6: "Teşekkür Ederim."

60 4 0
                                    

Yazar'dan.

Sam Wilson, Bucky Barnes'ı görmesiyle sırıttı fakat kollarında kanla uzanan kızı fark etmesiyle gözleri şaşkınca açıldı. "Buck, ne oluyor?" Diyerek mırıldandığın da, Barnes onu hızlıca susturarak içeri daldı.

"Kurşun sıyrığı. 3 mm, içeriden geçmiş. Uzak mesafeydi ama muhtemelen silahın menzilinden kaynaklı deriyi parçaladı."

Hızlıca söylediği kelimeler ile öteki adam anlamsızca ona bakamaya devam etti ta ki kıvırcık saçlı bir kadın içeriye dalana kadar.

"Tanrım! Ne oluyor?"

Bucky başını yavaşça kaldırarak "merhaba, Sarah" dedi ardından olayın ciddiyetini farkederek "çok kan kaybetti... Çok zaman kaybettik! Yardım etmen gerek. Ben dokunamam. Ona zarar vermek istemiyorum" diyerek kıza seslendi.

"Sam ilk yardım çantasını getir, Bucky dışarı!"

Barnes 'saçmalama' dercesinden kadına baktığında kadın bir kez daha bağırarak "sana dışarı dedim" dedi.

Bucky, yavaşça dışarıya yürüdü fakat aklı hala kızdaydı. Neden onu yalnız bıraktığı yarım saat içerisinde başına bela almıştı? Neden aptal gibi onu yalnız bırakmıştı? O adamlar kimdi? Ruslarla ne işi olabilirdi? Elbette, ona hesap sorma hakkı yoktu fakat merakına yenik düşeceğini hissetti üstelik dahası adamlardan birisi ona "Hydra'nın göz bebeği" demişti. Hydra'yı tanıyorlardı, onu tanıyorlardı.

'N'olur' diye mırıldandı içinden. 'N'olur, Hydra'ya bulaşmış olma'.

Sam'in dış kapıdan çıkarak yanına gelmesiyle düşünceleri kesildi.

"Anlat, dostum. Ne oluyor?"

"Söylediğini yapıyordum, Sam; yardım ediyordum. Arina, sonuncusuydu. Dedesini öldürmüştüm üstelik tek ailesi oyken! Benim yüzümden bacaklarını kaybetti, gençliğini yetimhanede harcayarak geçirdi. Ona yardım etmem gerekirdi, kırılıp gücenmeye hakkım yoktu. Pişman olup yanına döndüğümde Rus mafyalar tarafından kaçırılıyordu" konuşurken nefes nefese kalıyordu, bir yandan kendine kızıyor bir yandan neler olup bittiğini kavramayı deniyordu. Karşısında ki adamında ondan bir farkı yoktu. Kimse ne olduğunu anlamamıştı.

Siyahi adam gözlerini ona dikerken konuştu.

"Aynı şeyi düşündüğümüzü biliyorum. Buck sadece duymalıyım, söyle bana neyden şüpheleniyorsun?"

"Hydra."

Bucky, başını ellerinin arasına aldı ve düşünmeye çalıştı belkide fazla paranoyaktı fakat kızın Rus mafyalarla ne gibi bir bağlantısı olabilirdi ki! Üstelik kızın yanında bulunduğu zaman diliminde bir anda karşılarına çıkan Ruslar, aklına Hydra'dan başkasını getirmiyordu.  Birisini kurtarmayı denerken onu ölüme götürme fikriyle baş edemiyordu.

Sam, fısıldayarak "sakin olmalısın" diyerek konuştu çünkü Hydra'nın hala bir yerlerde var olması düşüncesi Bucky'yi içten içe delirtiyordu, kendini kaybediyordu üstelik bunun için beyninin tamamen açılmasına gerek bile yoktu; onların varlığını sürdürme fikri gayet yeterliydi.

"O uyandığında onunla konuşman gerek bunu biliyorsun değil mi?" Sam'in tavsiye verici sesi, Barnes'ı rahatlatmak yerine daha çok germişti. İkiside onun konuşmaya çabalamayacak kadar çekingen olduğunu biliyordu.

"Bucky onu takip etmeyeceksin! Sana onlara yardım et dediğimde özel hayatta müdahale et demediğimden oldukça eminim."

Bucky tam Sam'e cevap verecekti ki Sarah dış kapıyı açarak onlara seslendi.

ZEMHERİ | Bucky Barnes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin