9

728 64 43
                                    


Yazdığım en uzun bölüm oldu. Bu yüzden okuyamıyorum yanlışlarım varsa kusura bakmayın.

Keyifli okumalar...

...

Pazar gününün sonunda Taehyung, jungkooku yurda bırakıyordu. Jungkook arabadan inip arabanın içindeki taehyunga el sallamıştı. Taehyungda direksiyondaki elini kaldırıp çocuğa sallamıştı.

Ardından jungkook, Taehyungun arabası gözden kaybolana kadar beklemiş ve sonda o da içeriye girmişti. Odasına girdiği gibi masasında oturmuş ders çalışan jimin yürüyen sandalyesiyle geriye doğru gitmiş ve jungkooka dönmüştü.

"Oooo, jungkook bey teşrif etmişler. Aslında hiç gerek yoktu ya profesörünle yatardın sabahta ordan direk sınıfa geçerdiniz ne güzel." Demişti jimin ama jungkook onun suratına bile bakmadan yatağına doğru yürümüş ve sırt üstü kendini yatağa bırakmıştı.

"Jimin sana bir şey söylemem lazım." Evet jimin bir şeyler söylemişti ama jungkook çocuğun ne dediğini anlayacak durumda değildi. Sadece güzel haberlerini jimine vermek istiyordu.

"Verdin değil mi?" Diye cevaplamıştı jimin çocuğu ve sorusunun ardından yüzünü iki eliyle kapatmıştı ama konuşmaya devam ediyordu. "Ben sana verme demedim mi? İlk buluşmadan verilir mi?"

Jungkook yattığı yerden kalkmadan sadece kafasını kaldırmış ve yüzünü elleriyle kapatan çocuğa bakarak konuşmuştu. "Ne saçmalıyorsun be, vermedim tabii ki. Ama öyle bir şey oldu."

Jimin kocaman açılmış ağzını elleriyle kapatmış ve minik parmaklarını gözlerinden çekmişti. Ardından ellerini ağzından da çekip tekrar konuşmuştu. "O mu verdi yoksa.
Koca profesörü altına mı yatırdın. Yuh sana jungkook."

Jungkook kafasını yatağa tekrar bırakıp derince bir nefes almış ve aldığı nefesi verirken yattığı yerden kalkıp yatağı üzerinde bağdaş kurmuştu. "Jimin kimse kimseye hiçbir şey vermedi sana söylemeye çalıştığım şey sevgili olduğumuzdu."

Jiminin gözleri ve ağzı şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. Dönen sandalyesinde bir kere dönmüş ve aynı yere geri geldiğinde konuşmuştu. "Oha oha, ne ara ne ara, kim dedi nasıl dedi ne zaman dedi anlat anlat anlat."

Jungkook arkadaşının bu komik hallerine gülmüş ve olayları en  başından en ince ayrıntısıyla anlatmaya başlamıştı.

...

Taehyung, jungkooku yurda bırakıp eve dönmüştü. Arabasını otoparka çekip evin kapısına geldiğinde kapısında asılı olan notu görmüştü.

Notu eline alıp etrafına bakınmış kimse olmadığına emin olduğunda kapıyı açıp içeriye girmişti. Notun az çok kimden geldiğini tahmin edebiliyordu. Korktuğu şey yanında jungkooku görmüş olmalarıydı.

İçeri girdiği gibi ışıkları yakıp koltuğa oturmuş ve notu zarfından çıkarmıştı.

"Ben amcan.  Duyduğuma göre adamlarıma çok iyi davranmamışsın. Ama yiğenim olduğun için bu hareketini görmezden geleceğim. En yakın zamanda adamlarım tekrar seni görmeye gelecekler. Bu sefer güzel bir şekilde dinleyip ona göre karar vermeni istiyorum sevgili yiğenim.
İyi akşamlar."

Taehyung okuduğu notu avucu içinde buruşturmuş ve karşısındaki duvara fırlatmıştı. Amcası böyle oyunlar oynamayı çok severdi. Kendi oğlunun Taehyung kadar becerikli olmadığını biliyordu. Bu yüzden taehyungu yanına almak ve işlerini büyütmek istiyordu. Ama taehyungun ölen annesine verdiği bu işlere karışmama sözüne olan sadakatini bilmiyordu.

TEACHER'S PET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin