Zemheri... Kışın en şiddetli zamanı demekti... Ve Berk bunu yüreğinin her zerresinde yaşıyordu şimdi. Ambulans geldiğinde olayların gerçekliğiyle yeni yüzleşmişti. Çevreden birisi onu sevgilisinin peşinden hastaneye getirmişti. Berk hastanenin önünde hızlıca inip koştu Aybike'sine... İlk müdahalelerin ardından hemen ameliyata alınmıştı. Berk ameliyathanenin önünde durunca ellerine baktı. Kıpkırmızıydı her yeri... Aybike sevmezdi ki kanı hiç... Korkardı. Elleri panikle titremeye başladığında bulduğu ilk boşluğa bıraktı bedenini. Otururken ellerindeki kana bakıyordu sadece. Ağlamıyordu, öylece elini izliyordu. Korkuyordu. Çok korkuyordu. Ona en iyi gelecek şeyi yapmak istedi. Telefonunu aldı hemen.
Aybike ona her zaman ne yapması gerektiğini söyler ona iyi gelirdi. Rehberde onun numarasını buldu hızlıca. Aradı. Kısa süre sonra telefonun sesini duyduğunda sakince baktı diğer elindeki telefona. Sanki o an yeni fark ediyordu her şeyi... Sakince telefona ve elindeki kanlara baktı. Ameliyathaneye baktığında nefessiz kaldı. İşte o an kendini tutamadı. Hayatında hiç ağlamadığı kadar ağlamaya başladı. Onun hıçkıra hıçkıra ağlamasını duyan hemşireler gelmişti yanına. Sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Ama Berk duymuyordu kimseyi... En sonunda sakinleştirici yapmak zorunda kaldılar. Başka türlü olmayacaktı çünkü. Berk sakinleşecek gibi değildi.
Berk epey bitkin olduğundan bir şekilde yakın çevresine ulaşıp aramışlardı. Berk'in anne ve babası, Aybike'nin abisi Oğulcan ve yakın arkadaşları Doruk hemen hastaneye gelmişlerdi. Berk sakinleştiricinin de etkisiyle ruh gibi duruyordu. Gelen gidenin çok farkında sayılmazdı. Babası bir köşede oturup bekliyordu. Torunu ve gelini için üzgündü. Ama güçlü duruyordu. Annesi ise ağlıyordu geldiğinden bu yana... Doruk yanına gelip omzunu tuttuğunda ona bakmıştı. "Hadi gel elini yüzünü yıkayalım toparlan biraz." Berk başını iki yana salladı. "Elimi tuttu o benim... Ya o... Yok Doruk. Benimle kalması lazım." Doruk derin bir nefes verip oturdu arkadaşının yanına.
"Aybike çok güçlü birisi. Oo ne fırtınalar estirdi unuttun mu? Gitmeyecek bir yere. O da çocuğunuz da sağlıklı olacak. Şimdi böyle olmaz. Bak her yerin kan olmuş. Aybike kan sevmez ki sarılamaz sonra sana..." Berk başını iki yana salladı. "Yapamam. Şu anda Aybike'ye ait olan tek şey bu." Berk onu kaybetmekten korkuyordu. Ve ona ait her şeyi... Berk bunun bir kabus olması için dua ediyordu. Berk, Aybike'nin kollarında uyanmayı bekliyordu. Onlar iyi insanlardı, neden bu acıyı yaşamak zorunda kalmışlardı? "Küçük bir kedi gördü Doruk. Çok korktu. Ona araba çarpar dedi... Bebeğim..." Berk devam edemedi sözlerine yeniden hıçkıra hıçkıra ağlıyordu işte... Saatler acımasızca ilerliyordu. Her saniye Berk için bir ömür gibi yavaş geçiyordu.
Annesi, babası, Doruk hepsi ona teselli vermeye çalışıyordu. Oğulcan bir köşede tek başına oturuyordu. Geldiğinden bu yana kimseyle konuşmamıştı. Normalde çok konuştuğundan şikayet ederdi Aybike. Bebeğim doğduğunda seni eve almayacağım çok konuşarak uykusunu kaçırırsın diyordu sürekli... Ama Oğulcan şimdi tek kelime etmemişti. Berk ile ikisi göz göze geldiğinde ikisi de birbirlerine güç verecek şekilde gülümsediler. Oysa ikisi de çok korkuyordu. Berk onun yanına gittiğinde ikisi de sımsıkı sarılmıştı. "Berk... Benim bu dünyada ondan başka kimsem yok... Korursun onu, değil mi?" Oğulcan yalvarırcasına Berk'e bakarken ameliyathanenin kapısı açılmıştı.
Yorgun ve bitkin gözüküyordu doktor. Hemen yanına gittiler. "Aybike... Aybike, benim eşim o... İyi mi?" Adam kimsenin gözüne bakamıyordu. "Epey sert bir darbe almış. Çok kanaması vardı... Elimizden gelen her şeyi denedik..." "Aybike iyi... Bebeğimiz de ona sımsıkı sarıldı. İyiler... Değil mi?" Berk tedirgindi. Bu adam neden bu kadar yavaş konuşuyordu ki sanki? "Ameliyat henüz bitmedi..." "Ni-niye devam etmiyorsunuz ki? Aybike korkar öyle, yok durmayın o korkar. Biz bir an önce sarılalım. Hem bebek de korkar." Doruk destek olmak için Berk'in omzunu sıkmıştı. Herkes doktoru dinliyordu yeniden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı Kızılı
FanficSevdiğin için neleri göze alabilirsin? İdealist bir avukat olan Aybike ve psikolog eşi Berk doğacak bebekleri için yeni bir hayata adım atmak isterler. Peki dünya onların bu adımı atmalarına izin verecek midir?