-2-

24 5 4
                                    

Gençler sonunda ev bulup yerleşmenin rahatlığını yaşıyordu. Bu yeni evlerinde olan ilk geceleriydi. Yemekten sonra herkes odasına çekildi. Komşunun sözleri akıllarına geldikçe istemsizce içlerinde bir korku beliriyordu. İlk gece olağandışı bir şey yaşanmadı ve birbirini izleyen beş gece boyunca da her şey normaldi...

Ertesi sabah Louis burnuna gelen nefis kokuyla uyandı ve kokunun geldiği  tarafa, mutfağa, doğru yürüdü. Karşısında kendisini bekleyen, şahane yemeklerle donatılmış bir masa duruyordu. Tüm bu hazırlıkları Jessie'nin yaptığını düşünerek,
-Ooo Jessie hanım yine döktürmüşsünüz, dedi.

Louis'in sesiyle daha yeni uyanan Jessie odasından pijamalarıyla, esneyerek çıktı.

-Ne bu tantana, ne yapmışım ben?

Louis şaşkın bir ifadeyle,
-E sen de yapmadıysan kim hazırladı onca şeyi?

O sırada bahçede olan Mandy ve Benjamin mutfağa geldi. Benjamin gülerek,
-Ne o, bizim hazırlamış olabileceğimiz düşüncesi garip mi geldi yoksa? Sabah erken uyanmıştım ve Mandy'nin de uyanık olduğunu görünce size bir sürpriz hazırlamak istedik nasıl olmuş?

Bu sürpriz Louis'in hoşuna gitmişti.

-Çok iyi düşünmüşsünüz. Hadi gelin soğumadan yiyelim o zaman.

Hepsi masaya toplandı. Kahvaltılarını yaparlarken Benjamin'in aklına bir fikir geldi.

-Bugün hava çok güzel. Kahvaltıdan sonra dışarı çıkıp gezelim. Ne dersiniz?

Bu fikir hepsinin aklına yatmıştı.

-Aa söylediğin iyi oldu. Bizim de kıyafet alışverişine çıkmamız gerekiyordu unuttum sanmayın kızlar, diyerek Olivia ve Jessie'ye göz kırptı Mandy.

Kızlar alışveriş yaparken beklemeyi sevmiyordu Louis.

-Siz alışveriş yaparken biz bir kafede otururuz o zaman.

Benjamin kafasıyla Louis'i onayladı.

Kahvaltılarını yaptıktan sonra masayı topladılar. Hazırlanıp planladıkları gibi kızlar alışverişe, erkekler de kafeye takılmaya gitti.

Erkekler garsonu çağırıp siparişlerini verdiler. Amaçsızca garsonun gittiği yöne bakan Benjamin'in dikkatini çeken şey biraz ileride oturan komşuları olmuştu. Onları eve taşındıkları gün uyaran komşularıydı bu. Çaktırmadan Louis'in koluna hafifçe dokunarak işaret verdi. Louis de Benjamin'in baktığı yöne döndü. Gördüğü şeyle yüzünde şaşırmış bir ifade oluştu çünkü tam o sırada komşuları olan yaşlı kadın onları işaret ederek karşısında oturan yaşlı adama bir şeyler anlatıyordu. Garip olan ise Louis ve Benjamin'in onlara baktığını farkeden yaşlı kadının kaş göz arasında hesabı ödeyip yanında olan yaşlı adamın kolundan tutarak olabildiğince hızlı bir şekilde kafeden telaşla çıkmasıydı.

Olanlara anlam veremeyen Louis ve Benjamin bir süre konuşmadan sadece oturdular. Aralarındaki sessizliği bozan şey Louis'in telefonunun çalması oldu. Arayan Olivia'ydı ve işlerinin bittiğini, mağazanın önünde buluşmaları için gelmelerini söylemişti. Erkekler mağazanın önüne kızları almaya geldiler.

Akşama doğru evlerine geri döndüler. Gündelik kıyafetlerini giydikten sonra bahçede oturmaya karar verdiler. Hava kararmıştı, rüzgar hafif hafif esiyordu. Louis hâlâ bugün kafede yaşadıkları olayın şokunu atlatamamıştı. Şimdi de olayı kızlara anlatıp anlatmamakta tereddüt ediyordu. Kızlar atıştırmalık bir şeyler hazırlamak için mutfağa gittiği sırada Louis konuşmak için Benjamin'in yanındaki sandalyeye oturdu.

-Bugünkü olayı kızlara anlatmalı mıyız?

-Anlatmayı ben de düşündüm ama anlatmamız kızları korkutmaktan başka bir şeye yaramaz. En azından bir süre aramızda kalması herkes için daha iyi olur.

Louis tam söze başlayacakken,
-Gençler evde hiç içecek kalmamış, birinin benimle markete gelmesi lazım tek gidemem, dedi Mandy.

Louis ve Benjamin'in aklına aynı şey gelmiş olacak ki bir anda birbirlerine döndüler.

-Taş! kağıt! makas!

-Ahh bee yine mi!

Kazanan her zamanki gibi Louis'ti. Benjamin mağlubiyetini kabul ederek Mandy ile markete doğru yürümeye başladı.

Evlerine en yakın market 500 metre uzaktaydı. Uzun bir yürüyüşün ardından markete geldiler. Saat 11'e geliyordu. Bu sebepten olmalı ki marketin olduğu cadde tenhaydı. Caddeyi düzensizce yanıp sönen sokak lambalarının ışığı aydınlatıyordu. Markette de kasiyerden başka kimse yoktu ve kapanma saati yaklaşıyordu. Markete girdikleri gibi Mandy içeceklerin bulunduğu bölüme giderken Benjamin de reyonlara rastgele göz gezdirmeye başladı. Mandy'nin sesinin gelmesiyle kasaya doğru ilerledi.

-Yanıma para almayı unutmuşum, sen ödesen olur mu?

Benjamin bunu sorun etmedi ve parayı ödedi. İkili marketten çıktıklarında sol tarafta bulunan çalılıklardan gelen bir sesle o tarafa döndüler.

-Aaa Benjamin gel bakalım, belki kedidir!

Mandy hemen o tarafa doğru koşmaya başladı. Benjamin ne kadar istemese de Mandy'i yalnız bırakamazdı, o da peşinden gitti. Ses gitgide artıyordu. Sesin geldiği çalılığın yanına gelince Mandy dizlerinin üstüne çöktü. Tam o sırada siyah bir kedinin çalılığın içinden çıkıp Benjamin'in üstüne atlaması bir oldu. Olduğu yerde sıçrayan Benjamin bir anlığına ne olduğunun farkına varamadı. O sırada Mandy gülmekten yerlere yatıyordu. Benjamin her ne kadar kızsa da Mandy yol boyunca gülmeye devam etti. Eve geldiklerinde Mandy hâlâ gülüyordu. Evdekiler ne olduğunu merak edip sordu.

-Hayırdır Mandy bu kadar gülmene sebep olan ne ve Benjamin senin niye betin benzin attı?

Mandy gülmekten olayı bir türlü anlatamadığı için Benjamin anlattı. Diğer kızlar da Mandy gibi gülme krizine girmişti. Louis, Benjamin'in yüzündeki ifadeden korktuğunu anlayabiliyordu ama yine de bir şey söylemedi.

Yarın üniversitenin ilk günüydü ve sabah erken kalkmaları gerekiyordu. Saat çok geç olmadan herkes odasına çekildi.

Benjamin bir türlü düşüncelerden kurtulamıyordu. Taşındıkları gün komşularının söylediği şeyden sonra bu olayların yaşanması onu biraz korkutmuştu. Ama bunların sadece bir kuruntu olduğu kanısına varıp uykuya daldı.

KARANLIK GEÇMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin