6

720 82 63
                                    


Jisung açtığı kapının kulpuna sıkı sıkı tutunurken bir yandan da zor da olsa konuşmuştu. "Böyle rahatsız ettiğim için çok özür dilerim profesör kim ama jungkook'a ihtiyacım var. Dersten çıkabilir mi acaba?"

Taehyung hiç anormal bir şey yokmuş gibi sakince jisungu dinlemiş ve ardından bakışlarını bana çevirmişti. Bakışları sorularla doluydu ama bende şuanlık hiçbirinin cevabı yoktu. Kafamı hafifçe yana doğru yatırarak bakışlarımla gitmek istediğimi anlatmaya çalışmıştım. Büyük ihtimalle dışarıdan yalvaran bakışlar görülüyordu ama şu an bu umurumda değildi.

"Çıkabilirsin jungkook." Gitmeme izin verdiğini duyduğumda masanın üstünden sadece telefonumu almış ve sıramdan kalkıp hızlı adımlarla jisunga doğru ilerliyordum. Ama taehyungun masasının önünden geçerken kolumda sıkı bir tutuş hissetmiş ve kafamı kolumu tutan taehyunga çevirmiştim.

Hafifçe kulağıma doğru eğilmiş ve "odamda kitaplığın en alt çekmecesinde ilk yardım çantası var onu al ve şu arkadaşınla en kısa sürede ne yapıyorsan yapıp derse geri gel."

Bir yandan fısıltıyla kulağıma doğru konuşurken bir yandan da elime odasının anahtarını bırakmıştı. "Teşekkür ederim, en kısa sürede geri geleceğim." Demiş ve kolumu bıraktığı gibi jisungun yanına gidip koluna girerek onu sınıftan çıkarmıştım.

Sınıfın kapısını kapattıktan sonra ayakta zor yürüyen jisungun kolunu boynuma geçirmiş, elimi de beline atıp sıkıca tutarak koridordaki oturma yerlerinden birine doğru yürümüştüm. Jisungu bank benzeri oturma yerine oturtturduktan sonra "sen burada bekle ben ilk yardım çantasını alıp geliyorum." Demiştim.

Tam dönmüş yürümeye başlayacakken bileğimi sıkıca tutmuş ve "boşver ilk yardım çantasını telefonunu ver sen bana çok acil."
Bu durumda telefonumu istemesi beni şaşırtmıştı ve hafifçe kaşlarımı çatarak hiçbir şey söylemeden suratına bakmıştım.

"Ne, seni böyle bir adamın dersinden bana pansuman yapman için çıkarmadım herhalde. Beni bu hale getirenler telefonumu da aldı ve benim sevgilimi aramam lazım. Ne bileyim benim de aklıma ilk sen geldin bende kaçıp buraya geldim. Lütfen jungkook telefonunu ver sana her şeyi sonra anlatacağım." Diye hızlı hızlı konuşmuştu. Bu sözlerin üzerine bir şey diyemezdim. Telefonumu cebimden çıkarıp şifresini girdikten sonda jisungun açık avucunun içine bırakmıştım.

"Teşekkür ederim jungkook." Demiş ve hızlıca ezbere bildiği numarayı tuşlayarak telefonu kulağına götürmüştü. Üçüncü çalmada açılan telefonunla,jisung karşıdakinin konuşmasına izin vermeden söze atılmıştı.
"Minho ben jisung, arkadaşımın telefonundan arıyorum." Demiş ve biraz karşıdakinin sözlerini dinledikten sonra tekrar konuşmuştu.

"Neden arkadaşımın telefonundan arıyorum güzel soru, şimdi söyleyeceğim ama korkmak yok. Dayak yedim ve telefonum çalındı o yüzden arkadaşımın telefonundan arıyorum seni. Gelip beni okuldan alabilir misin?"

Jisung tekrar karşıdakinin söylediklerini dinlerken bir yandan da beni kestiğini fark etmiştim. Sevgilisiyle konuşuyordu sonuçta dinlemem doğru değildi.  Bende arkamı dönüp ilk yardım çantasını almak için taehyungun odasına gitmeye karar vermiştim.

...

Çantayı alıp geri döndüğümde jisung bıraktığım yerde öylece oturuyordu. Yanına gidip oturmuş ve çantayı kucağıma alarak açmıştım. Elime birazcık pamuk almış ve önce yaraların kanını temizlemiştim.

Yaralarının kanını temizledikten sonra elime tekrar biraz pamuk almış ve üzerine tentürdiyot döküp yaraların üzerine hafif hafif dokundurmaya başlamıştım. Bu sırada da "daha olayın şokunu atlatamadığın için sana bu konuyla ilgili sorular sorarak seni bunaltmak istemiyorum ama ileride bana da anlatırsan memnun olurum." Demiştim.

TEACHER'S PET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin