Minho yüzüne su çarptıktan sonra lavabodan çıkarken "okulu sikim"
Diye çıkmıştı.
Chan tekrar ve tekrar gülümsemişti minhoya.
Chan gerçektende minho hayatına dahil olduktan sonra unutuğu gülümsemeyi tekrar hatırlamıştı.
Cidden seviyordu minhoyu. Onun çocukca hareketlerini, onun espirilerini, ailesinden görmediği sevgiyi, hatta ona yawşamasını bile seviyor ola bilirdi.Chan yüzünü yıkadıktan sonra aynaya baktı. Şuanda olduğu chana, bundan 2 ay öncesindeki chana hiç benzemiyordu.
Chan kafasını iki yana sallayarak kafasındaki düşüncelerden sıyrılmaya çalıştı. Daha sonrada lavabodan çıktı.
Karşısındaki yorganı kafasına kadar çeken minhoyu gördü ve gidip oda yorganı kaldırmadan üzerine yattı.Bir süre sonra yorganın altındaki şahıs "Chan... hyung...hyung ölüyom" demişti. Chan bunula beraber kalmış ve yorganı minhonun üzerinden çekti minho tekrardan ışığın gözlerine hücum etmesi ile Chan'a
"Yaaa" demişti ağlar bir tonda
"Chris uykum var bak lütfen uyuyim az daha" demişti dudaklarını büzerek."Bebeğim az zamanımız kaldı ama. Hadi arabayla giderken uyursun orda"
Demiş ve minhonun okul formasını astığı dolabından kendisi için bir takım ve minhonun okul kıyafetini çıkardığında.
Gözleri ışıktan dolayı sıkılarak kapatılan bedenin yanına gitti Chan.Minhonun dudağına ufak bir buse kondurdu duktan sonra yanına formasını koymuş ve
"Giyin bebeğim. Sonrada aşağıya gel. Mümkünse hızlı giyin"
Demiş ve odadan cıkmıştı chan, başka bir odaya gidip üzerini giyindikten sonra çıkmış ve mutfağa girmişti. Ardındanda kahvaltılık bir şeyler hazırlamaya başladı.Minho ise kalkmış ve hâlla uyuklayarak üzerini giyinmeye çalışmıştı. Minho ilk başta pantalonunu giyinmiş ve düğmelemişti, ardındanda gömleğini kolarına geçirmiş ve en altaki bir düğmesi ile en üsteki iki düğmesini iliklemeden kravatına uzandı.
Kravatıda boynuna öyle atıktan sonra kapıyı açmış ve merdivenlerden inmişti, mutfağa girer girmez tezgahın önündeki Chan onu baştan aşağıya süzmüş ve kıkırdamıştı.Minho ne olduğunu anlamadan chanın yanına geldiğinde Chan doldurduğu meyve suyu bardağını köşeye bırakmış ve minhoya dönmüştü.
İlk başta hâlla dağınık olan ama yinede çok güzel durmasını engeleyemeyen saçlarını okşadı ve tekrardan öptü minhoyu.Ardındanda "her gün uyanmakta bu kadar zorlukmu çekiyorsun bakım sen" diyerek hafifçe işaret parmağıyla minhonun burnuna vurmuştu.
"Chan bayılsam şuan tutarmısın beni?"
Chan gülümsemiş ve "bayılma yinede belli olmaz" demişti.Chan kafasını iki yana sallayarak minhonun üzerini düzeltmeye başladı. İlk başta en üşteki iki düğmesini iliklemiş ardındanda altaki düğmeyi ilikleyip uçlarını pantalonunun içine soktu.
Minhonun yüzüne baktı 1 saniyelik. gözleri kapalı bir şekilde bekliyordu.Chan kıkırdayıp gömleğinin uçlarını soktuğu pantalonuna bakmıştı minhonun.
"Fermuarını çekseydin bari"
Demiş ve minhonun açık olan pantalonunun fermuarını çekmişti yavaşça.Daha sonrada boynunda atılı duran kravatı aldı ve yavaş haraketlerle minhonun yüzünü inceleyerek bağlamaya başladı. Bağlamayı bitirip kravatı sıkılaştırırken çekti minhoyu kendisine ve öpmeye doyamadığı dudağını bir kez daha öptü.
Bu zamana kadar ilk defa birisine bu kadar değer verdiğini hisseti Chan.
Kardeşinden sonra ilk defa birini sevdiği için, onu korumayı istedi.
Masum bebeğini kimseye vermeye niyeti yoktu. Onu kendisinden almalarına izin vermeyecekti. ilk defa birinin Kendisini sevdiğini hissetmişti
Birdaha bırakırmıyıdı? Sanmıyorum.Sonunda bebeğinin elinden tutu ve hazırladığı masaya doğru götürdü.
Onu oturtuktan sonrada tezgahta kalan meyve suylarını alıp geldi minhosunun yanına. Chan gelip minhonun karşısına oturduğunda açtı minho gözlerini.Bir gülümseme takındı yüzüne
"Ben kahvaltı etmiyorum chanie"
"Olmaz öyle şey bebeğim. Yemelisin hadi"
"Chan yiyemem ki"
"Yersin bebeğim hadi."
Demiş ve önündeki tabağı işaret etmişti.
Minho tabağında ki zeytinler ile bakışlarak 3 dakika geçirmişti en az.Chan tekrardan iç çekip minhoya döndü ve
"Bebeğim dene,biraz ye" chanın konusması ile minho eline çatalı aldı.
Yavaşca 1-2 şey yedikten sonra chanın doldurduğu meyve suyunu almış ve sandalyesini hafif geriye ittirmişti, daha fazla yiyemem der gibi. Meyve suyunu yudumlarken konuştu."Şimdi yemeğini ye kravatını bağla gidelim şu nağlet yere. Bende seni izliycem" demişti pis pis sırıtırken.
"İzle bakalım." Demiş ve minhoya bakarak yemeğini yemeye devam etmişti.
Chan yemek yerken minhonun aklına saçlarını yapmadığı geldi.Bu halde okula gidemzdi ya.
Bir anda ayağa kalktı ve çok az içinde meyve suyu kalan bardağı masaya bıraktı.
Chan minhonun bir anda ayağa kalkmasıyla kaşlarını çatarak minhoya
"Ne oldu?" Dedi.Bir günde 2 bölüm.
Kendimi tanıyamıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minchan/
Romanceokula yeni gelen matematik öğretmeni Christopher bangchan, ve okulun en tembel aynı zamanda da en çapkın öğrencisi Lee minho. 🐺🐈✔️