Bölüm 5 aile

25 10 18
                                    

onlar gittikten sonra biraz uyudum  ardından sabah olduğunda kalktım ve  kapımın çalındığını duydum kapının deliğinden baktığımda kimsenin olmadığını gördüm  yoksa şu elvinin  bahsettiği refaakatçım mı kapıyı hızlıca açtım  ve yerdeki süt ile tostu aldım yanındaki notu da ihmal etmedim notta şöyle  yazıyordu 

günaydın elisa sakın bugün elvine buğlaşma 

dediğinde neyi ima ettiğini anlamadım ama mağdem refaakatçim dediğine uymak lazım , her neyse hızlıca tost ile sütü yedim  ve bavulumun yanına gittim bu kıyafetleri de dolaba asmam lazım da neyse hızlıca  üstüme  çiçekli bir elbise giydim ve saçımı da topuz yaptım ilkbahara doğru yaklaştığımız için artık açık giyinmeye başlamalıydım  neyse odayı toparladım ve çocukların yanına gittim hepsinin yüzünden maşallah nur iniyordu şaka şaka hepsi hüzünlüydü  benim girdiğimi yeni gördüler ilk ecrin bana sarıldı ardından geldi ayça sarıldı sonrasında beklemediğim biri sarıldı gökçe , onlara "ne oluyor lan cenazedemiyiz " demiştim ki gökçe sinirle "olanları biliyoruz elisa şu elvin denen kızın bize ihaneti " dediğinde tek kaşımı kaldırdım ve "kimden öğrendiniz " dediğimde hepsi eliyle yiğiti işaret etti  yiğite baktığımda omuzuyla ne yapabilirdim işareti yaptı  bende onlara başka bir soru yönelttim "Ee siz neden bana sarıldınız" dediğimde bora "şu kıvırcık çocuğun yanına gittik " dediğinde umutla ona baktım ama bora "onunla kağıt üzerine konuştuk ve bana dedi ki sırada ki kurban elisa " dediğinde sertçe yutkundum neden ben diye sormadım ama "çoccuğa ne oldu " dediğimde murat "bugün ölü bedenini gördük " demişti bende gözlerimi büyüttüm  ardından gözlerim bağlanmış olan elvine kaydı "bunu neden bağladınız " dediğimde mert sinirle "sence neden acaba elvini biz neden bağladık " dediğinde göz devirip "onu çözün "  dedim amaa beni şaşırtan kişi emreydi "allah allah çözüp ne yapıcağız " dediğinde onlara anlatsamıydım anlatmasamıydım her neyse "hani benim bir refaakatçim varya işte o söyledi bugün ona buğlaşmayın dedi demek ki bir bildiği var " dediğimde herkes tek kaşını kaldırmıştı  ardından piskopat kraliçe sena hanım bir anda ortak salona daldığında korkudan yerimden sıçradım sena hanım bana bakıp gülümseyrek "elisa tatlım benimle gelebilir misin " dediğinde ben daha cevap vermeden  gökçe "sena hanım o gelemez isterseniz ben gelirim " dediğinde ben ona gözlerimi açarak bakıyordum neden mi çünkü beni korumuştu halbu ki ben onları arkadaşım yerine koymuyorken , sena hanım gülümseyerek "korkmayın yemiyecez arkadaşınızı  hadi tatlım gel " dediğinde bu sefer ecrin "sena hanım duymadınız galiba o gelemez bizden birini çağırın , hem ben sizin asistanınız değil miydim " dediğinde sena hanım kollarını birleştirerek "size bir şey olmuş bize karşı mesafelisiniz" dediğinde bu sefer konuşan ayçaydı "başlatmayın mesafenize  kız gelmiyecek ben veya arkadaşlarım gelebilir " dediğinde ona hayretler içinde bakıyordum bende tabi ki durur muyum hayır "akadaşlar beni merak etmeyin kadın beni çağırmış şimdi gidip hemen gelicem " dediğimde bu sefer mert "başlatma gelip gitmene gitmeyeceksin diyorsak gitmiyorsun " dediğinde bu sefer yiğit "evet mert haklı gitmen için benim ölümü çiğnemen lazım " dediğinde murat ile emre "ve bizim gibi güçlü kollardan kurtulman lazım " dediğinde sinirden gülüyordum sena hanım "geceyi hücrede geçirmek mi istiyorsunuz " dediğinde hep beraber "evet " diye bağırdık  sena hanımın arkasından ailem geldiğinde şok içinde onlara bakıyordum  annem bana koşarak gelip sarıldığında bende ona sarıldım ardından "eşyalarını topla seni buradan alıyoruz " dediğinde yutkunamamıştım bile ,  sena hanım " diyeceğim şey buydu ama bir gurup ergen arkadaşlarını çok sevdi galiba " dediğinde bora "evet sevdik ne yapcan " dediğinde gülümsemiştim annemin kollarından kurtulduğumda beni bahçede bekleyeceklerini söylemişti  onlara döndüğümde hüzünlü gözlerle bakıyordum ilk ecrin gelip bana sarılmıştı "seni tanımasam bile iyi bir kıza benziyordun yolun açık olsun " dediğinde gözümden bir damla yaş aktı onları az bir zamanda tanısam bile sevmiştim bunu ben bile kendimden saklıyordum ardından gökçe "en azından içimizden biri kurtuldu " diyip bana sarılmıştı bende ona sarıldım ardından biri ağlıyordu bu kişi  ayçaydı "senin için ağlamıyorum ya da senin için ağlıyorum " diyip beni kendine çekmişti  bende ona var gücümle sarılmıştım  elvinde bana "hoşçakal " dediğinde hiç bir şey dememiştim ardından yiğit bana sarılmıştı ve "artık kim beni gülderecek ayaklı bela " dediğinde sadece gülümsemiştim ardından emre ile murata da sarıldığımda geriye mert ile bora kalmıştı merte baktığımda "bakma bana öyle sarılmayacağım sana hak etmiyorsun " dediğinde bende ona "peki" demiştim ardından bir anda bana sarıldığında gülüp ona sarılmıştım en sonunda boraya sarıldığımda onun sarılışı hepsinden farklıydı ve güven hissettiriyordu bana "hayatını yaşa iyi ol sakın ağlama " dediğinde bende ona "aynı şeyleri senin için söyleyemiyeceğim " demiştim  oda gülmüştü  son kez onlara baktığımda "yemin ederim hepinizi bu tımarhaneden kurtaracağım sizi hiç unutmayacağım " demiştim onlarda bana el sallamıştı ortak salondan çıkmıştım ama onların numarası telefonumda yoktu hızlıca geri döndüğümde hepsi bana şaşırmış gibi bakıyordu "ya ben sizin telefon numaralarınızı almadım" dediğimde hepsini güldürmüştüm  hepsinden teker teker numara aldıktan  sonra dışarı çıkmıştım ve odama girip bavulumu toparladım ardından salonda duran o lunapark fotoğrafını da aldım  son kez odama baktım ve "vayy be hiç bu kadar kolay olucağını tahmin etmemiştim " dedim ardından aşağı indiğimde  annem sena hanım ile konuşuyordu "bu kadından nefret ediyorum nefret " diye bağırdım annem beni görünce arabaya davet etti arka koltuğa oturduğumda yol boyunca çıtımı çıkarmamıştım çünkü bizim çocukları özlüyordum  onlarla tamı tamına 1 ay görüşmüştüm size az gibi gelmiş olablir ama hepsini çok özlüyordum , en sonunda evime geldiğimde direkt kendimi yatağa attım ve lunapark fotoğrafını incelemeye başladım ardından  camım tıktıklandı  cama baktığımda kızıl saçlı bir kız camdan içeri giriyordu ve girmiştide bana gülümseyerek bakıyordu daha sonrasında elini uzattı ve "ben zeynep hiç tanımadığın kuzenin ayrıca şu arkadaşın var ya bora onun eski sevgilisi  " dediğinde gözlerim kocaman açılmıştı nasıl olabilirdi böyle bir şey resmen şoke olmuştum konuşamıyordum 

gecenin sırrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin