Bölüm 1

28 5 20
                                    

Merhaba gün ışığı! Kalisa'nın yolculuğuna başlamak üzeresin. Kısaca sık sık adını duyacağımız karakterleri tanıyalım *<*

 Kısaca sık sık adını duyacağımız karakterleri tanıyalım *<*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarım hikayeyi seversin. İyi okumalar!

*

Bir yanım, beni terk edip gittiği için delicesine kızgındı ona. Bir yanımsa odaya her giren kişinin o olmasını diliyordu. Belki bu sefer odaya adımlayan o'dur, düşüncesi ellerimi terletiyor, kalbim göğüs kafesimi parçalayacak kadar şiddetleniyordu. Oysa o tamamen gitmişti. O artık burada olamazdı, bir daha dönmemek üzere gitmişti. Ama yanımda olduğu tüm süre boyunca asla gitmeyeceğini hissettirirdi. Belki de bu yüzden kapıdan içeriye giren her kişide hâlâ onun yüzünü arıyordum. Gitmiş olduğunu kabul edemiyordum. Onun yüzünü göremediğim her kişinin yarattığı hayal kırıklığı yüzünden sızlayan kalbimi de göz ardı edemiyordum.

Elimi kalbime sertçe bastırdım ve başımı gökyüzüne kaldırıp sırtımı duvara yasladım. Yıldızların bu gece net görünmüyor oluşu kaşlarımın çatılmasını sağlamıştı. Gökyüzü bile yas tutarcasına karanlıktı, belki de oturduğum yerde fazla ışık vardı. Bu düşünceyle oturduğum buz gibi taştan kalktım ve adımlarım beni nereye götürürse oraya ilerledim. Kış mevsiminin buz gibi havası titrememe sebep olunca kollarımı vücuduma sardım. Yine hava tahminlerim yanlış çıkmıştı. O hâlen benimle olsaydı kıyafet seçimlerimden dolayı beni azarlayıp, bir an önce eve gitmemi yoksa üşüteceğimi söylerdi.

Ama o artık burada değildi.

Gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. Garip, o gittiğinden beri tek bir gözyaşı dahi dökememiştim, şimdiyse gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Ellerim delice titriyordu. Kimsenin beni bu halde görmesini istemediğim için adımlarımı hızlandırıp arabamı koyduğum ormanlık alana daldım. Yüzüme vuran soğuk, gözyaşlarımı donduracak kadar şiddetliydi. Ayağımın bir dala takılmasıyla yere düştüm ve yerden kalkmadan ağlamaya devam ettim. Yere oturdum ve bacaklarımı kendime çekip hıçkırarak ağladım. Gökyüzüne bakarak, "Lütfen..." diye mırıldandım. "Lütfen en azından bir kere de olsa rüyama gel." Işıklardan biraz da olsa arınmış alan bana yıldızları görebilme şansı vermişti. Yıldızların arasından geçen uçağı gördüğümde gülümsedim ve ardından aklıma gelen anıyla tekrar gözyaşlarına boğuldum.

-

"Bak Seth! Uçak geçiyor." Heyecanla elimi kaldırıp yıldızların arasından geçen uçağa baktığımda yanımdaki çocuk burnunu kırıştırdı.

"Alt tarafı uçak işte. Bunda mutlu olacak ne buluyorsun?" Seth'in olumsuzluğuna kıkırdayıp gözlerimi yıldızların arasından geçen uçağa sabitledim. Ellerimi birleştirip gözlerimi kapattım ve içimden dilek tutmaya başladım.

GiriftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin