8|

27 3 0
                                    


...

Hala şaşkınlıkla şöminedeki ateşler içerisinde beliren babama bakıyordum. Neden gelmişti bir anda?

"Baba?" Dedim sorgulayan bir sesle.

"Kızım, önemli bir mevzu var. Konuşmamız gerek." Diye sert bir sesle konuşması ile yutkundum. Ne bekliyordum ki? Sarılmasını felanmı. Bugüne kadar bana bir kez bile sarılmayan adamdan şimdide, baba şefkati beklemek aptallıktı.

"Seni dinliyorum lort hades." Diye aynı onun gibi sert bir sesle konuştum bende.

"Noria, Afrodit bir şekilde tanrı(ça)ları savaşa ikna etti. Şuan seni konseye bekliyorlar, konuşacakları varmış." Bu beklediğim bir şeydi.

"Gidelim o halde." Diyerek ateşe bir adım attım, ama aklıma Carlos'un gelmesiyle, ona bir not yazarak yatağa bıraktım.

Vakit kaybetmeden şömineye ilerledim, içine girdiğim gibi kendimi tanrı(ça)ların arasında bulmam bir oldu. Konseye gelmiştim.

"Hoşgeldin cehennemin kızı." Gözlerim Zeus'a gitti. Baş köşede bir lider edasıyla oturuyordu.

"Hoşbuldum, tanrı Zeus." Gözleri kısıldı.

"Buraya ne için çağırıldığını biliyorsundur diye düşünüyorum, tanrıça." Onaylarcasına başımı salladım.

"Güzel, bir savaş açtın Noria ve bu savaşı durdurup tanrıça Afrodit'den özür dilemeni istiyorum." Gözlerimi öfkeyle kapattım.

"Bu söylediğinizin oluru yok, ben bir şey yapıyorsam her daim haklıyımdır ve asla özür dileyeceğim bir şey yapmam." Diye sarsılmaz bir sesle konuştum.

"Baban gibi kibirlisin Noria, ama asla onun durumundan feyz almıyorsun. Burnu kaf dağında olan baban, şimdi yerin dibinde, biraz örnek almanı tavsiye ederim." Demesiyle babam öfkeyle belindeki kılıcı çıkartıp yere sapladı.

"Burada kızımın geleceğini konuşmak üzere toplandık Zeus. Beni aşağılamak üzere değil!" Tabiri caizce, kükremişti.

"Siz ne bana, nede Lord hades'e hakaret edebilecek konumda değilsiniz. Küçük gördüğünüz o yeraltı, hepinizi yutup yok edebilecek kadar büyük." Babam gururla bakışlarını bana çevirdi.

"Haddini aşma Noria! Kimin karşısında olduğunu unutuyorsun." Yüzümde hafif bir tebessüm belirdi.

"Asıl siz tanrı Zeus, asıl siz kimin karşısında olduğunuzu unutuyorsunuz. Ben öyle istediğiniz gibi hakaret edebileceğiniz, yahut meydan okuyabileceğiniz bir kadın değilim. Şahsımda milletimi temsil ederim ve eğer istersem her birinizi o yeraltına gömerim." Diye fısıldadım.

"Sen kendini ne zannediyorsun!"

Kulaklarımı sikercesine bağırmıştı. Yüzümü buruşturdum.

"Belki bu yapacağım sizi kim olduğuma ikna etmem konusunda yardımcı olur."

Geriye doğru bir adım attım, belimdeki hançeri çıkartarak elime büyükçe bir kesik açtım. Elimden akan kan yere damlıyordu, yani Olimpus topraklarına.

"Yeraltının kadim ruhları, doğa ana; size sesleniyorum. Sesimi duyun ve bana yapılan bu hakarete sessiz kalmayın!" Yer yarılmış siyah dumanlar etrafımda dolaşıyordu. Bir yandan da sarmaşıklar tanrı Zeus'un tahtına dolanıyordu.

"Ben Tanrıça Noria, bugünden itibaren Olimpus topraklarını lanetliyorum ve tüm bereketimi bu halktan çekiyorum. Tanrı Zeus benden af dileyene dek bu lanetin burada hüküm sürmesini emrediyorum."
Herkes şaşkınlık içerisindeydi. Özelliklede Zeus.

CANAVARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin