Hızlı nefeslerimden dolayı ağzımdan çıkan buharlar geceye karışırken bacaklarımın sızlamasına aldırmadan koşmaya devam ettim. Yüzüme esen rüzgarın arkaya savurduğu pelerinimin kapüşonunu sol elimle yakaladım. Yüzümün görünmemesi için çaba sarf ediyordum. Acıyla sızlayan sağ elim yüzünden ses çıkarmamak çok zordu. Elim yumruk halindeyken alt dudağımı dişlerimin arasına aldım.
Az kişinin bulunduğu geniş sokakta gezinen gözlerim büyük kılıç heykeline takıldığında döneceğim yeri kaçırmamak için adımlarımı yavaşlattım. Yönümü kaybetmemek için dikkatli olmak zorundaydım. Sadece ay ışığının aydınlattığı sokakta dar geçidi gördüğümde düşünmeden oraya yöneldim. Aralarında en fazla bir buçuk metre olan iki duvarın kapattığı karanlık yola ilk adımımı attım.
Pelerinimin altında göğsüme bastırdığım sağ elimi yumruk yapmış halde titrek nefes seslerim ve rüzgarın hafif uğultusu dışında neredeyse hiçbir sesin duyulmadığı yolda ilerledim. Sebepsizce arkama bakma isteğiyle dolduğumda etrafımı kapüşonumun altından kısaca kolaçan ettim. Soğuktan ve korkudan yalpalayan ayaklarıma inat ilerlemeye çalışıyordum.
Dar yolun çıktığı meydanda, kısık gaz lambalarının aydınlattığı yüksek binanın önüne geldiğimde durdum. Yeniden arkamdan gelen birilerinin olmadığına emin olduktan sonra binanın tahta kapısını araladım. Kapı küçük bir gıcırtıyla açıldığında ağzına kadar dolu olan salondan birkaç kişinin bakışları bana doğru çevrildi.
Kuruyan boğazıma oturan yumruyu gidermek için gergince yutkundum. Tedirginlikten titreyen dizlerimle insanların arasında ilerlemeye başladım. Bana dönmüş gözlerin üzerimde oluşturduğu baskıyla olduğum yerde küçülmüştüm. Kapı arkamdan tekrar kapandığında salondaki konuşma sesleri yükseldi. Kulaklarımı uğuldatan seslere karşı yüzümü buruşturdum. Ter ile karışmış içki kokusu genzimi yakacak kadar yoğundu. Bardaklarda servis edilen üzüm şaraplarına kısa bir bakış attım.
Geniş salonun sol tarafında büyük koltukların olduğu bir bölüm vardı. Üzerlerinde silahlar bulunan birkaç kişi bu koltuklarda oturmuş ellerine aldıkları şaraplarla sohbet ediyordu. Onların yanında misafirler için konulduğu belli olan üzeri meyvelerle dolu bir masa bulunuyordu. Salondaki çoğu kişinin elinde bu masadan alındığı belli olan yiyecekler vardı. Girdiğim kapının bulunduğu duvar boydan boya doldurulmuş hayvanlar, ayı postları ve duvara asılmış hayvan kafalarıyla doluydu. Bunlar ortama olduğundan korkutucu bir hava katıyordu.
Kimseyle muhattap olmadan geniş masada oturan insanların önünde sıra olmuş kişilerden birinin arkasına geçtim. Önümde bulunan dört kişi işlerini kısa sürede halledip gittiğinde derin bir nefes aldım. Oturduğu yerde beni bekleyen esmer çalışana yaklaştım.
"Buyurun efendim." Kalın sesiyle konuşmasının ardından gülümsedi. Sesimin düzgün çıkması adına hafifçe boğazımı temizledim. "Ben, beni Büyü Ormanına götürecek bir rehber arıyorum." Esmer çalışan cümlemi bitirdiğimde şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Söylediğim şeyi oldukça garip karşılamıştı. Dirseklerini önündeki masaya yaslayıp bana doğru yaklaştı. Yüzünde anlamlandıramadığım garip bir ifade vardı.
"Efendim Büyü Ormanına giden hiçbir rehberimiz bulunmuyor maalesef." Pelerinin altından gözlerine baktığım çalışana doğru ben yaklaştım bu sefer. İkna edici olmasını umduğum bir şekilde karşılık verdim. "Elimde bu hizmeti karşılayacak param var." Esmer çalışan birkaç saniye duraksadı. Kafasında bir şeyleri tartıyor gibi görünüyordu. "Efendim sıkıntı para değil; sıkıntı büyü ormanına gitmek isteyen hiçbir müşterinin olmaması, olsa bile onları götürecek herhangi bir gönüllü rehberimizin bulunmaması."
Çalışanın söylediklerine karşı dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu müessesenin yeterli para karşılığında müşterilerini her yere korunaklı bir şekilde götürüp getirecek rehberler ve avcılar tahsis ettiklerini biliyordum. Bu yüzden büyü ormanına daha önce gitmek isteyen bir müşterileri olmaması ya da onları götürecek bir rehbere sahip olmamaları mantıksız gelmişti. Soğuktan çatlamış alt dudağımı dilim yardımıyla ıslattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Forest//Taekook
FanfictionRuh eşiyle arasındaki mühürü bozdurmak için Büyü Ormanındaki en güçlü büyücüyü bulmak isteyen Taehyung'un ona yolu gösterecek bir rehbere ihtiyacı vardı. [Omegaverse]