--
Oldukça yavaş geçen bir günün sabahında 1-A sınıfının dersi İngilizceydi ve öğretmenleri olan Present Mic her cümlesinde bağırdığından Shinobu'nun kafası ağrımaya başlamıştı. Zaten tahtada yazan şeyleri de göremiyordu.
Sabahın erken saatlerinde bu sese katlanmak da gerçekten mümkün gibi gözükmüyordu.
"Herkes Ayağa Kalksın! Hadi bu Partiyi Başlatalım!!"
En azından öğleden sonraki dersleri kahramanlık eğitimiydi ve normalden çok daha eğlenceli geçeceği aşikardı.
"Ben..." All Might içeri doğru hafifçe eğilirken bağırdı. "NORMAL BİR İNSAN GİBİ KAPIDAN GELİYORUM!" Sınıf, 1 numaralı kahramanı gördüğüne oldukça sevmiş gibi gözüküyordu.
"All Might!" Kaminari olarak bilinen siyah şimşek şeklinde bir çizgi ile sağa ayrılmış kısa altın saçlı çocuk bağırdı.
"Vay Canına, Gerçekten öğretmenimiz o mu?" Dedi Kızıl Dikenli Çocuk
"Bu Gümüş Çağı Kostümü değil mi?" dedi kurbağa kız Shinobu hafifçe ter dökerken.
'Aptalca bir kostüm işte. görmesen de pek bir şey değişmiyor. Ayrıca madem görmek istiyorsun gözlerini iyileştirsene'
"Günaydın Sınıf. Temel Kahraman Eğitimi Öğretmeniniz Benim. Derste Kahraman olmak için temelleri öğreneceksiniz. Her neyse hemen konuya girelim" dedi All Might ve eline bir tabela alıp öğrencilere gösterdi.
"Bugün ki etkinlik... Savaş Eğitimi!"
Hemen sonra ise elindeki bir kumandanın düğmesine bastı ve duvardan 21 evrak çantası çıktı.
"Bunların tamamı tuhaflık kayıtlarınıza ve bize gönderdiğiniz tasarımlara dayanarak yapıldı. Üstünüzü değiştirdikten sonra Eğitim Alanı Beta'da toplanın"
"Evet Efendim!" Tüm sınıf bağırdı.
Shinobu yürüdü ve biraz yönlendirme ile 19 numaralı çantayı aldı.
--
Tüm sınıf sırayla tünelden çıkarken Shinobu eldivenlerini yerine oturttu. Seçtiği kıyafet bir tür general kıyafetiydi.
Shinobu tünelden çıkıp ilk gün tanıştığı Mina ve Denki'nin yanına geldi.
"İyi gözüküyorsun Shinobu-Chan!" dedi Ashido hafif bir heyecanla.
"Çok havalı! Kahretsin keşke bende böyle bir şey seçseydim!"
"Eminim sizin kostümlerinizde oldukça iyidir"
'Palyaçoya benziyorlar'
Tüm sınıf sonunda toplandığında All Might kötü adamlarla savaşmanın çoğunlukla dışarıda nasıl gerçekleştiğini anlatmaya başladı. Bu yüzden eğitim alanı olarak iç yapıları belirlemişti.
All Might eline bir kağıt aldı ve talimat vermeye başladı.
"Takımlar ve Rakipler Kura İle Belirlenecek!" All Might elinde bir kutu tutarken duyurdu.
"Neden eşleşmeler bu kadar belirsiz?" diye haykırdı Lida
"Profesyoneller genellikle diğer ajanslardan kahramanlarla geçici ekipler oluşturmak zorunda kalıyor, Belki de bu yüzdendir." dedi İzuku
"Anlıyorum. İleriye Bakma bilincine sahip olmalıyız... Lütfen kabalığımı mazur görün!" dedi Lida ve Eğildi.
"Sorun değil. Pekala Bunu çabucak yapalım!"
Herkes tek tek kura çekmeye gitti. Ancak Shinobu boşta kalmıştı.
"Peki ya ben bay Might?"
"Sınıf tek sayılı olduğu için böyle bir sorun oluştu... Pekala o zaman seni Bakugou ve Lida'nın ekibindesin Shinobu-San! Elinden geleni yap!"
"Peki"deid Shinobu ve oturdu.
oturduktan sonraysa dikkatini All Might'a verdi.
"İlk Savaşacak Takımlar...Bu Adamlar olacak!" All Might iki takımı açıklarken bağırıyordu.
İlk Savaş İzuku ve Uraraka, Bakugou, Shinobu ve Lida'ya karşı.
İki tarafta binaya geçti.
"Savaş planımız ne?" diye sordu Lida ikisine bakarken
"Kıçlarını tekmeliycem ve bitti!" Ancak bu tabir Lida'yı kızdırmış gibi gözüküyordu.
"Pekala ikinizde sakin olun tamam mı? Ekip olarak hareket etmemiz gerek. Yada yakalanır ve tek başınıza hapse girersiniz."
"Hapis?" Bakugo şaşırmıştı ama bir kaç saniye sonra ikisi de Shinobu'nun role girdiğini anladı. Bakugou pek de ses etmedi ve dinledi.
"O zaman ne yapmalıyız?"
"Lida-San, Lütfen bombanın olduğu odadaki her şeyi temizle. Kahramanların birinin tuhaflığı nesneleri yüzdürebiliyor. Bize sorun çıkarmamalı. Ayrıca odanın savunulmasından da sen sorumlusun. Sayıca fazla olduğumuz için Bakugou ve ben onları avlamaya gideceğiz"
"Pekala hadi gidelim!"
Böylece Lida bombayı aldı ve üst odalardan birisine çıkarıp etrafı temizledi.
Bakugou ve Shinobu da harekete geçti.
"Başlayın!"
İzuku ve Ochaco içeri girdiklerinde ikiye ayrıldılar. İzuku Bakugou'nun onun peşinden geleceğini biliyordu.
Ancak bilmediği şey takım arkadaşını gölgelerde bekleyen birisi olduğuydu.
Alt katta etraf sallanmaya başladığında Ochaco yeri ufak taşlarla kaplı bir koridorda yürüyordu.
"Hoş geldin kahraman." diye bir ses geldi karanlıktan. Koridorda aşırı derecede loş bir ışık vardı ve etraf zar zor gözüküyordu.
"N-Nerdeysen çık! Senden korkmuyorum" dedi Ochaco titreyerek
Bu sırada bir anda ensesinde sıcak bir nefes hissetti.
"Ancak vücudun öyle söylemiyor ha? Haksız mıyım?"
Ochaco korkuyla yere düştü ve arkasına baktı ama kimse yoktu.
"Annecim..."
Bir sonraki an koridorda bir alkış sesi yankılandı Ochaco düştü.
Bu sırada İzuku, Ochaco'ya ulaşmaya çalışıyordu.
"Uraraka-San! Uraraka-San cevap ver!"
"Ah sanırım bu şeyin düğmesini buldum. Görmeden çok daha zormuş. Öhöm* Arkadaşın elimizde kahraman ona bir şey olsun istemiyorsan teslim olsan iyi olur. Yoksa arkadaşını tüm kahramanlara ibretlik olsun diye boynundan iple binanın çatısından sarkıtırım."
Böylece İzuku da teslim oldu.
"Kötüler kazandı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanetli Dünya
FanfictionTekrar doğmak... En azından büyüleyici bir olgu değil mi? Belki de sadece sizin seçtiğiniz bir kaç anıyı hatırlıyorsanız bu o kadar da müthiş bir şey olmaz. Özellikle... Acı dolu bir yaşamın yerine geçtiyseniz. Sanki Lanetlenmişsiniz gibi hissettiri...