"bu yaptığın karşılıksız kalmayacak biliyorsun değil mi Beomgyu?"
Beomgyu başını yere eğdi her zamanki gibi. Suçlu o değildi ama eğer ağzını açarsa neler olacağını tahmin edebiliyordu.
Bayan Lee hâlâ inanamaz gözler ile Beomgyu'ya ve yanında dövdüğü çocuğa bakıyordu. "Arkadaşının burnunu görüyorsun, senden bunu hiç beklemiyordum gerçekten." Beomgyu susmaya devam etti. Minho ile aralarında başlayan ufak tartışma giderek büyümüş ve olay Bayan Lee'nin odasında sonlanmıştı.
Minho, Beomgyu'nun korkaklığı ile, ana kuzusu olması ile, görünüşü ile ve daha bir çok şey hakkında dalga geçmişti. Beomgyu'dan bir tepki alamayınca en sonunda fiziksel şiddete dönmüştü olay.
Bayan Lee "Kendini savunmayacak mısın Beomgyu? Hâlâ senin böyle bir şeyi sebepsiz yere yaptığına inanmıyorum." Demişti. Her ne kadar Beomgyu sessiz bir kişiliğe sahip olsa da Bayan Lee bir çok kez Beomgyu'yu Taehyun, Huening Kai, Soobin ve Yeonjun ile oynarken gözlemleme fırsatı yakalamıştı. Beomgyu vicdanlı, hassas ve düşünceli birisiydi. Birden böyle bir şey yapması Bayan Lee'ye inandırıcı gelmiyordu çünkü çocukların kişilikleri, psikolojileri oyun alanında kesinlik kazanırdı.
Beomgyu kafasını 'hayır' anlamında salladı. "Peki öyleyse, o zaman arkadaşına verdiğin zarardan dolayı sana ceza vermek zorundayım."
Bayan Lee lafını bitirir bitirmez odanın kapısı tıklatılmıştı. Verilen 'girebilirsin' komutu ile içeriye Taehyun süzülmüştü. Beomgyu kafasını yere eğdiği için içeri giren kişinin kim olduğuna dair bir fikri yoktu. "Taehyun, eğer önemli bir şey değilse sonra gelebilir misin?"
Beomgyu, Taehyun'un adını duyar duymaz başını kaldırmış ve hâlâ kapının önünde duran çocuğa bakmıştı. "aslında bu olayla ilgili konuşmak için gelmiştim Bayan Lee." Bayan Lee kaşlarını çatmıştı ve Taehyun'a bakan Minho ile Beomgyu'ya bakmıştı. İkisi de Taehyun'a bakıyordu, Minho'nun yüzünde belirgin bir korku ile sinir vardı. "Seni dinliyorum."
"Ben olaya şahit oldum Bayan Lee. Minho, Beomgyu'ya kıza benzediğini, güçsüz olduğunu, ezik olduğunu, korkak olduğunu söyledi ve daha söylemeye bile utandığım bir sürü hakarette bulundu. Üstelik ilk vuran kişi de Beomgyu değildi. Minho, Beomgyu'nun karnına vurduktan sonra Beomgyu ona saldırdı. Yoksa Beomgyu hiç bir şekilde tepki dahi vermiyordu." Taehyun bunları sıralarken kıstığı koca parlak gözleri ile Minho'ya bakıyordu ve işaret parmağını da suçlayıcı bir şekilde Minho'ya uzatmıştı.
Bayan Lee'nin az önce çattığı kaşları bu sefer şaşkınlıkla havalanmıştı. Artık bu sadece kendi sorunu değildi, Minho'nun sorumluluğunu üstlenen eğitmeni de çağırması gerekiyordu artık. "duyduklarım doğru mu çocuklar?"
Minho çoktan savunmaya geçmiş ve yalanlarını sıralamaya başlamıştı bile. Bayan Lee elini Minho'yu susturmak için kaldırmış ve susturmuştu da. "Beomgyu?"
"Bunu bana neden söylemedin?"
Beomgyu aldığı derin nefesi sıkıntıyla geri verdi. Az önce, bir an önce cezasını alıp yatağına gidip uyumayı istiyordu. Ama şimdi Taehyun'un gözlerine baktığında gördüğü ve hissettiği ifadeler ona cesaret vermişti. Yalnız olmadığını hissediyordu. Zaten Beomgyu da Minho'dan yalnız olduğu için korkuyordu ve susuyordu.
"Korktum Bayan Lee, eğer size söyleseydim Minho daha kötü şeyler söyleyecekti."
Bayan Lee, Minho'ya çevirdi bakışlarını. "neden arkadaşına hakaret ettin Minho?" Demişti. Az önce yapmadığına dair yalanlar söyleyen Minho bir anlık sinirle "ben sadece doğruları söyledim." Demişti ve böylelikle de söyledikleri ile yaptıkları şeyleri de doğrulamış olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daisy / taegyu
Fiksi Penggemar"Değişmeyi güzel bir şey sanıyordum." İçinde aşk var, yüzünde kin.