16.Bölüm: Adı Olmayan Yüzük

19 3 1
                                    

Yüzükler bazen bir kelepçe, bazende bir mutluluktur.

Nefes nefese masaya yaklaşarak çantamı aldığımda Berkay Kuzey ve Betül aniden korkuyla kalkmışlardı masadan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nefes nefese masaya yaklaşarak çantamı aldığımda Berkay Kuzey ve Betül aniden korkuyla kalkmışlardı masadan. "Ekim noluyor iyimisin sen?" Maraz arkamdan hızlıca bana yaklaştığını hissedebiyordum. Ama artık bu sondu kimsenin kölesi değildim. "Ekim!" Sesi yeri göğü inleticek vaziyetteydi. Kuzey "Maraz noluyor bir sakin ol" Arkama baktığımda sinirden tüm yüz hatları gerilmişti. Bir adım daha attığımda kollarımı hızlıca tutup kendine yaklaştırdığında canım daha çok yanmıştı. Farkında değildi ama bu sinirle beni öldürebilirdi. "Ya bırak artık beni Maraz anlamıyormusun beni yeter artık bırak beni." Berkay araya girerek "Maraz bak kavgalısınız belki ama sakin olmalısınız." Kimse beni anlamak istemiyordu o bir caniydi hep kendi dediği olsun diye kaç can yakmıştı kimbilir. Elif koşarak yanımıza geldiğinde oda korkuyla bizi izliyordu. Deliricektim. Hayatım bukadar saçmamıydı? Marazı umursamadan arkama bakmadan hızlıca mekandan ayrılmıştım. Kapıyı hızlıca kapattığımda kapının sesi kulaklarımı delip geçmişti. Marazın sesi tüm mekanda yayılmıştı. Yol üzerine çıktığımda karşıdan gelen taksiyi durdurup binmiştim. Taksici nereye gideceğimi söylediğinde düşüncelerim dağılmıştı. Bende nereye gideceğimi bilmiyordum ama Marazdan uzak her yer bana kurtuluştu. Taki telefonumu cebimden çıkarana kadar herşey yolundaydı.Telefonumla beraber cebimden küçük bir not kalbime hançerleri saplamıştı bile. Ellerime aldığım küçük not bir uyarı notuydu. "Umarım hala sözlerim aklındadır kızım. Bunun bir sonu yok bu savaş bitmeli ve bunu yapmak zorundasın yoksa masum insanların tek katili ben değil sen olucaksın."Yanaklarımdan süzülen göz yaşı kağıdı ıslatmıştı. Nasıl bir çıkmaza düşmüştüm bilmiyordum ama bunları Maraza anlatmalıydım. Maraza bağırıp çağırıp mekanı terketmem gelince aklıma ne anlatıcaktım ki? Bana inanırmıydı? O bile şüpheydi aklımda. Korna sesleri arkadan tüm trafiği birbirine katmıştı bile, taksici şaşkın ve gergin halde dikiz aynasından bakarak "Taksiyi durdurmamı istiyor galiba" şaşkın gözlerle arkama baktığımda bu Marazın arabasıydı. "Hayır hayır siz devam edin lütfen!" korkuyla arkama bakmadan yola baktığımda Marazın arabası bize yetişip taksinin önünü kesmişti bile. Taksi durduğunda Maraz arabadan çıkıp taksiye doğru geliyordu. İçimde ayrı bir korku ve telaş vardı. Kapı hızlıca açılınca beni kollarımdan tutarak taksiden çıkarmıştı.Herkes bize bakerken onun umrunda bile değildi. Taki beni zorla öne oturtana kadar. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.Ben bu hayatı haketmiyordum.Elleri direksiyonda hızlıca bomboş bir yolda haddinden fazla hızlı sürüyordu yine ve kaza yapmamızdan asla korkmuyordum. Ölmek bütün acılardan kurtulmak demekti.Direksiyonu ellerimle yana çevirdiğimde Maraz tek eliyle beni durdurmaya çalışıyordu ama nafile bu tüm hırsımı dindirmiyordu. "Ekim Yeter bırak şunu!" Kaza yapabilirdik ama Maraz arabayı sağa doğru durdurmuştu. İkimizde nefes nefese kalmıştık ki kollarımı sıkıca tutup beni kendine yaklaştırmıştı. Nefesi yanaklarımı okşuyor vazıyetteydi. Onunla bukadar yakın olmak içimdeki tüm boşluğu söndürmeye yetiyordu. "Sen nezaman uslu bir kız olucaksın?" Gözlerimi devirerek kollarımı ellerinden kurtarmayı denesemde buna izin vermemişti.

MARAZ    555 KuralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin