1. BÖLÜM

620 11 0
                                    

~

Sabahın 7'sinde okula gitmekten nefret ediyorum. Bu da yetmezmiş gibi sınıfta ki dönüşüm geçiren habeş maymunlarına da katlanmak zorunda kalıyorum.

Evden çıkmış, otobüs durağına doğru yürüyordum. Üstüme lanet olası formalarımı da giymiştim. Göğsümün altına kadar gelen kumral ve dalgalı saçlarımı da açık bırakmıştım.

Caddeye çıkıp yürümeye başladım. Tam dibimden bir motor ara gaz vererek son süratle geçti.

“OHA HAYVAN HERİF, OHA!”

Bu kadar hızlı sürmek zorunda mıydı?

Oha dedim demesine de.. Demez olaydım! Motorun üstündeki iri adam durmuştu. Bana doğru yürümeye başladı.

Götüm üç buçuk atıyordu ama çaktırmıyordum.

İyice yanıma yaklaştıktan sonra kaskını çıkardı. Altında gri bir eşofman, üstünde ise deri bir ceket vardı. Siyah kaskını kafasından çıkardı ve dudaklarını araladı.

“Hayvan herif derken?” dedi bozgunluğa uğraşmış sıfatıyla bana bakarken.

Benim okuduğum tüm kitaplarda, adamlar laflara aldırış etmeden giderdi. Bu da neyin nesiydi şimdi?

Adamın benden bir cevap beklediğini fark ettiğimde aramızda ki mesafeyi kapatarak bir adım attım. Onunla konuşmam için kafamı yukarı kaldırmam gerekiyordu. Uzundu.

“Yavaş sürseydin. Ya burda küçük bir çocuk olsaydı?” dediğimde küçük bir kahkaha patlattı.

Gülecek ne var götüm?

“Sende küçük bir kız değil misin zaten?” Ne münasebet be. 18 yaşında gencecik, cillop gibi kızım ben.

“Ben küçük bir kız değilim. Lise sona gidiyorum.Ayrıca ne fark eder? Her kim olursa olsun yavaş sürmen gerekiyordu.”

Kaşları havalanmıştı. Kömür siyahı saçları anlına dökülmüş arkaya itilmeyi bekliyordu. Karizmasını çizmeyerek hiç ellemiyordu bile.

“Büyüğüne karşı saygılı olmalısın, minik.” Bu adam ciddi miydi? Taş patlasın aramızda 2 yaş vardı. Hadi olsun 3.

Gözlerim kolumdaki akıllı saatime kaydı. Biraz daha oyalanırsam okula geç kalacaktım. Başımı ona doğru kaldırdım ve kaşlarımı çattım.

“Size ayıracak vaktim olmayacak kadar büyüğüm.” deyip gelen otobüse baktım ve gözlerimle orayı işaret ettim.

“Özel arabam bekliyor, iyi günler.”
Bunu demiştim, evet. Hızlıca otobüse bindim. Camdan gördüğümde en son yere düşen atkımı eline alıyordu.

Lanet olsun, rüzgardan düşmüştü.

Nasıl fark etmemiştim düştüğünü? Gitti mis gibi atkım.

🏀🏀🏀

Okula varmıştım. İlk iki dersimiz bedendi. Ama 2 yıldır bizimle olan beden eğitimi öğretmenimiz Fatih Hoca istifa etmişti. Çok sevdiğim bir hocaydı. Neden istifa ettiğini kimse söylemiyordu. Ama son zamanlarda müdürle arası pek iyi değildi diye hatırlıyorum.

Bugün yeni beden hocamız gelecekti. Çoğu kişi kız olduğunu söylese de kesin bir bilgi yoktu.

Hızlıca best kankalarımın yanına gittim. Aslan, Uğur ve Serra benim en yakın arkadaşlarım. Onlarla 5. Sınıftan beri beraberiz.

“Hoşgeldin, fıstığım.” dedi Aslan bir elini omzuma atarak. Ve saçımdan öptü. Aslan ile abi kardeş gibiydik. Hatta abimden daha fazla abi kardeş ilişkisi yaşıyorduk.

Biz gülüşürken sınıf başkanımız olan Dila geldi.

“Hadi sıraya, hoca gelecek birazdan.Sonra bana patlıyor olaylar!” demesiyle göz devirdim. Bu kızdan nefret ediyordum. Çok agresif ve gıcık biri.

Hepimiz sıraya giridiğimizde hep bir avazdan konuşmalar başımı ağrıttı. Aniden herkes sustu. Bu sessizliğin nedenini öğrenmek için başımı kaldırdığımda.. Bugün gördüğüm motorcu herifle gözlerimiz çarpıştı.

Allah'ım, düşündüğüm şey olmasın nolur!!

“Evet çocuklar, ben yeni beden eğitimi öğretmeniniz Okan Saraç.”

HAYIR!

Konuşurken benimle göz teması kuruyordu. Sanırım o da çok şaşırmıştı. Ama ben daha çok şaşırmıştım.

“Şimdi herkes kendini tanıtsın, kızım sen başla.” dedi ve sıranın en başından sona doğru herkes ismini ve soy ismini söyleme başladı. Benim şaşırdığım şey, bu adam öğretmen olabilecek kadar yaşlı gözükmüyordu. Tamam iriydi, ama gençti.

“Evet, sen?” duyduğum ses ile irkildim. Sıra bendeydi.

“Ecre Özüm” dedim gözlerim yere bakarken. Şu an ona bakmaya bir bakımdan utanıyordum. Çünkü öğretmenime ‘hayvan herif’ demiştim..


🏀🏀🏀

İlk dersi işlemiştik ve tenefüsteydik. Biz arkadaşlarımla bankta otururken, motorcu herifin bize doğru geldiğini gördüm.

“Ecre, benimle gel.” dediğinde arkadaşlarıma kaçamak bir bakış attım. Niye çağırıyordu ki şimdi beni?

Onun arkasından yürümeye başladım. Okulun arka bahçesine doğru ilerlemeye devam ediyorduk.

Tövbestağfurullah.

Gerçekten korkmaya başlamıştım.
“Daha ne kadar gideceğiz?” dediğimde duraksadı.

“Burası konuşmak için uygun, minik.” derin bir nefes aldı ve ekledi. “Demek burada okuyorsun.”

“Evet, burada okuyorum. Ne o? Beni okuldan felan mı attıracaksınız?”

Oldukça agresiftim ( haklı olarak. )
O da bunu fark etmiş olacak ki;

“Fazla mı agresifsin sen ya?” diye sordu. “Ne istiyorsunuz?” alfaca kısa ve öz bir soru sormuştum.

“Özür.”

NE? BU ADAM CİDDİ OLAMAZDI!

Ondan özür dileyeceğimi felan mı sanıyordu?

“Nedenmiş o?” dedim gülmeme hakim olamadan.

“Öğretmenine saygısızlık yaptın da ondan, minik.” deyince yine bir kahkaha patlattım. Ben gülünce yüzü düşmüştü.

“O okul dışıydı, bu da okul içi. Hadi eyvallah.” deyip arkama bakmadan yürüdüm.

Bir de yüzsüz gibi benden özür bekliyor. Hadsiz.

🏀🏀🏀

Hikayeyi nasıl buldunuz? Eğer beğendiyseniz lütfen oy verin aşklarımmm 🖤

Okuyup oy vermeyenlerin gece totosunu cin ısırsın aminn 🤠

Beden Hocam | +18 |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin