Burcu kendi dünyasında yaşayan genç bir kızdı.Bir gün annesinin ısrarı üzerine küçük bir köyde yaşayan teyzesinin yanına gittiğinde evlerinin bodrumunda bir kuyu keşfeder.Bu kuyuyla arasında bir bağ oluştuğuna inanır.Çevresine bakınırken birden bayı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir kuyu var.Bu kuyunun içinde ne olduğunu çözemiyorum.Burası çok karanlık ve soğuk.Elimde ışığı sönmek üzere olan bir fener var.Ve bir anda gözlerim kapanıyor...
-Burcu? Burcu canım uyanma vaktin geldi.Daha hazırlanıp yola çıkacağız.
AH yine rüya.Ne berbat bir rüyaydı.Üstelik o rüyadan hiç uyanamayacakmışım gibiydi.
**************************************
O gün her zamanki gibi annem sayesinde rüyalarımdan kurtarılmıştım.Bu aralar rüyalarım daha da sıklaşmış üstelik daha gerçekçi gelmeye başlamıştı.Rüyalarımda annemi, kız kardeşlerimi acılar içinde görüyordum.Ve bununla ilgili doktora gitmeme rağmen rüyalarım daha da artmaya başlamıştı.Annem ve iki kız kardeşimle sıradan bir hayat yaşıyorduk.Babam 4 yıl önce yakalandığı hastalık yüzünden vefat etmişti.Ben ise babamın hastalığından sonra kendimi feda ederek okuldan ayrılıp çalışmaya başlamıştım.O kadar rüya görmeme rağmen babacığımı bir kere bile olsa rüyalarıma gelmemesi beni üzüyordu.Ben babama ne kadar düşkün isem kız kardeşlerimde bir o kadar anneme düşkündü.Onlar bana göre daha hayattan zevk almasını bilenlerdendi.Naz ve İpek.Okuldan ayrılınca onları okutmak görevi bana kalmıştı.Belki de onlar gezerek hayattan zevk alıyorlarken ben hep tam tersine çalışıyordum.
Yataktan hiç kalkmak istemesem de burnuma annemin yaptıgı nefis kurabiyelerin kokusu gelmişti.Ufak şeylerden mutlu olmayı becerebiliyordum.Büyük bir hızla kalktım elimi yüzümü yıkadım ve sonra kahvaltıya indim.İkiz kız kardeşlerim çoktan uyanmış magazin dergilerini karıştırıyorlardı.Anneme yardım etmem gerektiğini düşündüm ve mutfağa doğru yöneldim.Tam o sırada başım döndü ve yere düştüm.Kızlar bağırarak yanıma geldi.En son hatırladığım şey buydu.Kendime geldiğimde hastane odasındaydım.Kolumda ve göğsümde kablolar vardı.Çevreme bakındım ve kimse yoktu.Sonradan yanıma annem geldi.
-Burcu kızım iyi misin?Çok korktum sana bir şey olacak diye.
-Anne ben iyiyim.Ama ne olduğunu anlamadım.Bir anda gözlerim karardı.
-Canım bir sorun yok.Tansiyonun normal.Doktor yorgunluktan olabileceğini söyledi.Belki de kendine çok sıkıntı yapıyorsundur.Güzel kızım bence bu aralar iznini kullanmalısın ve bizimle birlikte Asrın teyzenin yanına gelmelisin.Sonuçta kuzenin evleniyor.
-Anne istemiyorum.Düğünler...o kalabalık beni ne kadar sıkıyor biliyorsun.Burada kalıp çalışırsam daha rahat edeceğim.
-Burcu burada yalnız kalmanı istemiyorum.Senden rica etmiyorum bizimle geleceksin.Taşova sana iyi gelecek.
Taşova..Asrın teyzemin yaşadığı küçük köy.Asrın teyzem annemin üvey kız kardeşi. Dedemlerin zamanında çocukları olmayınca teyzemi evlatlık almışlar.Ama sonradan olan çocuklarından hiç ayırmamışlar.Teyzem gerçek ailesini bulmak istemiş.Bulduğunda ailesinin bir trafik kazasında öldüğünü öğrenmiş.Ve ailesinden Taşovadaki ev kalmış.Taşova bizim yaşadığımız yere 10 saat kadar uzaklıktaydı.Bu yüzden annemler çok sık gidemiyordu.Beş yıl öncesine kadar ben her yaz gidiyordum.Ve şimdi aradan o kadar zaman geçtikten sonra tekrar Taşova ya doğru yol alacaktık.
Hastaneden o gün içerisinde çıktım.Eve gidip patronumu aradım ve beş günlüğüne izin alıp alamayacağımı sordum.Telefonun başında bir yandan izin vermesin diye dua ederken annem çoktan arayıp benim yerime izin aldığını öğrendim.Hiçbir şekilde artık kaçış yoktu.Oraya gidecektim.Evimizden ayrılırken içimde çok tuhaf bir duygu vardı.Kızlara baktığımda onlar gayet neşeliydi ve saçlarını nasıl yaptırmaları gerektiğini konuşuyorlardı.Ben ise arkamı dönmüş evime hüzünle bakıyordum.
Düğünden iki gün önce Taşova ya gelmiştik.Kızlar hemen Duygunun yanına gidip her ayrıntıyı öğrenmeye başlamıştı bile.Ben ise daha sakin kalıp etrafa bakınıyordum.
-Burası hiç değişmemiş teyze.Sadece havası daha da sıcak.
-Hiç değişmiyor canım.Sadece biz biraz yaşlandık.Nasılsın güzel kızım? Annen bana bir şeyler anlattı.
-İyiyim teyze.Küçük bir rahatsızlık yaşadım ve şimdi buradayım.Burası bana iyi gelecek.
Hiç inanmasam da..
-Tabi ki gelecek.Haydi bakalım o zaman eşyalarınız arabada kalsın enişteniz getirir.Sizde içeriye geçin yol yorgunusunuz.
Orhan eniştem.. o kadar iyi bir insandı ki...Her buraya geldiğimde bizi gezdirir bize hediyeler alırdı.Bu sefer onu biraz stresli ve tuhaf görmüştüm.Ama sonuçta kızı evleniyordu.Ve böyle tepkiler göstermesi normaldir diye düşündüm.
-Enişte sana yardım edeyim istersen biraz ağırlar.
-Burcu sen içeri gir ben taşırım.
Sesi çok net ve sertti.Sadece elimdeki çantayı alıp içeriye doğru geçerken arkamdan seslendi
-Bu arada Burcu bazen bende karanlık rüyalar görüyorum.Hepsi geçecektir yakında. Bir daha ki rüyanda belki daha güzel şeyler görürsün..
-Enişte sen..bunları ner..
-Burcu!!! kızım nerdesin.
-Geliyorum anne.
-İçeri de görüşürüz burcu.
Rüyalar görüyorum evet ama hiç bir zaman ne gördüğümü kimseye anlatmıyordum.Bir zamanlar bir kişi hariç.Peki eniştem nasıl oluyor da rüyalarımı biliyordu.Ve gerçekten tuhaf davranıyordu.?
Böyle bir başlangıç yapmak istedim şimdilik.Yorumlarınızı bekliyorum..