14

234 21 10
                                    


Jungkook elindeki kandan pantolonuna sürerek kurtulmaya çalışırken bulunduğu koridoru koşarak geçmiş ve koridorun sonundaki kapıyı açarak yerde kanlar içinde yatan bedenle karşı karşıya kalmıştı.

Kalbi göğüs kafesini delercesine çarparken bedeni tir tir titriyordu, korku ve adrenalin bedenini ele geçirmişti ve şuan nasıl yaptığını bile bilmeden yerde yatan ve odanın karanlığı dolayısıyla yüzü gözükmeyen bedene doğru yürüyordu.

Yaklaştıkça netleşen surattaki tanıdıklık kalbini avuçları içine alıp parmaklarıyla deşiyordu. Sevgilisinin suratını tamamen görmesi ve yaklaştıkça kan kokusuna karışan kokusunun burnuna dolmasıyla dizlerinin bağı çözülüp yerde hareketsiz yatan bedenin yanına düşmüştü.

Jungkook kana bulanmış titreyen ellerini sevgilisinin yanaklarına götürmüş ve eli yanağına değdiğinde ölümün soğukluğuyla ellerindeki kanın sıcaklığı birbirine girmişti.

Jungkook kafasını adamın hareketsiz göğsüne yerleştirip hıçkırarak ağlarken az önce geldiği koridordan bi ses yükselmişti.

"Jungkook, sevgilim ben buradayım. Hadi, hadi aç gözlerini güzelim lütfen."

Jungkook duyduklarına bi anlam veremezken kafasını tekrar yerdeki bedene çevirmiş ve orada hiçbir şey olmadığını görmüştü.
Sevgilisinin sözlerini anlamaya ve gözlerini açmaya başladığında uykunun sarhoşluğu da onu rahat bırakmaya başlamıştı.

Ciğerlerini ağzından aldığı derin bi nefesle doldurup gözlerini kocaman açtığında karşısında taehyungu görmüştü. İki üç saniye öylece durduktan sonra nefesiyle birlikte gözyaşlarını da bırakmış ve kollarını karşısındaki adamın boynuna sarmıştı.

Aynı rüyasındaki gibi hıçkırarak ağlarken ellerindeki kan aklına gelmiş ve ellerini adamın omzundan ayırıp yüz hizasında kaldırarak tertemiz olduklarını görmüştü. Derin bi nefes alarak ağlamaya devam ederken Taehyung çocuğa hiçbir şey sormuyor onun yerine sırtını sıvazlayarak saçları arasına öpücükler bırakıyordu.

Biraz sonra jungkookun hıçkırıklarının yerini soluklanmalar almıştı. Bu sırada adama sarılmayı bırakmış ve yanına oturmuştu.
Taehyung bu sırada çocuğun arabadan getirdiği çantasından bi şişe su çıkarmış ve çocuğa vermişti. Jungkook suyu tek dikişte yarıya indirmiş ve adama geri vermişti.
Taehyung şişeyi kapatıp bi kenara bıraktıktan sonra çocuğa dönmüş ve konuşmuştu.

"Biliyorum. Gene kabus gördün ama artık bunları bana da mı anlatsan, belki iyi gelir ha sevgilim. Seni her gece böyle acı çekerken görmeye dayanamıyorum. Lütfen güzelim sadece bir kere dene, birileriyle paylaşmak iyi gelecek İnan bana."

Jungkook kaçırıldığı geceden beri kabussuz bir gece bile geçirmemiş ve inat edip hiçbirini taehyunga anlatmamıştı. Taehyungsa jungkooku o kabuslardan çabucak kurtarabilmek için gecelerce baş ucunda beklemişti.

"Ama üzüleceksin"

Taehyungun içi gitmişti çocuğun bu halde bile kendisini düşünmesine ve kendini tutamayıp çocuğun yüzünü avuçları içine alıp büzüşen dudaklarına uzun bir öpücük bırakmıştı.

Ardından çocuğu tıpkı bir bebek gibi belinden ve diz kapaklarının altından tutarak, bağdaş kurduğu için bacakları ortasında oluşan boşluğa oturtmuştu. Sonra çocuğu "İnan bana sen bunları tek başına yaşarken daha çok üzülüyorum." Diye cevaplamıştı.

"Uzun bir koridordaydım. Ellerim kan olmuştu ve sıcacıktı. Ellerimi pantolonuma silmeye çalıştım ama sanki hiç gitmemiş gibi hissediyordum. Temizlenmemiş gibi hissediyordum. Sonra bir odaya girdim yerde ölmüş birisini yatıyordu. Etrafı kan gölü olmuş ve yüzü gözükmeyen biri...dilim varmıyor anladın değil mi?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TEACHER'S PET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin