Gözyaşlarıyla Yıkanan Sokaklar: Islak Bir Serüvenin Başlangıcı

19 0 0
                                    

"Tanrı insanı kendi suretinde yarattı, onu Tanrı'nın suretinde yarattı. Onları erkek ve kadın olarak yarattı." (Yaratılış 1:26-27)

Lilith' in Hikayesini bilir misiniz? Tanrı Adem'i yaratırken saf toprak kullanır. Ancak Lilith'i yaratırken saf toprağın yanında bir de balçık ve tortu kullanır. Yaratılıştaki bu farklılık nedeniyle Lilith ve Adem hep uyumsuzluk içinde yaşar. Adem, Lilith üzerinde söz sahibi olup kararları kendi vermek ister. Kendisini gökyüzüne, Lilith'i ise cennette ürün veren bereketli topraklara benzeterek kendisine itaat etmesini ister. Bu noktada ortaya çıkan iblis, Lilith'i kışkırtarak Adem ile aralarını bozmaya çalışır. Nitekim Adem' in otorite ve baskısı iblisin kışkırtıcı sözleri, Lilith'in cennetten çıkarak iblise yanaşmasına sebep olur. Bu olaylar sonrasında Adem Tanrıya yakarır ve Lilith'i geri ister, bu yakarışa cevap olarak Tanrı, üç meleğini Kızıl Deniz'e gönderir. Melekler Lilith'in geri gelmesi gerektiğini aksi takdirde iblislerle birlikteliğinden olan çocuklarının her gün 100 tanesinin öldürüleceğine dair tehdit ederler. Lilith bu sözler karşısında "Ben Kızıl Deniz'de bu haldeyken nasıl Adem için iffetli bir kadın olurum. Bir daha Adem ile asla!" sözlerinin iletilmesini ister.

Lilith, Tanrı tarafından Adem yalnız kalmasın, Adem'e itaat etsin, soyu devam etsin diye yaratıldı. Benim de Lilith'den geri kalan yanım yoktu. Doğduğum anda yaşayacağım hayat çizgisi belirlenmişti. Çocukluğumdan bu yana her genç kız gibi kafama kazınan o sözler, elalem ne der! Sen bizi millete mi rezil edeceksin! Kız dediğin böyle giyinmez! Bu saatte dışarı çıkmaz! vs. vs. oysa toplum ve aile baskısı yüzünden içimde bastırdığım duygu ve düşüncelerimin dışa vurumu çok kötü bir hal almaktaydı. Ve ben bunu nasıl frenleyeceğimi henüz çözmüş değildim. Baskıcı bir aile ve dedikoducu akrabalara sahipseniz üniversite sizin kaçış biletiniz olur. Ben de bu sorunlardan kaçmak için ailemden en uzak şehri seçtim. İlk senemde her şey çok güzeldi, kalabalık bir arkadaş grubu, mükemmel bir sevgili, mükemmel notlar, sınırsız eğlence ve kimsenin karışamıyor olması beni her şeyi deneme ve yapma hevesine itiyordu. Resmen istediğim hayata kavuşmuş olmanın heyecanını yaşıyordum. Ancak aylar geçtikçe solup gitti heyecanım ve sonucunda ne arkadaşım ne de sevgilim yanımdaydı. Sevgilimin beni aldattığının farkındaydım, ama ne kendime ne de ona kondurabiliyordum. Tek yaptığım beni manipüle etmesine izin vermekti. Ona karşı çıkmak yerine itaat ediyordum. Bu sefer düzelir,kafası karışmıştır, bunalmıştır, gibi saçma sapan bahanelerle kendimi kandırıyordum. Bir de yetmezmiş gibi arkadaşlarımla tartışıyor, ailemle anlaşmazlıklar yaşıyordum. Hepsinin bir anda olması büyük bir patlama etkisi yaratmıştı. O iğrenç gece de babamla kavga etmiş ve evden kovulmuştum. Tıpkı Lilith gibi bir süre sonra itaat etmeyi red ettim . Onlar benden üstün değildi, benim onlardan üstün olmadığım gibi. Bir hizmetçi edasıyla  istediklerini yapmak yerine kendimi düşünüyor önceliğim onlar değil kendim oluyordu. Kavgalar kesilmiyor huzursuzluk gün ve gün artıyordu. Ruhumun derinliklerinde bir yerde tarif edemediğim bir duyguya sahiptim onlardan uzaklaşmak ayrılmak istemiyor bir o kadar da  kurtulmak istiyordum. Sınavlar bitmiş ara tatile girmiştik. Annemin ısrarları üzerine ailemin yanına gittim ve aile dostumuzun evine ziyarete gittiğimiz bir akşam üzeri  o malum mesaj geldi bir paragraflık mesajla tekmeyi yemiştim.

Aldığım ayrılık mesajıyla çocukluk arkadaşımı aradım ve yardım istedim bana hemen en yakın otobüs seferi için bir bilet aldı. Babamla hala aram limoniydi ondan geri dönmek için para isteyemezdim. Ailem tatilin bitmediğini henüz erken olduğunu söylese de üniversite okuduğum şehre doğru yola çıktım. Yol boyunca ağlayarak onlarca mesaj attım, yüz yüze konuşmanın daha sağlıklı olacağını söyledim. Ne kadar aptal olduğumu düşünüyordum; ben yalvarırken o başkalarının kollarında mutluydu. Zaman durmuş gibi hissediyordum, sanki bu otobüs benim cenaze aracımdı ve ben bir mezarlığa götürülüyordum. Otobüsten indim ve etrafıma baktım, gelmemişti. Valizlerimle tek başıma otobanda kalmıştım. Barışmak bir yana, sokakta kalmıştım üstelik arkadaş sandığım insanlar beni arkamdan bıçaklıyorlardı. Dedikodumu yapıyor, ayrılığımızı fırsat bilerek beni aşağılıyorlardı. Son çare olarak bir arkadaşımın evine sığınmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Asfalt Fareleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin