Şarap Kokulu Kan

3. Bölüm

Melez'in evinden çıkınca birinin görüp görmemesini umursamadan sırayla dizilmiş evlerin olduğu sokak boyunca tüm gücümle koşmaya başladım.

Dizili evlerin sonunda simsiyah eve gelmem yaklaşık iki saniye falan almış olmalıydı.

Siyah evden içeri girip üst kata çıktım.

Diğer evrene geçiş için kullandığımız aynanın karşısına geçip cümlelerin dudaklarımdan çıkmasını sağladım.

Cümleler bittiğinde aynadan çıkan siyah dumanlarla birlikte ellerimi çıkıntılı yerlere koydum.

Bedenim sarsılmaya başladığında saniyeler içinde diğer evrene geçtim.

Bu aynayla direkt baş cadı ve baş büyücünün iksirler ve büyüler yaptıkları şatoya çıkmam ilk defa işime gelmişti.

Hızlıca alt kata indim.

'Ebrar uzun zaman oldu.'

Başımı salladım.

'Çok acil bir şey konuşmamız lazım. Dünya'da melez var ve Konseyin haberi yok.'

Ellerinde büyük ihtimalle perilerin doğadan hazırlayıp getirdiği çay dolu fincanları yere düşürdüler.

Yer periler tarafından özel olarak hazırlanmış mavi sıvıyla kaplandığında hiçbirimiz bunu umursuyor gibi değildik.

'Thedora acilen diğerlerine haber ver.'

Büyücü onayladığında elinde bembeyaz bir küre çıkarmıştı.

Gözlerini kapatıp ellerini kürenin üzerinde dolaştırmaya ve fısıltılar eşliğinde cümleler kurmaya başladı.

Birkaç dakika sonra işi bitince gözlerini açıp doğruca cadıya baktı.

'Tamamdır Trifena, şimdi burda olurlar.'

Cadı onayladığında tek bir el hareketiyle üzerlerinde günlük kıyafetleri abartılı elbiselere dönüştü.

Ve o an sırayla ateşler içinde Ejderha ve Ateş Tanrısı Theosebia, yapraklar ve çiçekler içinde Toprak ve Doğa Tanrısı Makrina, dalgalar içinde Su Tanrısı Juliette, rüzgarlar içinde Hava Tanrısı Verina, yıldızlar içinde Gökyüzü Tanrısı Zenobia ve kelebekler içinde Hayvanların Tanrısı Hartini gelmişti.

Son olarak göz kamaştırıcı beyaz bir ışık içinde göz kamaştırıcı güzelliğiyle hepimizin en büyüğü Baş Melek Aelia Eudoxia gelmişti.

Ejderha Tanrısı Thosebia'nın yanına gidip kolumla dokundum.

'Geldi benimki.'

Biz Theosebia ile gülmeye başladığımızda Trifena bize uyarıcı bakışlar atıyordu.

Aelia'nın yanına gidip önünde reverans yaptığım da zarif elini bana uzatmıştı.

Elini nazikçe tutup minik bir öpücük bıraktım.

'Bu çapkınlığından asla bir şey kaybetmiyorsun Karakurt.'

Çapkın bir gülüş sunduğumda Thedora sahte bir şekilde öksürdü.

'Aelia, Ebrar Dünya'da bir melezin olduğunu söyledi.'

Bütün herkes şaşkınlıktan birbirine bakmaya başladı.

Aelia'nın keyif pırıltısı dolu bembeyaz gözleri şaşkınlıkla büyüyüp gri renge dönmeye başlamıştı.

'Nasıl gördün, nerede gördün, dış görünüşü nasıldı? Tam Melez ırkının tükendiğine inanmaya başladığımız zamanlarda ortaya çıktığına inanmıyorum.'