²

194 18 25
                                    

✶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



yaşadığım küçük kasabanın en büyük delisi ilan ettim kendimi.bir ismi günde yüz elli yedi kere zikrettiğimden.onu bulma fırsatı avuçlarımın içindeydi şimdi.öğrendiğim tek şey ismi değildi,yaşadığı yeride biliyordum.benim eşsiz sanat eserim,ablanın komşusunun oğluymuş meğer.kolay kolay yolumun düşmediği,nadiren önünden geçtiğim apartmandaymış cennet,bunu yeni öğrenmem benim için komik.bir anda belirsem ya o kapının önünde? aklımdan kaç kere geçmiş ,onu saymadım.ama bu senaryoda beni deli ilan eden sadece ben olmam.yıllarımı sanata adamışken,sanatın en kıymetli parçasının gözünde bu tarz bir deli olamam ben.

kağıtlarım tükenecek diye korktum artık.tuvaller bana küstüğünde bende onlara küstüm.karakalem olacaktı bu çalışmam.elbette,eninde sonunda istediğim gibi olacaktı,inatçıyım.
ve olduğunda,ben onu kağıdıma yansıtmayı başardığımda,onun ellerinde görmek istiyordum kendi resmini.bu hem beni daha az deli yapardı,hemde onun gözlerime bahşettiği güzelliğin karşılığı bir armağan olurdu.tek planımdı bu,masamın başında çizerek geçirdiğim saatlerimin tek sebebiydi.denize aitti o,güneşe ve belki doğaya.ama bir kağıda yansıtmalıydım ben onu,başka şansım yoktu ki.
elimde yirmi beşi aşkın çizimim vardı onu içeren,yırtıp atmaya kıyamadım beğenmediklerimi bile.isyan ettim çokça.ah dedim karşımda olsaydın,belki daha kolay olurdu bu güzelliğini kağıda dökmek.bu mânâsızdı elbet,aklımdaki tek fotoğrafı,tek çaremdi.

yaşamanın ölüm kadar çabuk olduğu bu dünyada tek bir arzu vardı içimde artık.aptal bir aşığa dönüştüm.ona olan hayranlığımla çizdim,uğraştım,yine ve yine beğenmedim,insanlığıma sövdüm.
yıldızları sayarken buluyorum kendimi sonra.evrenin en güzel nimetini,ondan istiyorum.ilhamımı gökyüzünün en güzel aksesuarından bekliyorum,yıldızlardan medet umuyorum.kalem tekrar elimdeyken artık kağıtta izini bırakan her bir çizgi daha doğru hissettiriyor.yıldızların güzelliğini çalıyorum,onun güzelliğini yaratmaya çalışırken.bittiğinde biraz uzaklaştırdım gözlerimden,uzaktan inceledim çalışmamı.bir tanrı değilsem eğer,bu güzelliği tekrar yaratmamın imkansız olduğuna ikna oldum.ama elimde tuttuğum kağıt,bence ona en yakın olabilecek şeydi.çizdiğim her şey arasında,en güzelini,en kıymetlisini parmak uçlarımda tutuyordum tam şuan.eşsiz bir andı benim için.ona lâyık olduğuna kendimi ikna etmem hâlâ zordu,ama özlemim artık bana işkence eder gibi.dayanamam artık,bu resim onun ellerinde olacak. ve ben,onu tekrar tekrar çizmek için daha çok vakte sahip olmayı umuyordum,onun da isteğiyle.

tekrar tekrar inceledim o resmi,en ince ayrıntısına kadar.küçük düzeltmeler yaptım,orayla burayla oynadım.en sert uçlu kalemimi alıp beninin üstünden tekrar geçtim.en önemli,en güzel detayıydı benim için.içimdeki yarım memnuniyetle en sağ altada ismimi yazdım.ismimi ilk öğrenişinin;benim aciz dudaklarımdan değil,beni benden iyi yansıtan kalemimden olmasını istedim.
yıldızlara hoşçakal dediğimde gözlerim ağırlaştı.sabahın daha çabuk gelmesi isteğimle savaşmadım,kendimi uykuya teslim ettim.

artık kesindi,kasabanın en büyük delisiydim.sabahın yedisinde,onu tanımayan bir adamın evinin önünde dikilmiş bir zırdeli.elimde tuttuğum çizime bakamadım tekrar.hızla atan kalbim durduğum yerde yoruyordu beni. ne zaman evden çıkacağını,çıkıp çıkmayacağını bile bilmiyordum.ama gerekirse akşama kadar dikilirdim.onu göremezsem,yarın tekrar geri gelmek üzere.
apartmanın kapısının hemen yanında aldım yerimi,sırtımı duvara verdim.ben öylece dikilirken saatler geçti,tek bir an kendime sen ne yapıyorsun diye sormadım.garipsemedim.yapmam gereken şeyi yaptığımdan her şeyden daha çok emindim.

kolumdaki saate baktım,akrep dokuzda.kafamı geri kaldırdım,o orda.
apartmanından çıktı,yavaşça yürümeye başladı.beni görmemesi kalbime ufak bir acı sapladı ama sonuçta beni tanımıyordu,bunu kendime yedirmeliydim.o yürümeye başladığında,ayaklarım kontrolüm dışında ona doğru gitti."pardon." dedim en nazik sesimle.narin birine narin davranmam gerektiğini hisseder gibi.arkasını döndü sesimi duymasıyla.
bana bir kötülük yaptı,gözlerini benimkilerle buluşturdu.nutkum tutuldu,dilim düğümlendi.kalbimin bu kadar hızlı kan pompalayabildiğini keşfettiğim andı o an.meraklı gözleriyle baktı bana.hiçte sert değildi,olabilecek en tatlı surat ve mimiklerdi bunlar.benim karşısında tam bir aptal gibi dikilmem ise bakışlarını biraz değiştirdi.merakla bakan gözleri biraz kısıldı,yüzümün ona tanıdık gelip gelmediğini düşündü kanımca.konuşmam gerektiğini iliklerime kadar hissettim,kendimi buna zorladım.ama olmadı,ona tek bir kelime etmeye bile kıyamadım.elimdeki resmi uzattım ona sadece. elleri kavradı resmimi.portresini görmesiyle kocaman bir gülümseme yer edindi suratında.

derin bir nefes alabildim.gülüşünün hayat veren özelliğinin yanında,beni bir deli ilan etmemişti.iyi haberdi bu.gülen gözleri benimkilere dikildiğinde bende gülümsedim,bakışlarım minnet içeriyordu.ben onun resmimi inceleyen yüzüne dalmışken,bana sesini duymayı bahşetti.

"teşekkür ederim beyefendi."

ben yine bir gülümsemeyle cevap verdim teşekkürüne.sonra kağıdı tek eline alıp,diğer elini tokalaşmak üzere bana uzattı.

"Arif ben."

o an ,ismini ilk kez ondan duymuş olmayı dilemedim desem,bu bir yalan olurdu.elini sıktığımda benden karşılık beklemedi. ne yapmaya çalıştığımı zaten biliyormuş gibi,tekrar kağıda baktı,gözlerini en köşeye kaydırdı.

"ve sizde,Cenan.değil mi?"

gülümsemesini hiç bozmadan konuştu.ismimin en güzel telafuzuydu bu.bu zamana kadar ismimi kullanmış herkesin ayıbıydı."evet." dedim bende gülümseyerek ve bir açıklamayı hakettiğini düşündüm.

"o gün,atölyede gördüm sizi.bir kere çizdikten sonra,devamını getirmek istedim."

"ah,tahmin ettiğim gibi." dedi gülerek ve merakla beni dinlemeye devam etti.onun meraklı gözleri,tatlı mimikleri beni daha çok konuşmaya teşvik ediyordu.

"kendimi bildim bileli sanatla uğraşırım.açık konuşmak gerekirse,benim için harika bir ilham kaynağı oldunuz."

cümlelerim peşpeşe geliyor,heyecandan bayılacakmış gibi hissederken normal,neşeli tavrımı korumaya çalışıyordum.onun dudaklarından dökülen "gerçekten mi? ben kendimi ilham verici bulmazdım." cümlesi benim için anlamsızdı.belli ki şaka yapar gibiydi ama şakası bile anlamsızdı.ona aksini ispatlamayı istedim,aniden.

"yanılıyorsunuz.güzelliğiniz oldukça ilham verici."

en öpülesi yanaklar al al oldu.utandırdım onu."teşekkür ederim,çok kibarsınız." dedi eli ensesine giderken.bu tanışmanın burda bitmesini istemediğim aşikardı.tam zamanı dedim kendime,o uçarı soruyu sordum,telefon numarasını istedim ondan.
hiç tereddüte düşmedi,şuan karşısında ki adamın dünyanın en mutlusu olduğunu bilmiyordu.telefonumu ona verdiğimde hızlıca tuşladı numarasını.daha sonra işe gitmesi gerektiğini söyledi.kahve gözler tekrar resmime gittiğinde "o,küçük bir armağan.kabul edin lütfen." dedim.teşekkür etti tebessümle,
bana el sallayıp görüş açımdan kayboluverdi.

en büyüğü olmasamda,en mutlu delinin ben olduğum kesindi artık.





bunu fırlatıp üçüncü bolumu tamamlayıp uyumaya kaciyorum bu productivelik saka mi *nazar boncugu*

art deco | arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin