6|

42 5 2
                                    


...

Başımda bir takım sesler duyuyordum ve bunlar yüksek seslerdi.

Yeterince başım ağrıyordu zaten, bir de bunların seslerini dinleyemezdim.

"Kesin şu sesinizi!" Diye bağırmamla sesler susmuştu. Seslerin kesilmesiyle, bende rahat bir nefes alarak gözlerimi açtım.

Sonya ve kim olduğunu bilmediğim 4 adam vardı odada. Adamları tanımıyordum.

Kaşlarımı çatarak yataktan doğruldum. Benim doğrulmamla sonya bana ilerlemişti ama elimi havaya kaldırarak onu durdurdum.

Yaralarım iyileşmişti. Bunda kurt olmamında büyük bir etkisi vardı tabi.

Ayakta durarak odadakilere kapıyı işaret ettim. Onların çıkmasıyla aynaya yönelerek, gözlerimin renginde mavi bir elbise giydim. Makyajımı bitirince, kapıya ilerleyerek dışarı çıktım.

Kapının önünde siveryusu görmemle kaşlarım havaya kalktı.
Benim çıktığımı görünce eğilerek selam verdi.

"Geçmiş olsun efendim."
Buna gülümsemek ile yetindim.

Carlos yoktu. Beni bu hale getiren o olmasına rağmen ortalıkta görünmüyordu.

Bir anda gerilen sinirlerim ile sonyanın kokusuna doğru ilerledim. Odası nerde bilmiyordum ve tek çare kokusu ile hareket etmek oluyordu.

Biraz ilerledikten sonra, bir kapının önünde durdum. İçeriden sonyanın kokusu geliyordu. Başka bir koku daha vardı, Carlos.. oda buradaydı.

Benim yanıma gelmeye tenezzül dahi etmemişti. Bu kırıcıydı.

Bunları boşvererek kokumu ve varlığımı gizleyen bir büyü yaptım ardından içeriyi dinlemeye başladım;

"Abi neden kızın yanına gitmedin?" Demişti sonya.

"Yüzüne nasıl bakacağım sonya? Benim yüzümden bu halde. Sırf benim elimden bir kaza çıkmasın, başımı belaya sokmayayım diye geldi bunlar başına."

Demesiyle içim sızladı. Kendini suçlaması hoşuma gitmemişti.

Kapıyı açarak içeri daldım. Dalmadan önce büyüyü kaldırmayı da unutmadım tabi.

İçeri girmemle elinde viski ile koltukta oturan bir Carlos beklemiyordum.

"Sonya, dışarı!" Diye emreden bir sesle konuştum. Sonyada anında dışarıya çıkarak kapıyı kapattı.

Adımlayarak Carlosun karşısındaki koltuğa oturdum.

Arkama yaslanarak bakışlarımı gözlerine çevirdim ama o bana bakmıyordu.

Sinirlenerek ayağı kalktım ve iki bacağımı açarak kucağına oturdum.

"Carlos.. Bana bak."
Bakmamıştı. Elimi çenesine atarak kendime çevirdim kafasını.

Göz göze gelmemizle gülümsedim. Bakışları gülüşüme gitti.

"Neden gelmedin yanıma?" Diye konuştum ağlamaklı bir sesle. Gerçekten kırılmıştım.

Yutkundu, bakışlarım adem elmasına kaydı. Sonra yeniden gözlerimi gözlerine çıkardım.

"Özür dilerim" diye mırıldandı. "Seni ne hale getirdim. Sense beni durdurabilecek olmana rağmen, sırf canımı yakmamak için güçlerini bile kullanmadın. Sana daha büyük bir zarar verebilirdim."

Böyle konuşarak yanlızca beni daha çok üzüyordu.
Sinirle gözlerimi kapattım.

"Carlos, böyle konuşarak beni yanlızca daha fazla üzüyorsun. Bu senin hatan değildi, sinirliydin ve kendine hakim olamadın." Diye sinirle konuşmuştum.

CANAVARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin