Bölüm 3 gizlenmiş sırlar

35 9 25
                                    

kalktığımda her tarafım tutulmuştu biraz hareket ettiğimde  açılmıştım hemen kalkıp banyoya gittim dişlerimi fırçalayıp  yatak pijamalarımdan kurtuldum üstüme yeşil boğazlı  kazak altıma ise siyah bir etek giydim mağlum sonbahar ayında olduğumuz için siyah bir kilotlu çorap giydim ayrıca ben neden bunu almıştım , her neyse siyah çantamı da aldım mı iş tamam 

kalktığımda her tarafım tutulmuştu biraz hareket ettiğimde  açılmıştım hemen kalkıp banyoya gittim dişlerimi fırçalayıp  yatak pijamalarımdan kurtuldum üstüme yeşil boğazlı  kazak altıma ise siyah bir etek giydim mağlum sonbahar ayında olduğumuz i...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bence yine mükemmelim de neyse tam mutfağa giderken kapı çaldığında bir küfür savurdum 

ama ben kırarım bu kapıyı 

kapıyı somurtarak açtığımda hiç kimse yoktu allah allah kimse yok diye kapıyı kapatacağım esnada  yerde duran çiçeği ve yanında duran sandwich ile soğuk çayı gördüm kim koyduysa allah razı olsun ya tuzaksa aman iyice romana bağladın kızım al işte diyip çiçekleride  sandwice aldım  içeri geçtiğimde sandwich ile soğuk çayı tezgaha koydum ve çiçekleri kokladım yiğidi öldür hakkını yeme çiçekler mis gibi kokuyordu  onları odama koymaya giderken içinden zarf düştü zarfı alıp okumaya başladım 

  benim güzel çiçeğim elisa doğdumu ,  günaydın elisamm 

gel işte birde bunlarla uğraş ,  kimdi bu off delireceğim şimdi hayatımda 2 kez sevgilim olmuştu ama hiç böyle şeyler yazmamışlardı  birincisi zaten onunla okulda tanışmıştım ve ailesi beni tanımıyordu ve katıydı baya , sevgiliyede izin vermiyorlardı bu yüzden onunla gizli  gizli konuşuyorduk ikincisi ise düşmanımdı ve ben ona aşık olmuştum oda bana aşık olunca sevgili olduk ama sürekli tartıştığımız için 1 ay sonra ayrıldık o ailesi katı olan sevgilimin annesi öğrenince benimle ilişkisini bitirmişti zaten , bu arada hiç normal hayatım yokmuş lan benim  birinin ailesi katı diğeri zaten düşmanım  , her neyse bu kimse eğer bunu bulurum oğlum ben kaçmaz benden hiç bir şey , kendi başıma düşünürken aklıma sandwichim olduğu gelince koşarak mutfağa girdim yemeğe başladım yemeğimi afiyet ile yedikten sonra kapıya doğru yöneldim  tam açıcakken biri kapımı çaldı  kapının deliğinden baktığımda gelenlerin ayça ile ecrin olduğunu gördüm bu kızlar ben geldiğimden beri neden peşimi bırakmıyorlar allah allah ya , kapıyı açtığımda yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim onlar ise "kızım acil hızlı ol " diye bağırınca ne olduğunu anlamadım  kolumdan çekiştirerek  beni  konferansa getirdiler ne boklar dönüyor yine içeri girdiğimde bizim ekip ve piskologlar vardı hemen bir sandalyeye oturdum ve dinlemeye başladım nedendir ki  izlenildiğimi düşünerek etrafıma bakınca biriyle göz göze geldim yiğit evet yiğit denilen çocuk bana bakıyordu bende ona kaşlarımı çatarak baktığımda yüzünü buruşturmuştum sonrasında önüme dönünce piskologları dinlemeye çalıştım ama  boş boş şeyler anlatıyorlardı o yüzden etrafa bakmaya başladım sonrasında bir "hişt elisa " diye bir ses duydum yiğitti bu hadi ama ne istiyordu ki benden , ona baktığımda kısık ses ile "ne var be " dedim o ise cevap vermek yerine yanıma geldiğinde bunu beklemediğim için şaşırmıştım  yine izlenme iç güdüsüne kapılmış olmalıyım ki etrafıma bakındım birde ne göreyim boranın bize çatık kaşlarla baktığını gördüm bu gerizekağlı beni kıskanıyor olmasın , yiğit  tekrar konuşunca ona dönmek zorunda kaldım ona dönüp "ne var lan " dedim o ise "bak sana bir sır vereceğim ama kimseye söyleme " dediğinde tek kaşımı kaldırıp  "neden ben git boraya falan sır ver kardeşim " dediğimde o ise "yani seni bu konularda daha çok yakın hissettim istemiyorsan gidebilrim " dediğinde somurtarak "söyle bakalım ne sırmış o " dediğimde gülümseyerek bana "ben " dediğinde gözlerimi büyüterek "yoksa benden mi hoşlanıyorsun " dediğimde sesim biraz yüksek çıktığı için önümdeki eleman bana dönüp bakmıştı  bende ne var yaptım yiğit ise dişlerini sıkarak "hayır gerizekağlı senden hoşlanmıyorum " dediğinde derin bir oh çektim  sonrasında devam ettirdi "şeyy ben ecrinden hoşlanıyorum da " dediğinde yüzümü buruşturup "yani ne yapmamı bekliyorsun vahiy yoluyla  onu sana mı aşık edeyim " dediğimde gülmüştü ve "hayır hayır sadece aramızı yapar mısın " dediğinde elimle alnıma vurunca "bak yiğit arkadaşım burada hiç birinizi tanımıyorum otomatik olarak ecrini de tanımıyorum tanımakta istemem " dediğimde eliyle kafama vurup kendi yerine geçince ona el hareketi çekmiştim o ise bana sadece gülümsemişti  neyse biraz piskologları dinleme vakti gerçi dinlenecek gibi de değilde çünkü sena hanım konuşuyor "şimdi arkadaşlar asıl toplanma sebebimiz yardımcım olan ecrinciğim buraya gelebilir misin " dediğinde şaşkınlık içerisinde sena hanıma bakıyordum ecrin gülerek çıkınca bende koşarak kürsüye çıktım  ecrin ve sena hanım bana şaşkın bir şekilde bakıyorlardı  "ilk önce ben sevgili halkım " dedim herkes yine ne saçmalıyorsun dercesine bana bakıyordu  bende ilk olarak "merhabalar "diye bağırınca bütün herkes kulaklarını kapatmıştı bende büyük bir kahkaha atmıştım ardından "öncelikle benim burada olma sebebim  bir dakika ya ilk sizden hesap sorma vakti sena hanım " dediğimde sena hanım kollarını birleştirip bana bakıyordu  "sena hanım hani ben sizin yardımcınızdım " dediğimde sena hanım gülerek "sen beni mi kıskandın elisacığım " dediğinde boş gözlerle "ne alaka ya  sadece merak etttim " dediğimde o ise "normalde seni çağıracaktım ama ecrin özellikle isteyince ona vermek zorunda kaldım " dediğinde gözlerim ecrine kaydığında omzunu bilmiyorum işareti yaptı  ona sert bir bakış attıktan sonra gülümseyerek "size inat bağırırdım amma ve lakin keyfim istemedi her neyse arkadaşlarım canlarım bugün size bir itirafta bulunacağım " dedim ve yiğite pis pis sırıttım yiğitte anlamış olacak ki bana seni öldürürüm işareti yaptı bende omuz silkerek "yiğit arkadaşımız var ya " dediğimde yiğit buraya doğru gelirken bora ummadığım bir şey yaptı ve "kardeşim ne var böyle korkulacak söylesin kız bizde bilelim " dediğinde gülerek "yiğit varya aha şurdaki sıska kızı yani ecrine aşıkmış " dediğimde ecrin kıpkırmızı olurken yiğiti bora tutuyordu bende gülerek aşağı indim salonda ise büyük bir sessizlik vardı en sonunda ecrin "yiğit sen benden mi hoşlanıyorsun " dediğinde yiğit başını salladı beklemediğim bir şey gerçekleşti ecrin koşarak  yiğitin boynuna atladı ve "bende senden hoşlanıyorum " dediğinde ikinci bir şok daha  yine salon sessizlik içinde ve herkes yiğit ile ecrinin sarılışını izliyorlar elimi alnıma vurarak " ben şimdi sizin aranızı mı yaptım " dediğimde ikiside gülerek başlarını salladı sonrasında piskolog sena hanım "her neyse çocuklar ecrin gel buraya " dediğinde ecrin yiğitten zor ayrılmıştı yiğitin benimle gözleri kesişince "bismillahirrahmanirrahim " diyerek yiğitten kaçtım en sonunda birinin arkasına saklanmaya akıl ettim  ve bilin bakın kimin arkası boranın  bora eliyle yiğiti durduğunda sena hanım yine konuşmaya başladı "çocuklar buraya bakın yeter ama " dediğinde yiğit yerine oturdu bende yerime oturdum ve borada yerine oturdu , sena hanım "ecrin bir proje için iki kişi seçmen lazım projede kimsesiz çocukları eğlendireceksiniz yani onları güldereceksiniz falan çünkü piskolojileri berbat durumda " dediğinde boğazımda bir yumru oluştu çünkü çocuklara karşı bir zaafım var  ecrin bana bakıp pis pis sırıtınca beni seçeceğini anladığım için pek dert etmedim sonuçta çocuklar için her şeyi yapardım  "hocam ilk olarak seçeceğim kişi bora " dediğinde resmen rekten renge giriyordum  ecrine bakıp olmaz işareti yaptım sonrasında bittin dedim ama aldırış etmedi "sonrasında ikinci seçeceğim kişi elisa gel buraya tatlım " dediğinde donmuş kalmıştım bütün herkes bir bana bir de boraya bakıyorlardı  tanımadığım bir kişi "ikisine şöyle bakıyorum da acayip yakışıyorlar " dediğinde yanaklarım kıpkırmızıydı bora ise hala ne olduğunu anlamıyordu biz daha ne olduğunu anlamamışken fulya hanım "karma takımı heyy benim gurubum gelebilirmi " dediğinde koşar adımlarla oraya gittim benimle beraber bizim ekip gelince bilikte ortak salona gittik  fulya hanım "sizi buraya çağırmamın sebebi birlikte hiç birşeyler yapmıyorsunuz şimdi ben gidiyorum sizde burada iyice tanışıp kaynaşıyorsunuz "  dedi ve odadan çıkıp gitti benim ise onlara tonlarca bir şeyler demem gerektiği için onları toplayıp masaya getirdim herkes ne olduğunu anlamamıştı ama ben her şeyi çözmüş gibiydim "her ne kadar sizden nefret etsemde  bir şeyler biliyorum " dediğimde herkesin ilgisini yeni çekmiştim mert "ne biliyormuşsun " dediğinde bende onlara "dün ortak salondan çıktıktan sonra  bir takım çığlık sesleri duydum yetmedi müdürün bir çocuğu azarlamasını hatta tokat atmasını gördüm " dediğimde bütün herkes gözlerini büyütmüş bana bakıyordu en sonunda gökçe "ne demek istiyorsun açık konuş " dediğinde terslerdim ama vazgeçip "durun müdürün odasına geldiğimde çocuk bana işaret dili ile yardım et dedi ayrıca müdür  bir dosyayı okuyordu dosyanın adıda ölümdü " dediğimde ecrin ağlayarak "ne yani ölecek miyiz " dediğinde göz devirip "hayır tabi ki aptal sadece bir işler dönüyor bu hastanede o çocuğu bulmamız lazım " dediğimde bora "ben bugün bir çocuk gördüm bana işaret dili ile bir şeyler söyledi ama anlamadım sonrasında kağıt kalem getirdi ve bana da aynı şeyi söyledi yardım et dedi " diye söylediğinde ona "saat kaçta gördün bu çocuğu " dediğimde o ise "sabah altı sularıydı galiba " dediğinde başımı salladım "bakın siz işin ciddiyetini almıyorsunuz ama büyük bir şey olmuş olabilir çocuk sadece sabah altı  sularında ve geceleri ortaya çıkıyor şahsen hiç çocuğu konferans salonunda görmedim " dediğimde gökçe "bende bugün bir şey gördüm sena hanım hariç bütün piskologlar gelmeden önce kaçıralım  falan diyorlardı beni görünce sustular " dediğinde  yine ben konuştum "bakın bu piskologlara güvenmeyin işte çocuğu kaçıracaklar  sadece birbirimize güvenmemiz lazım  yarın bence bu olayları araştırmamız gerekiyor ne dersiniz " dediğimde elvinin telaşlanması gözümden kaçmamıştı   elvin ve mert hariç herkes kabul etmişti buda elvine güvenmemi engelliyordu iyide mert ne alaka off , elvine sorduğumda yarın  piskoloğum ile randevum var demişti  şahsen hiç inanmamıştım ve yarın onu takip edicektim hep beraber ortak salondan çıkınca yine o çığlıklar gelmişti herkese bakıp "duydunuz mu " dediğimde herkes başını sallamıştı  odama geldiğimde bir not buldum  ha birde neden kapım açık hassiktir içeri hırsız girmiş olmasın hemen notu açıp okuduklarım karşısında resmen kireç gibi olmuştum 

affet sadece bunu diyorum  neden mi çünkü senin o güllerini aldım neden mi çünkü içerisinde kart vardı bütün kapıları açabilen bir kart 

gecenin sırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin