10. Bölüm: Çamurlu bedenler

16 3 0
                                    

Parçalandığımız yerden kalkmalıyız.

Gece yarısına kadar balkonda duran iki sandalyede oturuyorduk. Bileklerimde duran yarattığımız üç sayı vardı. Sanki bu ona bağlanmamı daha çok güçlendiriyordu. Marazın eski sevgilimi bilmesi beni daha çok şaşkına uğratmıştı. Yıllardır beni hasta gibi takip eden birini nasıl olurda farketmezdim. "Neden o gün karşıma çıkmadın?" bu sorumla gözlerini sadece gözlerimde gezdiriyordu. "Zaman bizi karanlıkta bekliyordu." Derin bir nefes alarak Maraza baktığımda "Neden çıkmıyoruz bu karanlıktan?" herşeyi dinlemek ve öğrenmeyi daha çok istiyordum. "Beni bırak Maraz gitmek istiyorum." Keskin ve kısık sesim sadece bizim duyucağımız kadar çıkmıştı. "Neden gitmek istiyorsun?" cevabını bildiği soruyu sorduğunda anlamış gibi başını sallamıştı. "Artık uyuyalım." Şaşkın gözlerle Maraza baktığımda Masadan kalkmıştı. "Cevap Maraz Cevap!" sesim daha yüksek çıktığında , Maraz bana hızla yaklaşıp kollarımdan tuttuğunda, sırtım soğuk duvara çarpmıştı. Kollarımı sımsıkı tuttuğunda canım daha çok yanıyordu. "Canım yanıyor Maraz" gözlerimdeki yaşlar birikirken "Sana her baktığımda, kimsede hissedemediğim çok şey hissediyorum." Ona ağlamaklı gözlerle baktığımda, göz yaşlarım dudaklarımı daha çok ıslatmıştı. "Neden diğer insanlar gibi yaşamıyoruz. Neden bu kirli oyundan çıkamıyoruz." Kapkaranlık bakışlarının ardında kurtulmayı bekleyen bir kalp vardı. "Ben bu karanlığa ait biri oldum ve bunun mimarı sadece bir kadın ve o kadın annem. Sende bir kadınsın ama küçüklüğümden beri seni izleyerek geçirdim günlerimi. yaralı bir çocuktum ve beni kimse dinlemedi. Babam onun gibi olmam için çok çabaladı. Ben kötüyüm ama sana deli gibi aşığım." Marazın elleri yüzümü okşarken titreyen ellerini hissedebiliyordum. "Beni yaralayan sadece bir adam ve yaralarımın tek mimarı babam." Daha çok ağladığımda, Marazın yüz ifadesi daha çok değişmişti. Şimdi herkeze hükmeden adam karşımda çocuk gibi bakıyordu bana. Islak dudaklarımda gezinen o soğuk ıslak dudaklar beni daha çok yaralıyordu. Öpücüklerine karşılık verdiğimde daha çok yanıyordu kalbim. Dudaklarımdan ayrıldığında , alnımı alnına yaklaştırıp, derin nefesler alıyorduk. Marazla okadar çok ortak noktamız vardı ki küllerimiz yaralarımızdan tekrar doğmuştu. Bir kötüyü sevmek cesaret değildi sadece aşktı. Beni kollarına aldığında salona geçmiştik. Odama geçtiğimde beni kollarında yavaşça, yatağa bırakınca, yatağa uzanarak ona bakmıştım. Işıkları kapattığında irkilerek yataktan kalkmıştım. "Karanlıktan mı korkuyorsun?" başımı hafif sallarken çocuk gibi gözüküyordum. Gülümsiyerek ışıkları açmıştı. Üstündeki siyah tişörtünü çıkardığında yanıma yatması için kaymıştım. Yanıma uzandığında ben onun gamzelerine bakıyordum oda sadece benim yanaklarımdaki çillere bakıyordu. "Ben gamzendeki çukurla dalga geçiyormuyum." Gülerek beni daha çok yaklaştırmıştı kendine. "Sevilen insanlar hep dalga geçerler bunu unutma çillim."Boş bir suratla sadece Marazı izliyordum. Arkamı dönüp gözlerimi kapattığımda Maraz belimden sarılıp sadece derin nefesler alıyordu.

Güneşin tüm ışıkları odayı ısıtırken, gözlerimi açıp yataktan doğrulmuştum. Yeni doğan çocuklar gibi güneşin ışıklarıyla karşılaşınca gözlermi kapatıyordum. Ellerimi yanımdaki yastığa koyduğumda boştu. Maraz yanımda yoktu. Etrafa baktığımda erken uyanıp gitmişti. Ayağa kalkarak odayı toparlayıp banyoya geçip duş alıp çıktığımda vücüdumda oluşan yaraların iyileştiğini farketmiştim. Babamın gözümün önünde vurulduğunu gördüğümde beynim daha çok sızlanıyordu. Yaşadığım tüm travmaları nasıl unutabilirdim bilmiyordum. Sarp aniden odaya girdiğinde şaşkın gözlerle kapıya bakmıştım. Bu adamların kapı çalma adetleri değildi. Ya kapı kırar yada zorla girerlerdi. "İlaçların, ilaçlarını içmen gerekiyor." Babamın gözümün önünde öldüğü günden beri travmaların esiri olmuştum. Bir ay travmalarımla geçirdiğim günler geliyordu aklıma. "Bırak masaya alırım şimdi." Sarp ilaçları bırakarak bana baktığında "Abim aksatmasın dedi." Sinirlenip kapıya yaklaştığımda "Söyle o hasta abinize nezaman içersem ozaman içerim." Sesim odada çığlık gibi yankılanırken, Sarp odadan çıktığında kapıya tekme atarak kapatmıştım ki Korayın sesini duymuştum. Yeri oynatacak sesiyle Marazın seside yükselmşti. Kapıyı açtığımda salonda büyük bir kaos yaşanıyor gibiydi. Ortama bir kahkaha eklenince Arasın olduğunu anlamıştım. Aşağıya inmeden onları dinlemeye çalışıyordum. Salonda Eda denilen kadın Marazı sakinleştirmeye çalıştığında tüm kan beynime işlemişti. Elimde olsa bu kadını öldürebilirdim ama onlar gibi biri olmuyacaktım. "Lan Ekimi nerden öğrendiler. Beni sevdiğim kadınla nasıl tehtit ederler." Marazın kükremesiyle merdivenin parmaklıklarını daha çok sert tutmuştum. Birilerinin hedefindeydim. Bu karanlık hayat hiç olmayan düşmanlar yaratmıştı bana ve tek sorumlusu Marazın elinde olmamdı. "Aras eğer bunda bir parmağın varsa işte tüm İstanbula Maraz doğar haberin olsun." Aras Marazın karşısına geçip ona sert bir yüz ifadesiyle baktığında artık iplerin gerildiğini tahmin edebiliyordum. "Seni sevmeyen bir kızı kaçırıp buralar getiriyorsun sonra suçlusu biz oluyoruz. Düşmanlarını bildiğin halde Ekimi nasıl koruyacaksın?" Şaşkın gözlerle aşağıda yaşanan olaylara bir kılıf bulamıyordum. Beni kim istiyordu? Marazın düşmanları kimdi? başımın dönmesiyle daha çok takatsiz kalmıştım. Odama yavaş adımlarla geçtiğimde, masanın üzerindeki ilaçlardan bir tane alıp suyla beraber yutmuştum. Ağlamak istesemde ağlayamıyordum. Tutsak olduğum bu evde deliricektim artık. İlaç poşetini masaya bıraktığımda içinde küçük beyaz bir not bulmuştum. Notu ellerime alarak açtığımda ,

MARAZ    555 KuralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin