☆☆☆
Merhabalaaaarrrr
Hoşgeldinizzz
Bölüm sonunda konuşalım şimdi hiç bekletmeden bölüme geçin
Ağlamama ramak kala yazdiğim bir bölüm
Garip hissediyorum umarım beğenirsiniz
💝💝💝
☆☆☆
Iseul masaların arasında dolanırken aslında bu partiye gelme fikrinin ne kadar da saçma ve iğrenç olduğunu farketmişti.
Hayatı boyunca bu sinir bozucu kadroyu daha ne kadar birlikte görebilirdi ki belki.
Sadece lavaboya giderken kolundan tutulup durdurulmasıyla başını çevirdi.
"Ooo bakıyorumda Iseul'ümüz büyümüş partilere gelirmiş. Ne o kim için süslendin bölyle?"
Helen alaylı alaylı konuşarak tüm dengesini bozmuştu Iseul'ün.
Beomgyu da kızın yanında öylece dikilerek küçükser bakışlarını Iseul'de gezdiriyordu.
"Benden yediğin dayak yetmedi herhalde yenisi için geldin öyle mi?"
Eliyle kızın yüzündeki kaküllerini iterek "Hıhım. Hazır senin yarık kafan da iyileştiğine göre. Bence yeni bi güreçe tutuşabiliriz." demişti Helen.
Iseul sinirle başındaki eli ittirmiş tam Helen'e doğru hamle yapıcakken Beomgyu tarafından durdurulmuştu.
Ne saçma gün ama.
"Haklısın Helen tek başına kendini kollayamıyor anlaşılan. Yanında ne işe yaradığın da belli oldu."
Geri çekilip Beomgu'yu ittirmişti bu sefer. Ona dokunması iğrenç hissetmesini sağlıyordu.
Bunca şeyin başını ağırtmaya başlamasıyla gözlerini devirdi Iseul.
"Ah sanırım onunkiler yine konuşmaya başlayacak."
Bakışlarını Helen'e çevirdiğinde kızın yüzündeki keyifli gülümsemeyle karşılaşmıştı.
Belki de tek istediği o kızın tekrar gülememesiydi.
Iseul gitmek istiyordu şuan. En azından bu tayfadan uzağa. Tam hamle yapmışken Helen kızın bir elini tutup havaya kaldırmıştı.
"Heyy millet. Bakın size birini tanıtayım."
Her ne kadar elini çekmeye çalışsa da Helen'in boyu ondan daha uzundı ve bu kolunun ağırmasına neden oluyordu.
Burda onunla kavga etmek istememişti başta. Ama şimdi Helen sınırlarını zorluyordu.
Gözlerini yumdu sıkıca. En azından etrafındaki sesleri duymamaya çalışıyordu.