Evde tek başıma oturuyordum . Günün yorgunluğunu atabilmek için bir bardak kahve yaptım . Dışarda yağmur yağıyordu tam kahve içmelik bir havaydı . Herzamanki cam kenarı koltuğuma doğru ilerledim . Oturdum ve dışarıyı izlemek için perdeyi çektim . Sesler geliyordu bağırış , çığlık sesleri .
" Yalvarırım bırakın benii ! "
" Yardım edin geldiler dehşet yeniden başladı herkes kaçsın . "
Kafamı cama doğrultmuştum ki evet onlar . Onlar gelmiş yıllardır gelmemişlerdi neden yeniden geldiler eskiler yeniden mi yaşanack . Dehşete düşmüştüm o zaman benide alıcaklar . Yıllar önce babam söylemişti gün gelicek ve sende elimizden kayıp gidiceksin kızım diye o gün bu günmüydü . Askerler yine köyümüzün dört bir tarafını sarmıştı . Evimin yakınından sesler gelmeye başladı .
" Kapıyı açınn bize zorluk çıkarmayın . "
O anın şokuyla kahve bardağını yere düşürdüm ve büyük bir çığlık attım hem ayağım yanıyordu hemde kırılan bardak ayağımı kesmişti .
" İçerdesiniz zorluk çıkarmayın açın kapıyı sizi duyduk . "
Ne yapacağımı bilemedim , buz kesmiştin sanki kıpırdayamıyordum .
" Hareket et ! "
" Hareket et ! "
" Kıpırda ! "
Kaçmalıyım evet kaçmalıyım sonunda kendime geldim ve düşünmeye başladım nerden kaçabilirim nerden nerden nerden pencere pencereden kaçabilirim hiç düşünmeden pencereyi açtım ve atladım . Hiçbişey olmamıştı pencere yere yakındı ama çamura bulanmıştım ama önemli değildi . Kaçmalıydım evet ama nereye ormana evet çok mantıklı ormana doğru koşmaya başladım .
" Çabuk tutun onu o en değerlisi . "
En değerlisi derken ne demek istedi neyse şuan önemli olan kaçmak . Yaklaşık yarım saatir koşuyorum ayaklarım kanıyo dikenler batıyo ama ara vermemeliyim yaklayabilirler . Başım dönmeye başladı midem bulanıyor dengemi koruyamıyordum galiba bayılıyorum .
" Hop az kalsın yere düşüyodun , ayakların kan içinde . "
Son anda beni tuttu tutmasaydu şuan yerde baygın olucaktım bir dakika ama bu kim beni tutan kim yoksa geldilermi götürceklermi beni kuvars kralığındaki adamlar buldumu beni kral ve askerleri. Hemen ayaklarım acı içindede olsa da hızlı bir şekilde doğrulup kardeşlerim öldükten sonra ne olur olmaz botumda hançer taşıyordum hançeri aldığımla beni tutan kişinin bacağına sapladım ve koşmaya başladım.
" Ben asker değilim sadece sana yardımcı olmak istiyordumm . " dedi.
" Ah bacağım . "
" Benim adım Andrew . "
Gerçektede asker olmayabilirdi belki bana yardım etmeye çalışıyordu . Özür dilemek için arkamı döndüm ve döndüğüm anda kalbinden bir ok geçtiğini ve acı için de yere düştüğünü gördüm evet bunlar askerlerdi bu sefer emindim o adam benim yüzümden öldü eğer bıçaklamasaydım belki birlikte burdan gidicektik ve ölmeyecekti ama artık çok geçti .
Koşmaya başladım hemen kaçmalıydım yoksa bende ölücektim hayatımda ilk defa biri benim yüzümden ölüyordu ama aslında kardeşleriminde sorumlusu bendim benim yüzümden öldüler ne kadar çok babam inkar etsede benim yüzümdendi .
" Gel buraya Lina seni krala götürmemiz lazım yoksa biz ölücez . "
Onlar mı ölücekti benim yüzümden biri daha ölücekti buna izin veremezdim ne kadar kötü olsalarda onlarca asker benim yüzümden ölmeyi hak etmiyorlardı .
" Teslim oluyorum . " diye bağırdım .
Bu yaptığım doğrumuydu bilmiyorum ama onlar öleceğine ben ölmeliydim zaten ailem bir yıl önce askerler tarafından kaçırılmışdı . Başkada kimsem yoktu . Durup askerlere doğru koşmaya başladım ne kadar aptalım ama yapacak bişey yok kardeşlerimin ölümünden sonra artık hayttan bıkmıştım zaten .
" Sonunda bulduk sizi Lina hanım . "
Kollarımı ve bacaklarımı bağladılar ve beni atın üzerine attılar . Biri bana doğru yaklaşıp
" iyi uykular . " dedi.
Kolumda büyük bir sızı hisetmiştim ki uyuşturucu iğne vurduklarını anladım ve gözlerimi birdaha hiç açmamak için kapattım çünkü yaşamak için amacım kalmamıştı .
" Buyrun kralımız . "
" Beklediğimden hızlı getirdiniz . "
Noluyordu anlamamıştım ama kralı yanında olduğum kaçınılmaz bir gerçekti . Uyandığımda duvarları tertemiz kocaman bir penceresi ve hayvan derisi halısı olan bir yerde açtım gözümü . Yatakta yumuşacıktı hiç kalkmam istemiyordum ama nerde olduğum aklıma geldi .
Sağa doğru döndüğümde bir kadınla karşılaştım aniden korkup kaçtım.
" Korkmanıza gerek yok ben kuvars kralının hizmetçisiyim adım Helin sizinde Lina galiba . "
Bu kadın ne ayaktı ve de benim ismimi nerden biliyor şimdiden burdan kaçmanın planını kuruyordum . Ve ne kadar aptaldım hem buraya gelip hem kaçmaya çalışıyorum aslında bende ne yaptığımı bilmiyordum .
" Memun oldum " diye cevap verdim .
" İhtiyacınız olduğunda benim yanıma gelmeniz yeterli eksi ikinci katta 23 nolu odadayım . "
" Teşşekür ederim " diye cevap verdim .
Odadan çıktı Helin çok değişik bir isim . Öldürülceğimi bile bile buraya geldim gerçekten çok aptalım ne yapıcam şimdi buradan nasıl kaçıcam eminimki heryerde asker vardır özellikle benim odamın etrafında .
Kapı çaldı ve içeriye uzun boylu esmer bir erkek girdi.
" Kral sizi bekliyor " dedi.
♥
Birinci bölüm bu kadardı biraz kısa ama diğer bölümler daha uzun olucak her cumartesi yeni bölüm yayınlıyacağım . Yazım yanlışı ve önerilerinizi bekliyorum herkese iyi okumalar dilerim
777 KELİME ŞANS GETİRSİN ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMETİST
FantasyLina herşeydden habersiz evinde otururken kral ve askerleri köylerini basar ve özel güçlü insanları toplamaya başlar ve linayıda kaçırırlar . Bundan sonra linanın özel güçlerini fark etmesi ve kralıktan kaçması ve yeni bir krallık oluşturup orda yaş...