüzünde ufak bir tebessüm oluşurken mırıldandı.
"Seninle iken kötü olma ihtimali yok ki."
Bu sefer o benim saçlarıma bir öpücük bıraktı.
"İyi geceler sevgilim."
Hafifçe güldüm.
"Seninle olan tüm anılarım iyi olacak."
Bu sefer eğilip dudaklarımı öptü.
"Bundan emin olacağım."
"Seni seviyorum."
Bu sefer dudaklarına eğilen taraf ben oldum. Ve kısa ve naif öpücüklerin aksine uzun ve derin bir öpücük ile gecemizi sonlandırdık.
•
Bir kurgumuzun daha sonuna geldik.
Beğendiyseniz ne mutlu bana.
Diğer kurgularıma da göz atmayı unutmayın.
Öpüldünüzzz