Berk duyduğu isimle birlikte uzun bir süre sessiz kaldı. Gözü istemsizce Aybike'sine kaydı. Anlaşıldıysa, birisi gördüyse onsuz kalacaktı. Gerginlikten terlemişti adeta. Aybike elini sıktığında ona baktı. "Bir sorun mu var? Berk bir süredir işiyle çok ilgilenemedi... benim yüzümden." Aybike'nin titreyen sesiyle birlikte Berk toparladı kendini. "Güzelim... Sorun yok, hadi asma o güzel yüzünü." Ardından Sarp'ın sesiyle ona baktı. "İfade için karakola götürmemiz gerekiyor seni. Gökhan Ayb..." Berk hızlıca araya girdi. Aybike bu olaya en ufak bile dahil olsun istemiyordu. "İzninizle hemen üzerimi değiştirip geliyorum." Sarp onayladığında kapıyı kapatıp odaya ilerledi.
Berk kıyafet seçerken Aybike de gergince bakıyordu. "Güzel bir kahvaltı yapıyorsun bir tanem... İlaçlarını ihmal etmek yok. Pencerede beklemek hiç yok, soğukta hemen hasta olursun. Ve geç gelecek olursam her öğünü dikkatle yiyorsun. Kendini de asla yorma..." Kıyafetini ayarlayıp yatağın üzerine bıraktı ve Aybike'sine sıcacık gülümsedi. "Ben de geleyim mi?" "Aşkım... Yeni ameliyat oldun. Bu senin için tehlikeli." "Berk... Avukata ihtiyacın olursa?" Berk dizlerinin üzerine çöküp yataklarına oturan Aybike ile göz teması kurdu. "Ben suçlu değilim ki meleğim. Olayı da bilmiyoruz. Öğreneyim ifademi vereyim geleyim."
"Ama avukat gerekirse..." "Şehrin hatta ülkenin hatta dünyanın en iyi, en güzel ve en özel avukatınızı arayacağım. Senden başkasına ihtiyacım yok benim... Ama ben onun sadece doktoruyum." Aybike üzgündü. Berk üzerini değiştirdikten sonra bu üzüntüyü fark edince derin bir nefes verdi ve yanına oturdu. "Sorun ne meleğim?" "Ben dikkatli olamadığım için bebeğimizi kaybettik... Şimdi de benim için ilgilendiğin bir hasta yüzünden karakola gidiyorsun. Berk... Sen de zarar görürsen ben ne yaparım bilmiyorum..." Berk kapıya baktı. Bir an önce gitmesi gerekiyordu. Ama Aybike'yi böyle bırakamazdı.
"Güzelim. Senin hiçbir suçun yok... Ben gelince uzun uzun konuşacağız her şeyi anlatacağım sana." Aybike bu sözler üzerine gerilmişti. Berk onu kendine çekip sımsıkı sarmıştı. Uzun uzun kokusunu içine çekti. Omzuna, boynuna, gamzelerine, gözlerine, alnına, dudaklarına sırasıyla öpücükler bıraktı. Bunu uzun zaman ayrı kalacaklarında yaparlardı hep. "Berk... Neden vedalaşır gibisin..? Korkuyorum." "Korkma... Korkma.. Ben çok seviyorum seni." "Berk?" Berk ayaklandı. Huzursuzdu, ondan ayrı kalmaktan korkuyordu. "Çok beklettim güzelim. Çıkayım artık. Güzelce dinlen, üzme kendini. Hiçbir şey senin suçun değildi..." Berk giderken Aybike'yi soru işaretleriyle bırakmıştı.
...
"Gökhan Çetin... Sizin hastanızmış. Hastanede kalması için gereken raporu siz hazırlamışsınız. Doğru mudur?" Sarp'ın sorusunu başıyla onayladı Berk, sonra sözcüklere döktü. "Evet. Gerekli raporları yaptığımız seanslar sonucunda ben hazırladım." Kısa bir sessizlik oldu. Bu Berk'i germişti. Ama belli etmemeye çabalıyordu. "Hastaneden kaçtığını biliyorsunuzdur." Berk başıyla onayladı. "Maalesef biraz geç haberim oldu... Eşim Aybike kaza yapmadan önce öğrenmiş, benimle paylaşamadı. Yeni öğrendim sayılır." Sarp onayladı. Ve yeni bir soru daha yöneltti. "Aybike'ye çarpan kişinin Gökhan olduğunu da biliyor muydun?" Berk yutkundu. Yalan söylemeyecekti. Çünkü bunun cevabını zaten biliyordu muhtemelen.
"Bir kaç gün önce... Polise görüntüleri veren dükkan sahibinden öğrendim. A-ama Aybike bilmiyor. Onun bilmesini istemiyorum. Bebeğimizi kaybettik biz. Duyarsa kaldıramaz, kendini suçlar..." "Bir an önce bunu onunla konuşsan iyi olur. Çünkü onun da ifadesine ihtiyacımız olabilir. Gökhan beyin cesedini bulduk." Berk Sarp'ın gözlerine baktı gergince. Şaşırmış gibi gözükmeye çalıştı. Sarp ise gözlerine baktı uzun uzun. "Üzülmüş görmüyorum sizi..?" Berk belli belirsiz güldü. "Bebeğimizin katili bir ruh hastası için yas mı tutmalıydım?.." Sarp sustu. Ortam gerilmişti. "Onu en son ne zaman gördün?" "Hastaneye yatırıldığında..." "Sizinle olan görüşmelerine ihtiyacımız olabilir..." "Bilirsiniz ki hastaya ait kayıtları kimseyle paylaşamıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı Kızılı
FanficSevdiğin için neleri göze alabilirsin? İdealist bir avukat olan Aybike ve psikolog eşi Berk doğacak bebekleri için yeni bir hayata adım atmak isterler. Peki dünya onların bu adımı atmalarına izin verecek midir?