Limana vuran Lodos

Bölüm 1 "şansıma Sıçayım"

Naber ya la =D Beğenirmisiniz bilmem ama bence siz pes etmeyin ve okuyun.
Ha bu arada karakterler =

Emily didonato ~ Lodos Demirkol
Francisco Lachowski ~ Liman Ateş

Keyifli okumalar babys...

Lodos otobüsten adımını atar atmaz derin bir nefes aldı ve gerindi. Istanbulu baya özlediğini o an fark etti genç kız. Görev yerleri genelde Doğu taraflarına çıktığı için en çok denizi özlerdi. Üzerinde dar kamufulaj pantolonu ve üstünde siyah bir rambo vardı. Ah birde ayağında ki 10 kg postallarları ve sağ bacağına taktığı silah kemerinde ki iki silahları unutmayalım. Genç kız süslenmekten nefret ederdi. Ama yinede erkeklerin ilgisini çok çekerdi.

Lodos bir kaç adım attı ve otobüsten uzaklaştı. Ellerini arkada bağladı ve duruşunu dikleştirdi. Etrafına bakındı. Otobüse arkasını dönmüştü ama yinede arkasından gelen postal seslerin askerlerin hizzaya geçtiğini anladı. Derin bir nefes aldı ve arkasını döndü.

Yaklaşık 30 kişilik tabur askeri hizzaya geçmiş ve hazır olda bekliyordu. Lodos bordo berelilerin baş çelik kuvvetlerinde yüzbaşı idi. Ve bir kaç ay önce binbaşı sınavlarına girmişti ama sonuçlar daha açıklan mamıştı.

Lodos pantolonun sol bacağında bulunan cepten BLACK sigarasını çıkardı. Paketten bir tane alıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Bu haraketi yavaş ve seksi bir şekilde yapıyordu. Bu onun elinde olan bir şey değildi. Hatta bunu farkında bile olmadan yapıyordu ama erkekler onun bu haraketine bile tapıyordu. Normalde ona yaklaşmaya çalışan tüm erkekleri geri çevirirdi. Hatta bazılarına çok sert bile davranırdı.

Sigarasını büyük bir özenle yaktı ve paketle çakmağı cebine koydu. Derin bir nefen çekti sigaradan. Boğazını yakıp geçmesine izin verdi o acı tadın. Sonra tabura bir göz attı. Hala hepsi hazır oldaydı. Ve eliyle tabura rahat işareti yaptı. Tabur rahata geçerken Lodos un aklına general geldi. Ah hay bin lanet! Acaba general nasıldı. Bir an önce babası gibi sevdiği ihtiyarı görmeli ve onunla hoş bir sohbete dalmalıydı.

"Evet koğuş! Bir gorevimizide kaybımız olmadan atlattık! Şimdi herkes rahatına baksın ve evine dönsün. Kal sağlıcakla. "

"Saol!!"

Koğuş erkekleri gür sesleriyle inletti ortalığı. Lodos ufak bir baş selamı çekti ve otoparktaki arabasına doğru yürüdü. Arabasını buraya en yakın arkadaşı bırakmıştı. Zaten kolay kolay kimseye emanet etmezdi arabalarını ve motorlarını Lodos. Gözüne ilişen Chevrolet Camaro 2015 black ine gururla baktı ve arabaya atladığı gibi gazı kokledi. İlk durak villasıydı ordan da generalin konağı!

~~~~~~~~~~

Lodos evine gitmiş soğuk bir duş almıştı. Sonra üstüne siyah bol olmayan bir kargo pantolon ve siyah bir rambo giymişti. Paçalarını siyah postalına soktu. Siyah güneş gözlüklerini takmıştı ve saçını dağınık bir balık sırtı örmüştü (kapaktakinin aynisi yani kankiler)

Şu an siyah bir jeep ile generalin konağına gidiyordu. Yolda bir pastanenin önünde durdu ve pastaneden kocaman bir kutu kestane şekeri aldı. General bayılıcak diye düşünüyordu. Etraftakiler ona garip garip bakıyordu çünkü aralık ayının ortasında bir rambo ile dolaşıyordu. Hava o kadar soğuktu ki insanlar yapabilseler yorganla çıkardı dışarı. Ama Lodos ta en ufak bir titreme ve üsüme belirtisi yoktu. E haliyle senelerdir dağda terörist peşinde koşmaktan oluyordu bu. Zaten hafifte sulu kar yağıyordu.

Aman ne güzel (!) dedi Lodos kendi kendine. O etkilenmesede hava buz gibiydi ve istanbul trafiği akla zarar bir durumda olabilirdi.

Ama beklediği gibi olmadı trafik gayette açıktı. Bi an noluyoruz dercesine etrafa baktı ama gerçek ti. Trafik yoktu. Içinden sevinç dansları yapıyordu bir yandan da generalin konağında sürüyordu.